Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
8gen-ART
…
15 pages
1 file
İnsanoğlunun tarihi kendine özgü bir şekilde kendini gösterebilecek ve insanoğlunun yeni günlerine dönüşecek. İçerisinde bulunduğu çevrenin zararlarından korunmak için ortaya çıkan barmadan kendisinden biridir. Avcı toplayıcı insan barınma ağaçkovuklarına ve mağaralara ilk iyi gidermiştir. Neolitik olarak tasarlanabilecek araçlarla tasarlanabilecek hayata döndürülebilir, yaşanabilir olanlarla tasarlanabilir ve silindirlerden kaba öğütülmüş tarım makineleriyle tasarlanabilir evler içinde. Evlerin inşasında çevrede kolay ulaşılabilen taşlar, aynı şekilde kullanılmış olanlardan yararlanılabilirpiçlerden bunlardan yararlanmışlardır. Yapı malzemesi olarak kullanılan bu çevrede kolay ve bol miktarda kullanılır. Anadolu'da da bol olduğu, İklimin görünümünde inşa edilecek yapılarda ağaç kullanımı kullanımtayken; istikametten görünüş taş malzeme; taş ve içeriğinde kullanılan karasal iklimin adından Anadolu temelli bir malzeme olan kerpiç kullanıldı. Kerpicin neolitik çağa (M.Ö. 9000) kad...
2019
Insanoglu tarih boyunca, yasadigi dogal cevreyi, ihtiyaclari dogrultusunda duzenlemis ve degistirmistir. Konut taniminin temelinde bu caba gorulmektedir. Dogadaki diger tum canlilar gibi insan da disaridan gelebilecek saldiri ya da tehlikelere karsi korunma, savunma ve siginma ihtiyaci hissetmistir. Bu ihtiyaci, ilk olarak dogada ulastiklari magara, kovuk gibi yontemlerle gidermislerdir. Avciliktoplayicilikla yasamlarini surduren insanlar Neolitik donemde yerlesik hayata gecmislerdir. Boylece topragi ekip bicmeye baslamis ve toprakla bag icinde bir yasam surdurmuslerdir. Yerlesik hayata gecmeleri ve kalici konutlari insa etmeye baslamalari beraberinde ilk mimari faaliyetleri getirmistir. Anadolu yarimadasinda kerpic kullaniminin bir ozeti niteliginde olan bu makalede amaclanan; Neolitik donemde barinak olusturmak amaciyla kullanilan kerpic konutlarin, gunumuzde kullanilan yontemlerle hala benzerlik gosterdigi konusuna bilgilendirmek ve sadece Anadolu yarimadasinda kullanilan yonteml...
Yaşamın Her Karesinde Toprak
The basic building materials, which can easily be reached, used for the construction of buildings have been natural materials since the first house built by humans to shelter in the world. Among this materials soil is the most commonly used. Adobe architectural heritage that has been formed with soil has been used for many different and various building cultures in all around the world for many centuries, nowadays has been lost day by day. The number of researches have been increased in the world about conservation of adobe architectural heritage and contemporary usage opportunities as a sustainable material by reinforcing weak properties of the material caused by its nature. Traditional architectural heritage of Anatolia has been disappearing each passing day due to lack of awareness about conservation and mostly abandonment of buildings in small towns and rural areas. It is known that continuous maintenance is required for traditional buildings constructed with natural materials as stone, wood or earth, like living organisms. As if it hasn’t been done, the process has been resulted neglection and becoming a ruin of cultural properties. Deterioration mechanisms that affect natural building materials in traditional architecture are similar for adobe architecture, but effects faster than the other buildings. This paper aims to provide analysis about development process of adobe architecture in Anatolia that used for many centuries as in the world, forms of production and usage, and current conservation problems.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimar Sinan Holü , 2013
