Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, Balkanlardaki Din Eğitimi : Benzer İnançlarda Farklı Uygulamalar
…
8 pages
1 file
Balkan Ülkelerinin Din Eğitimine Bakışı, 2020
Uluslararası Yüksek Din Öğretimi Sempozyumu (Akademik ve Sosyal Yönleriyle), 2019
Balkanlar’da yüksek din öğretiminin serüveni farklı tarihlerde başlamıştır. Kosova’nın yüksek din öğretimin serüveni 15 Ağustos 1992’de kurulan Priştine İslami Araştırmalar Fakültesi ile başlarken Makedonya’nın yüksek din öğretimi 27 Şubat 1995’te kurulan Üsküp İslami Bilimler Fakültesi ile başlamıştır. Bu tebliğin amacı Balkan coğrafyasında merkezi öneme sahip olan bu iki ülkedeki yüksek din öğretiminin tecrübelerini ortaya koymaktır. Balkanlardan bu iki ülkeyi seçmemizin amacı ise yönetimde olan benzerlikler, oluşturulan bölümler, okutulan müfredatı, ortak dil Arnavutça ve buna benzer birçok ortak noktalara ve tecrübelere sahip olmasıdır. Tebliğde bu ülkelerin yüksek dini kurumlarının misyonu, hedefleri, öğrenci kaynağı ve öğretim programı üzerinde durularak kurumlar tarafından konulan hedef ve amaçlara ulaşıp ulaşmadığını değerlendirmek olacaktır. Her iki kurumun hedefleri ülkedeki dini ihtiyacı dikkate alarak o yönde öğrenci yetiştirilmesidir. Öncelikli hedef yerel dini kurumlara müftü, vaiz, imam ve müezzin gibi daha çok pratik ağırlıklı eleman yetiştirmeyi hedeflemektedir. Daha sonra ise din alanında araştırma yapabilecek nitelikte uzman yetiştirmeyi amaçlamaktadır.
Journal of Intercultural and Religious Studies (JIRS), 2 (2012): 67-109.
Osmanlı’nın XIX. yüzyılın başından itibaren Balkanlardan çekilmeye başlaması sonucunda bölgede irili ufaklı pek çok devlet ortaya çıkmıştır. Yaşanan savaşlar bölgenin idari haritasını değiştirirken, sosyokültürel yapı ve bunun bir uzantısı olarak dini yaşam da bu durumdan büyük oranda etkilenmiştir. II. Dünya Savaşı ardından kurulan sosyalist rejimlerin dini gruplar üzerindeki baskısı dini hayatın önemli ölçüde daralmasına neden olmusa da, bölgedeki sosyalist rejimlerin çöküşüyle beraber dini hayatta yeniden bir canlanma görülmeye başlanmıştır. Sözkonusu bu durum günümüzde pek çok akademik tartışmaya konu olmaktadır. Din eğitimi ve özellikle de okullarda verilen din dersleri bu tartışmaların odak noktalarından bir tanesini oluşturmaktadır. Yine de, Balkan ülkelerindeki mevcut uygulamalarda görülen çeşitlilik, konu üzerine çalışan araştırmacılar açısından oldukça ilginç bir örneklem alanı oluşturmaktadır. Bölgedeki din dersi uygulamalarının şekillenmesi ve çeşitlenmesinde tarihi altyapı, sosyokültürel yapı, din-devlet ilişkileri ve eğitim anlayışı gibi pek çok faktör etkili olmuştur. Çalışmamızda bu faktörlerden din devlet ilişkilerinin de belirleyicisi olan hukuki düzenlemelerden hareketle konu ele alınacaktır. Bu doğrultuda öncelikle, konu edilen ülkeler hakkında genel bilgiler verilecek, din-devlet ilişkilerinin ve dini grupların durumu ele alınacaktır. Ardından, devlet okullarındaki din derslerinde benimsenen temel yaklaşım incelenecektir. Sonuç bölümünde ise, ülkelerdeki uygulamalar karşılaştırılarak mevcut durumun tahlili yapılacaktır. Böylelikle ileride konu üzerine yapılacak detaylı araştırmalar için Balkan ülkelerindeki din dersi uygulamaları konusunda tanıtıcı bir giriş çalışması yapılması hedeflenmektedir.
