Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
28 pages
1 file
Allah, Kur’an’da kendisinin zamansal bir varlık olmadığını “bekâ”, “âhir” ve “hayyün lâ yemût” kavramlarıyla ifade etmiş; insanın ise zamansal bir varlık olarak sonsuzluğunu belirtmek için “ebed ve huld” kelimelerini kullanmıştır. Allah’ın başlangıcının olmadığı anlamına gelen “kadîm” kavramı üzerinde yürütülen tartışmalar, âlemin de kadîmliği konusunda filozof ve kelâm bilginleri arasında yeni görüşler çıkmasına neden olmuştur. Bu tartışmalarda Allah’ın sonunun olmaması, çok fazla gündeme gelmemiştir. Bâkıllânî ve Beyhakî ile birlikte Allah’ın bâkî olduğu, kelâmî eserlerde zikredilmeye başlanmıştır. Bu kavram âlimler tarafından özellikle insanın akıbeti, arazların durumu gibi konularla ilişkili olarak ele alınmıştır. Ayrıca Allah’ın dışında “bekâ” özelliğine sahip başka varlıkların olup olmadığı tartışılmıştır. Çalışmada Kur’an’da Allah ve insanın sonsuzluğunu ifade eden kavramlar hakkındaki kelam bilginlerinin görüşlerine değinilerek, Allah ve insanın sonsuzluğunun yapısal nitelikleri noktasında çözümlemeci analizlere yer verilmiştir
2017
Tarih boyunca birçok kavram gibi sığınma olgusu da Doğu’da ve Batı’da farklı kavramlarla ifade edilmiŞtir. Ait oldukları dil içerisinde rastgele seçilmiş kurallı harf öbeklerinin çok daha ötesinde anlamlar taşıyan kavramlar, içinde oluştukları kültürel kodları da yansıtacak şekilde var olagelen bir sürecin neticesi olarak günümüze aktarılmışlardır. Yapılan araştırmalarda günümüzde Batı’da kullanılan sığınma (asylum) ve iltica (refuge) kavramlarının Kur'ân'ın nüzul ortamındaki karşılıklarının farklı anlam alanlarına sahip olduğu görülmüştür. Kur'ân'ın sığınma olgusuna yaklaşımı ve bu realiteyi sunuŞunun ise Hz. Muhammed’in içinde yetiştiği toplumu yansıtmanın ve dolayısıyla ilk muhataplarının tekrarı olmanın çok fevkinde olduğu görülmektedir. Bu tebliğde ilk olarak Kur'ân'ın genel olarak sığınma olgusunu hangi bağlamlarda kullandığı tespit edilecektir. Ülkelerinden zorla çıkarılanların, vatanlarını bırakarak göç etmek zorunda kalanların ve bu olaylar sonucunda bir ülkeye veya Müslümanlara sığınanların Kur'ân'da nasıl ele alındığı belirlenecektir. Ayrıca Kur'ân'ın iltica ve sığınma olgusuna yaklaşım üslûbu ve yüklediği anlamlar bir insanın şahsiyetinin inşası ve korunması açısından değerlendirilecektir. Böylelikle günümüzde genelde tüm mülteciler özelde ise Türkiye’ye iltica eden Suriyelilerin Şahsiyet ve onurlarını koruma adına Kur'ânî üslubun kullanılmasının ne kadar gerekli olduğu ve karşılaştıkları zorlukları aşma adına bu üslubun fonksiyonları psiko-sosyal açıdan ortaya konulacaktır. Çalışma sonrasında elde edilecek bilgilerin kendi vatanlarındaki sosyal statüleri adına da büyük kayıp yaşayan mültecilerin, iltica ettikleri ülkede Kur'ânî bakış açısıyla yaklaşan toplumun verdiği konum sayesinde sosyal uyumun tesisi adına ve oluşan problemleri giderme açısından birçok yarar sağlayacağı öngörülmektedir. Anahtar Kelimeler: Kur'ân, Emân, Civâr, Ġltica, Hicret, Sığınma, Suriye.