21. yüzyılın hızlı yaşam döngüsü içinde kimi değerler yitirilirken, kimileri yeniden yaşama katılmakta, keşfedilmektedir. Anadolu’nun derin tarihi içinde yeniden keşfedilen değerlerden birisi de “köy” yaşamı olmaktadır. Belki hiç yitirilmemiş olan köy ve köye ilişkin değerler, bugün yeniden anlamlandırılmakta, değer kazanmakta ve sahip olduğu yere kavuşmaktadır. Toplumsal yaşamın dinamikleri içinde kendiliğinden gelişen bu hareketlilik, bilinçli yaklaşımlarla desteklenerek, toplum, kent ve ülke yaşamı için bir kazanım olabilmektedir. Bu bağlamda, köye ait değerler, planlama ve mimarlık disiplini içinde yeniden yorumlandığında, önemli potansiyeller içerdiği görülmektedir. Küresel dünyanın gelecek nesilleri gözeterek yapılandırdığı sürdürülebilirlik kavramı bu anlamda önemli bir yaşam felsefesi ve kültürünü amaçlamaktadır. Gerek kerpiç malzeme, gerek mekan organizasyonu, gerek kentsel tasarım disiplinleri ve yapı teknolojileri bağlamında, önemli birikimlere sahip olan köylerin, üzerinde çalışılmayı hak eden bir öneme sahip olduğu görülmektedir. Bu noktadan hareket ederek, izleyeceğiniz “köy sergisi”, geleceğe dönük önemli açılımlar içeren bir çalışmanın ilk ayağını oluşturması nedeniyle önemli olmaktadır. Proje Ekibi Doç.Dr. Mustafa Özgünler, Doç.Dr. Seden Acun Özgünler, Yard.Doç.Dr. Tolga Sayın, Uzman Ergün Şimşek, Uzman Doğukan Erdoğan, Uzman Şiar Umut Yıldırım, Taybuğa Aybars Mamalı Çalışmaya Katılan Öğrenciler Ezgi Polat, Hazel Kazkayası, Ayşegül Özdek, Deniz Kızık, Fırat Kaya, Kadir Yesir, Seda Kireççi, Hülya Şeh, Ayşe Başkonuş, Bekir Emre Ateş, Mehmet Ashi, Ece, Gökçen Köse, Selin Aktürk, Bersu Çelik, Cansu Yılmaz, Gizem Kınsız, Büşra Uysal, Arıkan Özden, Demet Öksüz MSGSÜ Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi, MSGSÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi
3. Anadolu Uluslararası Uygulamalı Bilimler Kongresi, 2019
Yapı üretimi, gerek malzeme ve yapım tekniği; gerekse teknoloji ve tasarım bağlamında çok yönlü bir uygulama alanıdır. Tarihi oldukça eskiye dayanan bu eylem, günümüze ulaşan süreçte özellikle sanayileşme ve nüfus artışı gibi gelişmelerin etkisiyle değişim göstermiş ve kaynakların hızla tüketildiği bir alan hâline gelmiştir. Sürecin geldiği noktada görülen gelişmelerin yapı ihtiyacını arttırmasıyla birlikte malzeme bağlamında da kaynak tüketimi artmış ve bu durum, mimarlıkta sürdürülebilirlik kavramıyla birlikte ele alınmaya başlamıştır. Sürdürülebilirlik, günümüzde erişilen kaynaklara gelecek nesillerin de ulaşmasını sağlamayı; bu anlamda kaynak kullanımı ve tüketimi konusunda seçici olmayı öngören bir anlayışı içermektedir. Buradan hareketle, günümüzde sürdürülebilir mimari, tasarımcıları doğayla uyumlu ve aynı zamanda işlevsel tasarım ve tekniklere yönlendirmektedir. Söz konusu tasarım ve tekniklerin ortaya çıkmasında ise sürdürülebilir yapı malzemeleri büyük role sahiptir. İnsanlığın yapı ihtiyacını karşılamaya başladığı en eski tarihler incelendiğinde, malzeme bağlamında doğada kolaylıkla ulaşılabilen, işlenebilen ve çevre ile uyumlu olan toprağın ön plana çıktığı görülmektedir. Toprağın başta saman ve su olmak üzere yine doğal olan diğer malzemelerle birleşimi ise kerpici oluşturmaktadır. Kerpiç