Yeni Türkiye, 2015
Din, Balkanlarda ulusal kimliğin en önemli unsurlarından biridir. Ancak bir ulus devletin dış politika yapımında ‘din’in ne ölçüde belirleyici olduğu tartışılan bir konudur. Bu makale de, Balkan devletlerinin dış politikası belirlenirken dinin ne derece önemli olduğunu incelemektedir. Çalışma içerisinde, Balkanlar’da din-ulus ilişkisi incelenmiş ve Balkanlardaki önemli aktörlerin bölge politikasındaki din unsuru güncel örnek ve tartışmalara değinilerek irdelenmiştir.
Politika Önerileri 8, 2023
Bu politika önerisi, 2023 Türkiye genel seçimleri sonrası hayata geçirilecek eğitim politikalarının niteliğini artırmaya yönelik teklifler içeriyor. İLKE'nin bugüne dek ürettiği çalışmaların yanı sıra her biri alanında uzman isimlerin katkılarıyla hazırlanan bu dosyalarla geleceğin Türkiye'si için geliştirilecek politikalara katkı sunmayı gaye ediniyoruz.
Balkanlar’da İslam dini üzerine yapılan araştırmaların meselelerini incelerken, şüphesiz ki iki tarihî arka plana atıf yapmak zorundayız: Biri, eski Osmanlı eğitim sisteminin devamı, diğeri ise oryantalistlerin metodolojisini takiptir. Bu çalışmada üzerinde durulacağı gibi, aslında ikisi de bir dereceye kadar benzer müfredatlara sahiptir. Mevcut durumlara dönmeden önce bu iki geleneğe kısaca gözden geçireceğiz. Bununla birlikte, birincisine incelerken, Balkanlar’daki geç Osmanlı eğitim geleneğine bazı örnekler vermemiz gerekecektir. Kadim İslamî eğitimdeki tarihine ve anlamına referans vermeden, Osmanlı eğitim sistemini ve ilim müesseselerini çalışmak imkansızdır. İslam bağlamında eğitimin bir bütün olarak anlamı, “terbiye”, “talim” ve “tedip” terimlerinin yaptığı ortak çağrışıma özgüdür. Bu kavramların her biri, Allah’la irtibatlı olarak insan, toplum ve çevreye dair taşıdığı manalar birbiriyle alakalıdır, ve bunların hepsi resmî ve gayrı-resmî İslam eğitiminin kapsamını temsil eder. Geç Osmanlı dönemi Balkanlar’daki eğitim müesseselerinin merkezleri Manastır, Üsküp, Saraybosna, Yeni Pazar, Şumlu vs. şehirlerdeydi. Elbette bu dönemdeki yüksek öğrenim kurumları, her ne kadar bugünkü anlamı ve bağlamı farklı olsa da, “medrese” olarak adlandırılıyordu.
Ulusçuluk akımı ve ulus-devlet modeli Batı Avrupa ülkelerinin ekonomik, siyasi, kültürel birikimi sonucu hayata geçmiştir. Ancak, çıktığı bölgeyle sınırlı kalmayan bu akım, yayıldığı bölgelerin ekonomik, siyasi, kültürel birikimi ve o dönemin koşullarından dolayı farklı bölgelerde farklı yöntemler ve farklı sonuçlar ortaya koymuştur. 19. yüzyılda Balkanlar bölgesinde, egemenliğini ve bağımsızlığını kaybetmeye devam eden Osmanlı Devleti yönetimi altında yaşayan farklı Balkan halkları da dönemin koşullarında kendi gelecekleri için çözüm yolu olarak ulusçuluk akımını tercih etmişler ve kendi ulus-devletlerini kurabilmek için kendilerine göre farklı yöntemler seçmişlerdir. Ancak bu durum özde değil ayrıntıda bazı farklılıklar ortaya koyabilmelerine yetmiştir. Amaçları kendi ulusal devletlerini kurmaktı. Sonuçta birbirlerinden farklı noktaya gelememişlerdir. Kendi içlerinde farklı ulusalcılık örnekleri ortaya koysalar da ekonomik, siyasi, kültürel birikimleri ve dönemin yayılmacısömürgeci devletlerinin doğrudan veya dolaylı destekleriyle Osmanlı Devletine karşı giriştikleri ulusalcı hareketler bağımsız birer devlet olmalarına yetmemiştir. Bu çalışmada, 19. yüzyılda Balkanlarda Sırp, Yunan, Bulgar ve Türk ulusal hareketlerinden örnekler verilerek dışa bağımlı bir ulusçuluk akımının bağımsız ve egemen bir ulus-devlet ortaya çıkaramayacağı görüşü üzerinde durulmak istenmektedir. Bu amaçla, konu hakkında farklı görüşleri içeren ulusçuluk, Osmanlı, Balkan, Türk ve Avrupa tarihi ile ilgili çalışmalardan yararlanılmıştır.