ERKEK OLMAK İSLAM SABİTELER VE DEĞİSEN ROLLER, 2023
İnsanoğlunun yeryüzü serencamı aile ile başlamış, bu ilk yuvanın iki kurucu unsuru olarak Hz. Âdem ve Hz. Havva hayat yolculuğunda beraberce yürümüşler, aile olma sorumluluğunu birlikte üstlenmişlerdir. İnsan olarak onlar da hatalar işlemiş, yanlışlarının farkına vardıklarında ise her ikisi de pişmanlıkla tövbe etme erdemini göstermişlerdir. Evlatları arasında vuku bulan ve birinin ölümüyle sonuçlanan elim olayın acısını yüreklerinde yaşarken birbirlerine destek olmayı sürdürmüşlerdir. İnsanlığın ilk anne ve babası olma yüküne beraberce omuz vermişlerdir. İnsanlık ailesinin bu ilk hikâyesinin başrolünde yer alan iki kişiden biri olan Hz. Âdem’in kul olarak, eş olarak, baba olarak üstlendiği rollerde Müslümanlar için önemli mesajlar olsa gerektir. Bu çalışma, aileyi ilgilendiren meselelerde hatıra önce kadının geldiği, söze “kadın ve aile” diyerek başlamanın yaygın olduğu bir vasatta, “erkek ve aile” hakkında konuşmanın da önem arz ettiği kabulüyle kaleme alınmıştır. Öncelikle en genel çerçevede insan olarak erkek ve kadının birbirine göre nerede durduğunu, ardından erkeğin aile içinde eş, baba, evlat gibi farklı rollerde tezahür eden konumunu Kur’an ve Sünnet perspektifinden ele alıp değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda Kur’an’da ifade edilen şekliyle erkeğin “kavvam” olmasının ne anlama geldiği üzerinde de durulmaya çalışılacaktır.
Evvelemirde burada “Sünnet” tabiriyle neyi kasdettiğimizi ortaya koyalım: Bizim burada “Sünnet” tabiriyle kasdettiğimiz, Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Din’in tebliği ve hayata aktarılması bağlamındaki söz ve fiilleridir. Konunun sağlıklı bir zeminde ele alınabilmesi için öncelikle Sünnet’in bağlayıcı olup olmadığının, doğrudan Kur’an’a dayanarak ortaya konması gerekmektedir. Ancak mesele bununla bitmemektedir. İkinci aşamada yapılması gereken, Sünnet’i bize nakleden unsurların tesbiti ve güvenilir olup olmadıklarının tayinidir. Üçüncü aşamada ise “Sünnet’i bağlayıcı bir din kaynağı olarak görmezsek bunun pratik sonuçları neler olur?” sorusunun cevabı gelmektedir.
İNSANIN SORUMLULUĞU BAĞLAMINDA KUR'ÂN'DA NİMET KAVRAMI, 2018
Öz Sorumluluk, insanoğlunu diğer canlılardan ayıran özelliklerden biridir. İnsan, bağımsız düşünebilen ve tercih hakkı olan bir varlıktır. Yeryüzündeki her şey insan için yaratılmıştır. Akıl ve irade yanısıra insana sayısız nimetler verilmiştir. İnsan bütün bu nimetlerden hesaba çekilecektir. Sorumluluk, akıl ve idrak sahibi varlıkların bir kuralın ihlali veya iradî bir fiilin işlenmesi ne-ticesinde karşı karşıya kalacakları hukuki durumdur. Aklî ve vahyî deliller, dünyadaki en kıymetli varlıklardan biri olan insanın mesuliyetini göstermek-tedir. İnsanoğlunun imtihanı ve sorumluluğu bağlamında nimetler önemli un-surlardandır. İnsanın sorumluluğu bağlamında Kur'ân'da nimet kavramını izah etmeyi amaçladığımız bu çalışmada insanın irade ve fiillerine, sorumluluğuna, nimet kavramının anlamlarına, Kur'ân'da kullanılış biçimlerine ve nimet manasında kullanılan bazı kelimelere değinilmiştir. Yine bu noktada nimetlerin hikmetle-ri, insanın nimet karşısındaki konumu ve nimetlere mukabil insandan istenilen görevler izah edilmiştir. Nimet, olumlu ve olumsuz yönleri olan geniş bir kav-ramdır. Bu yüzden dünya ve ahiret hayatı açısından insanın sorumluluğu ve bununla irtibatlı olarak nimet unsurunun önemi üzerinde durulmuştur.