yapılar uygun teknik ve yöntemlerle inşa edildiklerinde; uzun ömürlü, işlevsel ve sürdürülebilir üretimler olarak gelecek nesillere aktarılabilmektedir. Bu anlamda yapılan çalışmanın amacı, sürdürülebilir mimari kapsamında önemli bir yer tutan doğal malzeme seçimine vurgu yapmaktır. Çalışma kapsamında sürdürülebilir mimari ve buna bağlı olarak sürdürülebilir bir malzeme olan kerpiç irdelenecektir. Çalışma yöntemi olarak detaylı literatür taramaları ile birlikte yerinde inceleme ve uygulamalar ele alınacaktır. Çalışma sonucunda elde edilen verilerin, sürdürülebilir ve doğal bir malzeme olarak kerpicin günümüzdeki kullanımına dikkati çekmesi ve bu kullanıma olumlu katkı koyması hedeflenmektedir. Anahtar Kelimeler: Yapı Malzemesi, Sürdürülebilirlik, Kerpiç
Anadolu Selçuklu ve Beylikler dönemi yap›lar›nda devflirme malzeme kullan›m› yayg›nd›r. Anadolu'daki Ortaça¤ kentleri ço¤unlukla Roma, Bizans dönemlerinden beri süreklili¤ini koruyan yerleflimler oldu¤u için önceden varolan an›tlar›n malzemeleri geçmifle öykünmek, kutsal saymak ya da haz›r malzemenin kullan›lmas› gibi ekonomik nedenlerle tercih edilmifltir. Genellikle yap›larda Roma ve Bizans dönemlerine ait devflirme malzemeler / mimari plastik eserler kullan›lmakla birlikte, baz› örneklerde ayn› dönem ya da kültürlere ait malzemelerin de devflirildi¤i görülmektedir. Önemli olan uygarl›k ve zaman fark› olmay›p malzemenin en az ikinci defa yeniden kullan›m›d›r. Devflirilen malzeme ifllevine uygun kul-lan›labildi¤i gibi k›smen veya tamamen ifllenerek farkl› bir ifllevle de de¤erlendirilebilmektedir.
Sürdürülebilir mimari, çağa uygun tasarım yaklaşımlarıyla doğayla uyumlu kullanımları biraraya getiren; son yıllarda mimarlığın hemen her alanında kendisine yer bulan ve bu bağlamdagünümüz mimari tasarım anlayışında da etkileri görülmeye başlayan önemli bir araştırmaalanıdır. Yakın zamanda ortaya atılan ve giderek yaygınlaşan sürdürülebilir mimari kavramı,özellikle endüstri devrimi sonrasında yaşanan gelişmelerin etkisiyle ortaya çıkmış ve temelde,üretilen yapıların çevre ve insanla uyumlu bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasınıöngörmüştür. Sürdürülebilir mimari kapsamında yapı üretme eyleminin önemli bir parçası da doğru malzemekullanımıdır. Bu anlamda mimarlığın diğer tüm bileşenleri sürdürülebilirliği sağlasa da doğaylauyumlu, insan yaşamını kısa ya da uzun vadede olumsuz etkilemeyen ve gelecek nesillerin dekolaylıkla ulaşarak kullanabileceği malzemelerin te rcih edilmemesi; elde edilen yapısal ürününsürdürülebilir olarak değerlendirmesine engel olmaktadır. Sürdürülebilir mimari kapsamında kullanılan malzemeler, doğada bulunan ve erişimi kolayolan bileşenler arasından seçilebileceği gibi; bu malzemelerin doğada farklı şekillerde kullanım imkânı olmayan atıkları değerlendirerek oluşturulmasıyla da ortaya çıkabilir. Bu anlamda sözkonusu biçimde atık yönetimine katkı sağlama potansiyeli olan yapı malzemeleri arasında en bilinenin kerpiç malzeme olduğunu belirtmek mümkündür. Buradan hareketle yapılançalışmanın amacı, sürdürülebilir mimarinin atık yönetimine etkilerini ortaya koymaktadır.Çalışma, sürdürülebilir mimari-malzeme ilişkisine dair çeşitli araştırmalarla birlikte kerpiç malzeme ile ilgili inceleme ve araştırmaları kapsamaktadır. Sonuç olarak yapılan çalışmanın,sürdürülebilir mimariyi destekleyen yapı malzemelerinin atık yönetimine katkı koymasıkonusunda bir tartışma başlatması ve bu konuya dikkati çekmesi hedeflenmektedir.