Ermeni Okullarında Din Eğitimi / Religious Education in Armenian Schools, 2022
The historical process of how Armenians experienced education within the Ottoman Empire and the Republic of Turkey, the methods they applied in the field of education, and the determination of the religious curriculum they followed is of great importance. According to Articles 37-45 of the Lausanne Treaty, which certified the establishment of the new Turkish state, the rights of Armenians, Greeks, and Jews, who were recognized as minorities in the Republic of Turkey, were guaranteed with legal assurances. The Republic of Turkey committed to adhering to legal regulations under the supervision of international norms. However, in practice, the policies towards minorities by the republican governments sometimes showed variations. With the separation of other ethnic elements that constituted the Empire, the new Turkish state had to rely on the Turkish element, and in line with the ideology that established the state, a structure and policy based on national sovereignty and nationalism emerged. Following the proclamation of the Republic, various laws, regulations, and circulars, especially the Law on the Unification of Education (Tevhid-i Tedrisat Kanunu), were enacted to control minority schools, leading to some legal arrangements in Armenian schools as well. Evaluating the state's approach to minority education independently of the global and national conditions of that time and interpreting events from today's perspective would hinder reaching accurate and satisfactory analyses. The introduction provides information about the aim, subject, importance, limitations, methodology, and sources used in the study. The first chapter discusses the concept of minorities and then addresses the legal status of minorities in the Ottoman Empire. This chapter also covers the history of minority schools and the legal regulations concerning minority schools. The second chapter focuses on the legal arrangements made in minority schools after the Republic and the history and missions of Armenian schools currently providing formal education in Istanbul. The third chapter evaluates the curricula from the Republic to the present in terms of objectives, content, and methodology, and examines the compliance of the current curriculum with the understanding of religious education. In the conclusion, the research findings are discussed within the context of the topic, providing information about religious education curricula, and examining the impact and sufficiency of the religious education provided in schools on understanding their religion and its influence on their social lives.
Bitlis İslamiyat Dergisi
Yaygın din eğitimi toplumsal dindarlığın oluşmasında etken unsurlardan biridir. Camiler mabet olma özelliğinin yanı sıra yaygın din eğitiminin halka açılan yüzüdür. Bu açıdan camilerdeki eğitim faaliyetleri, üzerinde düşünülmesi gereken bir özelliğe sahiptir. Bu araştırma, camilerdeki din eğitimi faaliyetlerinin çeşitliliği, topluma olan katkılarının neler olduğu ve nasıl olması gerektiği üzerine kurgulanmıştır. Camilerde sürdürülen planlı din eğitimi faaliyetleri çalışmanın kapsamı içindedir. Camiler dışında toplumu bilgilendirme, dini konularda aydınlatma, değer aktarımının yapılması gibi amaçlar doğrultusunda yürütülen faaliyetler ile cami içerisinde gerçekleşse dahi planlı bir şekilde ilerlemeyen din eğitimi çalışmaları araştırmanın kapsamı dışındadır. Araştırma sonucunda konuyla ilgili öneriler oluşturulmuştur. Hedef kitlenin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda oluşturulan içerikle bilişsel alandan ziyade duyuşsal alanla ilgili öğrenme alanları hazırlanmalıdır. Görevliler tarafından da kuşatıcı ve kucaklayıcı bir dil kullanılmasının gerekliliği açıktır. Ayrıca bu kadar karmaşık olan bir sürecin başarıya ulaşması için her aşamasının planlı programlı ilerlemesi gerektiği de ulaşılan sonuçlardandır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Uluslararası Osmanlı Çalışmaları Konferansı I: Yeniçeriler Yıldız Teknik Üniversitesi, 2015
Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce - Balkanlarda Müslüman Düşüncesi, 2021
Amasya İlahiyat Dergisi, 2023
Uluslararası Öğrencilerin Gözüyle Yaşayan Balkan Halk Kültüründen Bazı Örnekler , 2019
Balkanlar ve İslam, 2020
Hollanda'da Türkler ve Camilerde Din Eğitimi, 2020