Religion and Philosophical Research, 2021
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelendi ve intihal içermediği teyit edildi. This article has been reviewed by at least two referees and scanned via plagiarism software. Etik Beyanı | Ethical Statement Bu makalenin yazarı/yazarları, hakemleri ve dergi editör grubu Din ve Felsefe Araştırmaları dergisinin Etik Kurallarına uyduklarını kabul eder. The author/authors, referees, and journal editorial group acknowledge that they adhere to the Code of Ethics for the journal of Religion and Philosophical Research.
TDV Yayınları, Ankara, 2022
'nun 17/12/2021 tarih ve 164 sayılı kararıyla uygun görülmüştür. Bu eserin ilmî / edebî redaksiyonu İLKSAY Kurulu marifetiyle yapılmıştır.
The fact of creation in the light of positive sciences "Müspet bilimler ışığında yaratılış gerçeği"
Marmara Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006
2010
Kur’an, insana dünya ve ahiret mutluluğunu bildirmek, onun âlem ve âlemdeki varlık kategorileriyle ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini öğretmek üzere indirilmiştir. Bu nedenle Kur’an’ın odak kavramları Allah ve insandır. Kur’an baştan sona insanı muhatap alarak onun hem Allah’la ilişkisini, hem de Allah’ın kendisi için yarattığı âlemle ilişkilerini belirler. Dolayısıyla Kur’an’ın ana hedefi, imanı ve amel/eylemlerinin nasıl olması gerektiği hususunda insana yol göstermektir. Biz de gerek Şahsî yaşam tecrübemiz ve gerekse uğraş alanımız açısından ilgi alanımıza girdiğini düşündüğümüz bu yol göstermenin insan-âlem ilişkisi çerçevesinde Kur’an-ı Kerim’de nasıl ele alındığını incelemek ve gerçek hayata yansımasını görebilmek için konuya böyle bir çalışmayla katkıda bulunmak istedik. Bununla beraber Kur’an’da insan-âlem ilişkisinin geniş bir alan olduğunu gördüğümüz için konuyu cemâdât-nebâtât- hayvanât çerçevesiyle sınırladık.