Uygulamalı Sosyal Bilimler ve Güzel Sanatlar Dergisi, 2021
Bu çalışmada günümüzde üretilen döşemelik kumaşlarda geleneksel motiflerin kullanımı ve uğradığı değişimler ele alınmıştır. Araştırma kapsamına Persan Tekstil, Yöre Tekstil, Prestıge Tekstil, Chelsea Tekstil ve Sedir Tekstil isimli 5 kumaş firmasına ait 50 adet kumaş örneği incelenmiş, geleneksel Türk motiflerinin en yoğun olarak kullanıldığı 10 adet kumaş örneğine bilgi formlarında yer verilmiştir. Bu kumaşların her birinin motif ve kompozisyon özellikleri, motiflerin geleneksel Türk motifleri ile benzerlikleri değerlendirilmiştir. Verilerin toplanması ve değerlendirilmesinde bilgi formlarından yararlanılmıştır. Bilgi formlarında incelenen ürünlerin zeminlerinde en çok bordo, motiflerde ise en çok altın sarısı rengin kullanıldığı, motifler de yoğunlukla stilize bitkisel motiflerden, lale ve karanfilin kullanıldığı görülmüştür. İncelenen döşemelik kumaşların özellikle 16. yy. Osmanlı saray kumaşlarıyla benzerlik gösterdiği dikkat çekmektedir. Ayrıca geleneksel motiflerimizden yola çıkılarak özgün, döşemelik kumaş tasarımı yapılmış renk varyasyonları oluşturulmuştur.
Arslantepe I. Uluslararası Arkeoloji Sempozyumu Bildirileri, 2019
Günümüzde Türkiye nüfusunun %80 kadarı kentlerde yaşamakta ve kırsal alanın yerleşme kimliğini oluşturan köyler nüfusunu büyük ölçüde yitirmiş durumdadır. Oysaki Cumhuriyet döneminin kuruluş aşamasında nüfusun yaklaşık %80'ini kırsal kesimdeydi ve dolayısıyla ülkenin toplumsal yapısını ağırlıklı olarak köy kültürü oluşturmaktaydı. Osmanlı döneminden beri süregelen geleneksel tarım ve hayvancılık işleri, içine kapalı mutaassıp yaşam biçimi gibi ekonomik ve kültürel olgular kadar, yakın çevrede kolay bulunabilen doğal yapı malzemeleri de köylerin mimari çevresini belirlemiştir. 20. yüzyıl başında yüzyıllardır pek gelişim ve değişim göstermemiş geleneksel üretim biçimleri ve yaşam kültürü halen sürmekte ve köylerin gerek yapılı gerek doğal çevresi bunu sergilemekteydi. Türkiye'de Cumhuriyet'in kuruluşuyla birlikte kırsal kalkınmaya özel bir önem verilmekle birlikte, bu dönemde henüz endüstriyel tarım söz konusu olmadığı için emek gücüne dayalı kalabalık köy toplumunu gerektiren yaşam biçiminde önemli bir değişiklik olmamıştır. Her ne kadar 1950'lerden itibaren tarımda makineleşme ve köy dışına göç yavaş yavaş başlamışsa da, 1980'lere kadar mimari çevre radikal bir dönüşüm yaşamadan geçmişten geldiği haliyle sürmüştür. Ancak 1980 askeri darbesi sonrası neoliberal ekonomik sisteme geçen Türkiye'de tarım ve hayvancılığın zayıflaması nedeniyle köylerin ekonomik canlılığının azalması ve nüfusun göç etmesi, geleneksel köy yapılarının da kullanılmamasına ve zamanla yok olmasına neden olmuştur. Günümüzde Türkiye'de geleneksel mimari değerlerini sürdüren köy sayısı çok azalmıştır ve köy mimarlığı üzerine araştırma sayısı da az olduğu için pek çok kırsal topluluğun yaşam kültürü hiç belgelenmeden, hiç öğrenilemeden yok olmuştur. Bu bağlamda konuyu ele aldığımızda arkeolojik alanlar ile köy yerleşimlerinin arasında ilginç bir benzerlik vardır. Her iki kültür varlığı türü de belgelenmediği, korunmadığı zaman dünya kültür tarihinde hiç bilinmeyen ve kapatılamayacak bir eksiklik oluşmaktadır. Bu makalede birbirine komşu Elazığ ve Malatya coğrafyasında kerpiç mimarinin söz konusu olduğu köylerde çeşitli nedenlerle yaşanan haraplaşma ve yıkım süreçleri, 1960-70'li yıllarda Keban, Karakaya ve Atatürk baraj projeleri kapsamında yapılmış olan çeşitli belgeleme çalışmaları ile İTÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Programı yüksek lisans çalışmaları
