Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2018, Turkish Studies
https://doi.org/10.7827/TurkishStudies.14515…
14 pages
1 file
ÖZET Farsça pîşkeş sözcüğü "Hediye, armağan" anlamına gelmektedir. Hediyeleşme, Osmanlı'dan önceki Türk-İslam devletlerinde, Çin ve Bizans kültüründe ve Orta Doğu devlet geleneklerinde yer alan önemli bir olgudur. Osmanlı Devleti'nde önceleri geleneksel uygulamaların bir tezahürü olarak alınıp verilen hediye; XVII. yüzyılda değişen sosyal ve ekonomik şartlar neticesinde çeşitlenerek merasimlerin önemli bir unsuru haline gelmiştir. Pîşkeş sunumu XVII. yüzyılda devlet işlerinde olduğu kadar padişahların gündelik hayatlarında (ziyaret, ziyafet, avlanma, gezi vb.) da önem kazanmıştır. Bu dönemde geleneksel bir devamlılık arz etmesinin yanı sıra; bağlılık, itaat, dostluk, barış ve dayanışmanın aracı olarak pîşkeş (hediye), sağladığı siyasal, sosyal, kültürel, psikolojik ve ekonomik işlevleri bakımından iktidarın başvurduğu bir araç olarak ön plana çıkmış ve merkezî otorite tarafından bir güç unsuru olarak kullanılmıştır. Önceleri iç hazinenin en büyük gelir kaynağını savaşlarda elde edilen ganimetler teşkil etmekteyken; XVII. yüzyılda çeşitlenen pîşkeşler, iç hazinenin en önemli gelir kaynakları olmuştur. Pîşkeş, bir tanımda arızî yani düzenli olmayan vergi türü hediyeler olarak tarif edilse de, Osmanlılarda ilgili dönemde padişahlara sunulan pîşkeşlerin belirli, kayıtlı ve kurallı olması bir düzen içerisinde alınıp verildiğini göstermektedir. Bu makalede pişkeşin gelişim süreci, esasları, amacı ve işlevleri ele alınmaktadır. Konuyla ilgili literatür taramasından sonra Osmanlı arşiv belgeleri tespit edilerek bunların temini, tasnifi ve fişlenmesi suretiyle diğer kaynak ve araştırmaların verileri de kullanılarak bunların değerlendirilmesi yapılmıştır.
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİNDE EĞİL SANCAĞI (XVI.-XVII. YÜZYILLAR) Öz Bu makalede günümüzde Diyarbakır iline bağlı bulunan Eğil ilçesinin idarî bakımdan Osmanlı Devleti Dönemi’nden günümüze kadar geçirdiği değişime yer verilmiştir. Bu çalışmada Eğil’in Osmanlı Devleti Dönemi’ne dair tarihini aydınlatmaya yardımcı olabilecek arşiv belgelerinden, Şerafeddin (Şeref) Han’ın XVI. yüzyılın sonlarında (1597) yazdığı Şerefname, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi, Şemseddin Sami’nin yazdığı Kamusu’l‘Al‘am, Ali Cevad’ın yazdığı Memalik-i Osmaniyenin Tarih ve Coğrafya Luğatı gibi devrinin önemli eserlerindeki bilgilerden faydalanılmıştır. Osmanlı Devleti Dönemi’ndeki Eğil Sancağı’nı yöneten idareciler, idarecilerin mensup oldukları Mirdasî ailesi hakkında bilgilere yer verilmiştir. Osmanlı Devleti Dönemi’nde Eğil’deki gayrimüslim nüfusun varlığı, sancaktaki dağılımı, yaşadıkları yerleşim yerleri, fiziki görünümleri, meşgul oldukları zanaat ve iş kolları hakkında önemli sayılabilecek bilgileri içeren 3409 Numaralı Maliyeden Müdevver Kataloğunda bulunan 1691 tarihli Cizye Defterindeki bilgiler değerlendirilmiştir. Eğil sancağına bağlı köylerin adları, Cumhuriyet Dönemi’nde bu köy adlarında meydana gelen değişmelere de yer verilerek bölgenin tarihî coğrafyasının adlarındaki izlerin takibinin yapılması mümkün hâle getirilmiştir. Tasavvuf yaşantısının bölgedeki tarihi geçmişi, bölgenin sosyal ve ekonomik hayatı üzerindeki etkileri ve idari yapının şekillenmesindeki katkısı üzerinde durulmuştur. Tarihî kaynaklarda yer alan bilgilerden