AHLAKİ GELİŞİM SÜRECİNDE ANNE BABA ÇOCUK ETKİLEŞİMİ: MODELDEN ÖGRENME, 2024
İnsanoğlu birlikte yaşadığı diğer insanlardan etkilenme ve onları etkileme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle bireyin dinen ve ahlaken eğitilmesi sırasında doğru ve hedeflenen biçimde yönlendirebilecek rehberlere ihtiyaç vardır. Kur’an, bireyin kendisinden önce benzer tecrübeleri yaşayan diğer bireylerden kuvvetli bir şekilde etkilendiğine sık sık işaret eder. Nitekim inkarcıların argümanlarından biri olan “…Atalarımızdan gördüğümüze uyarız…” (el-Bakara 2/170, vd.) vb. ifadeleri inançsızlıkta, günaha düşmede birey ve toplumun kendisinden öncekilerden ne ölçüde etkilenebileceğinin en çarpıcı göstergelerindendir. Bunun yanı sıra bireyin toplumda, ailesinin ahlakı, genel tanınırlık durumu kapsamında değerlendirildiği, ailesinden bağımsız düşünülmediğine de atıfta bulunulur. Örneğin Hz. Meryem’in Hz. İsa’yı dünyaya getirmesinin ardından durumu ona yakıştıramayan ve kendisine inanmayan kavminin “Ey Harun’un kız kardeşi! Baban kötü bir adam, annen de iffetsiz değildi.” (Meryem 19/28) diyerek Hz. Meryem’i ailesine nispetle yargıladıkları görülmektedir. Çocukluk sürecinde bireyin her konuda eğitiminde elbette büyük ölçüde anne-baba sorumludur. Bununla birlikte anne-baba çocuğun eğitiminde etkili yegâne unsurdur demek doğru değildir. Bu doğrultuda ayette aile reisinin aile fertlerinin ibadetlerinde yönlendirici olması gerektiği bildirilirken bilhassa babanın istikrarlı bir şekilde namazına devam ederek ailesine örnek olmasının lüzumu vurgulanmaktadır. (bk. Tâhâ 20/132) Kur’an, dolaylı olarak da babanın çocuğun fiziki ve manevi meselelerdeki rol model etkisine değinir. Nitekim Hz. İbrahim kıssasına dair kesitlerde oğlu İsmâil’in kendisiyle birlikte iş tuttuğu, Kabe’nin inşasında babasıyla birlikte hareket ettiği anlatılır. Ayrıca babası gibi yumuşak huylu tabiatına ve çocuk yaşta Allah’a olan teslimiyetine değinilir. (bk. el-Bakara 2/127; es-Sâffât 37/102-108) Bu husus bir peygamber ailesi örnekliğinde babanın ve annenin çocuğun yetişmesindeki rolüne dikkat çeker niteliktedir. Bu misallerde Kur’an’ın çocuğun dini ve ahlaki gelişiminde hususen anne-baba rolünün önemini vurguladığını görüyoruz. Bununla birlikte ayetlerde çocukluk çağında edinilmesi gereken adabımuaşeret kurallarının kazanılması sırasında anne-babanın haricinde çocuğun tanık olduğu diğer bireylerin de rolünün bulunduğuna işaret vardır. Nitekim ergenlik çağına girmiş olan bir çocuğun ebeveyninin yanına girerken kendisinden büyüklerin yaptığı gibi izin istemesinin gerektiği ayette açıkça belirtilir. (bk. en-Nûr 24/59) Bu ayet öncesiyle birlikte değerlendirildiğinde görülür ki ergenlik çağında olan bir çocuktan artık büyüklerinin fiillerini takip etmek, onları örnek almak suretiyle bilinçli hareket etmesi beklenir. Bu çalışmada amacımız bir eğitim metodu önermek veya çocuğun dini-ahlaki eğitimi sırasında büyüklere düşen vazifeleri tespit etmek değildir. Din eğitimi ve din psikolojisi sahasında bu konuya ilişkin nitelikli araştırma ve metotların varlığı malumdur. Biz bu çalışma ile yalnızca Kur’an-ı Kerim’in çocuğun dini ve ahlaki gelişiminde, başta anne-baba olmak üzere, kendisinden yaşça büyük bireylerin hangi açılardan ve ne derece etkili olabileceğine ilişkin örneklerini tespit etmeyi ve bu örneklerin İslâm düşünce geleneğindeki yansımalarının izini sürmeyi hedefledik. Anahtar Kelimeler: Tefsir, Kur’an, eğitim, din, ahlak, çocuk
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Kur'ân'da İnsanların Yaratılışı Meselesi, 2017
e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR), 2019
BAIBU ilahiyat Fakultesi Dergisi, 2015
SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ SİNOP UNIVERSITY JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES, 2017
KUR'AN'DA ŞEHİTLİK KAVRAMI, 2018
İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
umran dergisi- Temmuz sayısı , 2003
On İntroduction of “Son Çağrı Kur'an”, 2018