International Journal of Life Sciences and Biotechnology, 2019
Çok yıllık otsu veya çalı formunda, 12 cins ve 200 tür ile temsil edilen Berberidaceae familyası, Kuzey yarım kürede dağılış göstermektedir. Türkiye’de Berberis vulgaris, Berberis integerrima, Berberis crataegiana, Berberis cretica olmak üzere dört türü bulunmaktadır. Türlerin ülkemizde dağılım alanları birbirinden farklılık göstermektedir. Berberis türleri odunsu kısımlarında bulunan ve sarı rengi veren berberin maddesi nedeniyle geleneksel kullanımda yün ve ipliğin boyanmasında kullanılmıştır. Fenolik bileşikler, alkoloidler, flavonidler bulunduran kök, kabuk, meyve ve yaprağı Anadolu’da, ateş düşürücü, soğuk algınlığı, romatizmal şikayetler, göz hastalıkları, sindirim ve solunum yolu şikayetlerini giderici, şeker düşürücü gibi amaçlar için kullanılmıştır. Olgunlaşan meyveleri reçel, marmelat, şurup yapımında ve kurutularak çerez olarak tüketilmektedir. Derleme niteliğindeki bu makalede, Berberis türlerinin morfolojik özellikleri, etken maddeleri ve geleneksel kullanım alanları ha...
Online Journal of Art and Design, 2023
Geçmişten günümüze değişen gereksinimler ve teknolojideki ilerlemeler ile birlikte modern yaşamın ihtiyaçlarına cevap veremeyen geleneksel konutlar zamanla kullanılmamakta ve atıl bir durumda kalmaktadır. Son yıllarda bu durumdaki geleneksel konutların yeniden işlevlendirilerek korunması evrensel bir koruma stratejisi olmuştur. Yeniden işlevlendirme sürecinde karşılaşılan büyük sorunlardan biri geleneksel konutların iç mekân yerel unsurlarının yeterince önemsenmemesidir. Çalışmada koruma süreçlerinde geleneksel konutların iç mekânı oluşturan yerel unsurlara yapılan müdahalelere ve yeni işlevindeki kullanım durumlarına odaklanılmıştır. Bu kapsamda Trabzon'da köklü bir kültürel birikime ev sahipliği yapan Ortamahalle'de yer alan Timurciler Konağı ele alınmıştır. Üç aşamadan oluşan çalışmanın ilk aşamasında, veri toplama yöntemi ile kuramsal alt yapı oluşturulmuş ve iç mekânda yerel unsurların kapsamı belirlenmiştir. İkinci aşamada, çalışma alanı olarak belirlenen Timurciler Konağı'na ilişkin veriler elde edilmiştir. Üçüncü aşamada ise Timurciler Konağı iç mekanını oluşturan yerel unsurların mevcut işlevindeki kullanım amacı, malzemesi ve kullanım durumu tespit edildiği aşamadır. Çalışmanın bulgularında, konak içerisinde yerel unsurların çoğunlukla özgün halinde kullanıldığı tespit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda ise yeniden işlevlendirilerek kullanılan geleneksel konutlara yapılan müdahalelerde iç mekânı oluşturan yerel unsurların yapıdan bağımsız düşünülmeden bütünsel bir anlayış ile korunmasını ve kullanılmasını gerektiği vurgulanmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
2004
Uluslararası Sanat ve Sanat Eğitimi Dergisi, 2020
Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, 2021
ANADOLU PREHİSTORYASINA ADANMIŞ BİR YAŞAM: JAK YAKAR'A ARMAĞAN/ A LIFE DEDICATED TO ANATOLIAN PREHISTORY: FESTSCHRIFT FOR JAK YAKAR, 2020
İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi
Academic Platform-Journal of Engineering and Science
17. ULUSLARARASITÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORUKONGRESİ / SANAT ETKİNLİKLERİ, 2023
International of Mardin Studies, 2020
İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 2012
ULUSLARARASI HAKEMLİ TASARIM VE MİMARLIK DERGİSİ, 2022
Sosyal Bilimlerde Güncel Tartışmalar 14, 2023
Seleucia , 2021