faydalanılarak Eğil sancağının idari, sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin verilerle bölge tarihinin bir kesiti aydınlatılmıştır. Böylece Osmanlı Devleti Dönemi’nden günümüze kadar Eğil’deki tarihî gelişmelerin mukayesesini yapma imkânı sağlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Eğil Sancağı, Diyarbekir Beylerbeyliği, Pir Mansur, Tarihî Coğrafya, Osmanlı idaresi. EĞİL SANJAK IN THE OTTOMAN PERIOD (XVI. – XVII. CENTURIES) Abstract In this article, the change that the administrative district of Eğil, which is in the province of Diyarbakır today, has gone through from the Ottoman Empire to the present day has evaluated. In this study, the information in the important works of the era like archive documents that can help to enlighten Eğil's history of the Ottoman period, Şerefname written by Sherafeddin (Şeref) Khan at the end of the XVI. century (1597), Travel Book by Evliya Çelebi, Kamusu’l-‘Al‘am by Şemseddin Sami, Dictionary of History and Geography of Memalik-i Osmaniye by Ali Cevad was used. Information is given about Rulers who ruled the Eğil sanjak during the Ottoman period, and the Mirdasî family to which the administrators belong. The existence of non-Muslim population in Eğil during the Ottoman State, distribution of them in the sanjak, settlements where they live, their physical appearance, the information in the Cizye Book dated 1691, which is in the 3409 Numbered Maliyeden Müdevver Catalog, which contains information that can be considered important about the crafts and businesses they are engaged in has been evaluated. The names of the villages connected to the Eğil sanjak, including the changes in these village names during the Republican Period, have been made possible to follow the traces in the names of the historical geography of the region. The historical background of Sufi life in the region, its effects on the social and economic life of the region and its contribution in shaping the administrative structure were emphasized.A section of the history of the region has been enlightened with the data regarding the administrative, social and economic situation of Eğil sanjak by making use of the information in historical sources. Thus, the opportunity to compare historical developments in Eğil from the Ottoman Empire Period to the present has been provided. Keywords: Eğil Sanjak, Diyarbekir Beylerbeyligi, Pir Mansur, Historical Geography, Ottoman Administration.
GENEL TÜRK TARİHİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2019
Bu çalışmanın amacı, Osmanlı ve İngiltere’de XVI. yüzyılın sonundan başlayıp XVII. yüzyıl ortalarına kadar süren krizler, isyanlar ve dönüşümleri karşılaştırmalı bir tarih yaklaşımı ile analiz etmektir. Uzun bir süre Osmanlı tarihi üzerine yazılmış birçok akademik çalışmanın bir “ön kabul” olarak geliştirdiği “gerileme” tezinin, İngiltere gibi bir devletin tarihini yazarken niçin “muhteşem devrim” mahiyetinde olduğunu sorgulamak, neredeyse aynı tarihsel süreç içerisinde her iki devletinde benzer ya da farklı dönüşümler geçirip geçirmediğini belirtmek, incelemek ve bunları karşılaştırarak çıkarımlarda bulunmak ana esastır. Bunun yanında iktidarın paylaşımı ve bu paylaşımın hangi zümrelerden oluştuğu, Yeniçağ devletinin gelirlerinin nasıl dağıldığı ve bu dağılımda yöneten ile yönetilen ilişkisinin nasıl olduğuna dair gibi sorulara da cevap aranacaktır.
Osmanlı Devleti, birçok hukukî ve malî kurum ve uygulamaları gibi vergi sistemi ile vergiden muaf olma uygulamasını da kendinden önceki Türk-Ġslâm devletlerinden tevârüs etmiĢlerdi. Osmanlılar, bazı kiĢi ve zümreleri çeĢitli sebeplerle vergiden muaf tutmuĢlardı. Halkın askerî (yöneticiler) ve reâyâ (yönetilenler) olmak üzere iki ana sosyal sınıfa bölündüğü Osmanlı Devleti"nde XV.-XVIII. yüzyıllarda uygulanan vergi muafiyeti, yöneticileri yönetilenlerden ayıran en önemli özellikti. Saray halkı, askerî ve sivil bürokrasi, din adamları ile yargı-ilim bürokrasisi her türlü vergiden muaftılar. Kimi hizmetleri yerine getiren kiĢilerle, çeĢitli iĢ kollarında çalıĢan gruplar da vergilerin tümünden ya da bir kısmından muaf tutulmuĢtu. Ġskân edilenler ve göçmenlerden de bir süre için vergi alınmıyordu. Osmanlı devlet düzeninde, hukukî ve malî yapısında vergi muafiyeti hem siyasî hem de malî ve ekonomik olarak önemli iĢlevlere sahipti. XV.-XVIII. yüzyıllarda Osmanlılar vergi muafiyetlerini kamu harcamalarını azaltacak, Ģehirlerin iaĢesini sağlayacak ve sosyal çatıĢmalara engel olacak Ģekilde kullanmaya gayret ettiler. (Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, vergi, vergi sistemi, vergi muafiyeti, kanun-nâme, tapu ve tahrir defterleri)
Tez, 2019
ÖN SÖZ Osmanlı İlmiyye Mesleğine girişte önemli bir rol üstlenen mülâzemet sistemi hakkında bugüne kadar birçok çalışma yapılmıştır. Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde XVII. yüzyıl mülâzemet sisteminin yeterince irdelenmediği tespit edilmekte, ilmiyye kanûnnâmeleri hakkında da müstakil çalışmaların oldukça az olduğu görülmektedir. Bu sebeple XVII. yüzyılda mülâzemet sistemi ve ilmiyye kanûnnâmelerinin daha iyi tanıtılması ve literatürdeki boşluğu doldurabilmesi adına bu çalışma hazırlanmıştır. Çalışma süresinde birçok kişinin desteğini aldım. Öncelikle lisans dönemimden itibaren hemen hemen her konuda sıkılmadan yol göstericim olan, aynı zamanda bu konunun ne kadar önemli olduğunu anlatan ve beni bu çalışmaya yönlendiren danışman hocam Prof. Dr. Yasemin BEYAZIT'a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Birlikte çıktığımız bu yolda zaman zaman fikir alışverişinde bulunduğumuz Tacettin DEMİREL'e, Denizli'ye yolculuklarımda beni yalnız bırakmayan Ömer ŞENTÜRK'e ve psikolojik desteğini her zaman hissettiğim Reyhan SOYSAL'a teşekkürü borç bilirim. Son olarak, tez sancılarının en derinden hissedildiği dönemde her zaman varlığını hissettiren ailem Hilmi CENGİZ'e, Gülgün CENGİZ'e, Remzi CENGİZ'e, Nuran CENGİZ'e ve bizlere neşe katan canım yeğenim Elfingül'e teşekkür ederim. Cihan CENGİZ
Econder I. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi Bildiri E-Kitabı, 2019
Vergi devletlerin varlıklarını devam ettirebilmeleri açısından en önemli kaynak olma özelliği taşır. Bununla birlikte vergi konusu her dönemde devletlerin vatandaşları ile ilişkilerinde en önemli sorun olmuştur. Osmanlı Devleti’nde de vergi konusu önemini her dönemde korumuştur. Ancak askerî, siyasi ve ekonomik alanda yaşanan sorunlar vergi alanına da yansımıştır. Bu bakımdan vergi uygulamalarında ihtiyaca ve zamanın şartlarına bağlı olarak değişim ve dönüşümler yaşanmıştır. Osmanlı Taşrası vergi gelirlerinin temin edildiği saha olması itibariyle yaşanan değişim ve dönüşümden etkilenmiştir. Bazı vergi memurlarının faaliyetleri veya bazı vergi uygulamaları taşra ahalisi tarafından tepkiyle karşılanmış ve bu durum taşra ve merkez arasında kimi zaman çok ciddi boyutlarda anlaşmazlıklara neden olmuştur. Çalışma XIX. yüzyıl Osmanlı taşrasında Bolu örneğinden hareketle vergi uygulamalarından kaynaklanan anlaşmazlıkların sebeplerini, ahalinin tepkilerini ve sorunun çözümü için Devletin ne gibi faaliyetlerde bulunduğunu ele almaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme modeli ile yürütülen çalışma, konu ile ilgili literatürün yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Arşivi belgeleri çalışmanın esas kaynağını teşkil etmektedir. Anahtar Kelimeler: Osmanlı, vergi anlaşmazlığı, Bolu.
OSMANLI DEVLETİ’NDE GÖNÜLLÜ ASKERLERDEN GARİP YİĞİTLER (XVI. YÜZYIL), 2023
Giriş ve üç bölümden oluşan bu çalışmada XVI. yüzyılın ortasından itibaren hem paşa ve beylerin kapılarında hem de devletin sefer emirlerine cevaben gönüllü/paralı olarak seferlere ve muhtelif görevlere katılan garip yiğitlerin faaliyetleri ortaya koyulmaya çalışıldı. Girişte garip yiğitlerin Osmanlı askerî sisteminde yer almasını etkileyen âmiller ve devletin reayayı asker olarak istihdamı ele alındı. Birinci bölümde garip yiğitlerin kökenleri, nasıl toplandıkları ve organizasyonları, sayıları, dağıldıkları bölgeler alındı. İkinci bölümde muharip unsur olarak, geri hizmet kıtası olarak ve diğer hizmetler şeklinde ayırdığımız başlıklarda garip yiğitlerin kale muhasaraları, deniz seferleri, asi-aşkıya tenkili, serhad muhafazası, lojistik inşa ve tamir, mîrî mal tahsili, hazine teslimi, bayrakdarlık, çobanlık, güherçile hizmeti, tahrir görevlilerine hizmet, muhabere vb. gibi alanlardaki faaliyetleri ele alındı. Üçüncü bölümde ise garip yiğitlerin muhtelif faaliyetlerde gösterdiği yararlılık/yoldaşlık neticesinde elde ettikleri görevler ele alındı. Merkez ve taşra teşkilatına girişleri ve devlet hizmetine girme süreçleri incelenerek Osmanlı askerî değişimindeki rolleri üzerinde duruldu.
Osmanlı Devlet sisteminde hukuk, şer'i ve örfi olarak ikiye ayrılmış ve uygulamalar bu iki esasa uygun olarak çelişmemek kaydı ile düzenlenmiştir. Kişiyi hak ve sorumluluklarına ehil kılan husus yaş ve büluğ meselesidir. Şer'i hukuka göre bir kişinin mesuliyet alabilmesi ve cezai ehliyetinin olabilmesi için akli melekelerin yerinde, bulûğa erişmiş ve rüşdü olması gerekmiştir Kişinin, ceza alabilmesi hususunda yaş önemli bir kriter olmakta ve Bulûğ yaşının değişiklik göstermesinde, iklim, ırksal özellik, yaşanılan konum, beslenme ve ekonomik etkenler gibi etkenlere göre değişiklik gösterdiği görülmüştür. Bu çalışmada, Osmanlı Devlet hukukunun işleyişinde önemli bir husus olan bulûğ ve yaş meselesi irdelenmiştir. Arşiv kayıtlarındaki emsalleri üzerinden hareketler daha önce incelenmemiş olan yaş unsurunun çeşitli etkenlere göre Osmanlı coğrafyasında farklı uygulamalara sahne olduğu ortaya konulacaktır.
SALİM CÖCHCE ARMAĞANI / BERİKAN, 2017
Bu çalışmada XVI. ve XVII. yüzyıllarda Erzurum Sancağı’nın idarî taksimatı, idarecileri ve askerî yapısı ortaya konulmuştur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
İSTANBUL AHKÂM DEFTERLERİNE GÖRE OSMANLI BAŞKENTİNDE İNŞAAT ESNAFI ( XVIII. YÜZYIL ), 2023
Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, 2021
XVI. YÜZYILDA BİR OSMANLI YERLEŞİMİNDE KÖLELİK: ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ, 2019
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2021
OSMANLI DEVLETİ’NDE TOPLUMSAL SUÇLAR VE CEZALAR (1789-1839)
XIII. TÜRK TARİH KONGRESI, 2002
V. Uluslararası Ahilik Sempozyumu Bildiri Özetleri Kitabı, 2019
INTERNATIONAL JOURNAL OF INTERDISCIPLINARY AND INTERCULTURAL ART, 2024
ANA HATLARI İLE ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI, 2019