Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
6 pages
1 file
29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyetin ilan edilmesi ile birlikte Osmanlı Devleti hukuken son bulmuştu fakat imparatorluk bakiyesinin hem toprak hem de sorunlarının büyük çoğunluğu Türkiye’ye kaldı. Bu miras içerisinde şüphesiz Osmanlı Devleti döneminde izlenen dış politika da bulunmakta idi. Osmanlı siyasi hayatındaki şahsiyetler, cumhuriyetin ilk dönemlerinden 1945’li yıllara kadar etkin olmuştu. Bu dönemden sonra bürokraside Cumhuriyet nesillerinin yetişmesi, farklı politikaların uygulanmasına zemin hazırlamıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra özgün bir Türk dış politikası oluşturulamamasında etkili olan bazı faktörler söz konusudur. Bunları şu başlıklar altında sınıflandırabiliriz. Osmanlı mirası Sevr sendromu Kemalizm ve Batılılaşma ideolojisi Ordunun Türk siyasal hayatındaki yeri Coğrafi etmenler Teori ve strateji eksikliği XIX. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı toprakları üzerinde yayılmaya çalışan iki devlet vardı. Bunlar Rusya ve Fransa idi. Rusya, sıcak denizlere inmek için boğazlara ihtiyaç duyarken, Fransa ise XVIII. Yüzyılda İngiltere’ye kaptırdığı sömürgelerini geri almak için kendisine yakın olan coğrafyalardaki Osmanlı topraklarını hedef olarak belirlemişti. İngiltere ise bu dönemde kendi sömürgelerinin güvenliği için Osmanlının toprak bütünlüğünü savunuyordu.[1] Osmanlı Hariciyesi, büyük devletlerarasındaki bu çekişmeyi dikkatle takip edip, şartlara göre politika belirlemeye çalışıyordu. Bu çerçevede II. Abdülhamit döneminde denge politikası daha belirgin hale gelmiş, büyük güçlerin gölgesinde politikalar belirlenmeye başlanmıştır. Devletin temel amacı; var olan topraklarını korumak, içinde bulunduğu acı durumun önüne geçmek, iç ve dış politikada uyum sağlamak üzerine idi. Ayrıca İmparatorluğun dış politikasındaki bu değişim, devletin prestijini sarssa da ömrünü uzatmıştır.
GİRİŞ Ali AYATA ve Gökberk YÜCEL'in kaleme almış oldukları Yeni Küresel Düzende Türk Dış Politikasının Kimlik Arayışı adlı kitap 159 sayfadır. Kitabın dili ağır olup, her kesimden insanın anlayıp yorumlayabileceği bir kitap değildir. Öğrencilere, akademisyenlere ve siyasi düşünürlere kaynaklık edebilecek en iyi kitaplardan biridir. 1990 lı yıllardan günümüze kadar Türkiye'nin uyguladığı dış politikayı gayet objektif bir bakış açışıyla kaleme alınmıştır. Kitapta ilk önce milli kimlik kavramının köklerine inilerek konuyu daha iyi kavramamıza ve dış politikaya etkisini anlamamıza yardımcı olunmuştur. Kitapta, Türkiye'nin 1990 lı yıllardan günümüze kadar gelişen Türk dış politikasının değişim sürecinde nelerin etkili olduğu araştırılmış, Türkiye'nin dış politika belirlemede bağımsız mı yoksa bazı devletler ile işbirliği içinde mi hareket ettiği sorularının cevapları aranmıştır. Kitapta kullanılan anahtar kelimeler: Statükoculuk, kitapta dış politikanın yürütülmesinde önceden beri süregelen, değiştirilmeyen yöntem anlamında kullanılmıştır. Pantürkizm, Türk soyundan gelen halkları içeren bir Türk Birliği kurma arzusu olarak kullanılmış Batıcılık, modernleşme sürecinde Avrupa'nın örnek alınması anlamında kullanılmış. KİTAP ÖZETİ Birinci bölümde, milli kimliğin nasıl oluştuğu hangi sebeplerle geliştiği anlatılmıştır. İnsanoğlu yaratılışından beri yabancıları ötekileştirmiş ve kendilerini onlardan soyutlamıştır. Bununla birlikte yetişmiş olduğu toplumun veya yaşamış olduğu devletin içinde aidiyet duygusu oluşmuştur. ''Milli kimliğin teorik alt yapısından evvel tarihsel arka planına [Metni yazın] Sayfa 2 baktığımızda karşımıza Avrupa'daki aydınlanma çağı çıkmaktadır.'' 1 Ülkedeki tek hâkimin kral ve daha baskın olan kilise liderlerinin olduğu dönemde, coğrafi keşiflerin yaşanmasıyla birlikte kapitalizm ortaya çıkmaya başlamıştır. Rönesans ve reform hareketleri neticesinde insanlar değersiz olmaktan kurtulmaya başlamış ve yönetime baskı uygulamışlardır. Fransız İhtilalinin gerçekleşmesiyle birlikte milliyetçilik kavramı ortaya çıkarak imparatorluklar yıkılmış, her millet kendi milli devletini kurmak istemiştir. İnsanlar, amaçlarına ve düşüncelerine göre ayrılmış, milletler oluşmuş ve belirli grupların çatıları altında toplanmışlardır. Kendi milletlerini en üstün millet olarak görüp diğer toplulukları küçük görmüşlerdir. Bu nedenle toplumlar arası bazı çatışmalar ve anlaşmalar yaşanmıştır. Bu ilişkiler milli çıkar olarak nitelendirilmiştir. Dış politikanın belirlenmesinde bürokrasi etkin bir yol oynamaktadır. Bürokrasi, batılılaşma sürecinde ön planda olmuştur. Bürokratik birimler, karar almada birbirlerine ters düşer. Bu duruma örnek verecek olursak, bir bakanlığın verdiği kararı, onu etkileyecek başka bir bakanlığın kararı beğenmeyip veto edebilir.
Bu çalışmada geçmişten günümüze Türk Dış Politikasında Kıbrıs Sorunu ele alınmıştır. Ak Parti Dönemine kadar sert bir tutum sergileyen Türkiye'nin Ak Parti Dönemi ile yumuşama sürecine girmesine değinilmiştir.
Mustafa Bıyıklı’nın Editör olduğu Türk Dış Politikası kitabının - Cumhuriyet Dönemi, “Türkiye’nin ve Büyük Güçlerin İran Politikası (1945-1979)” başlıklı bir kitap bölümü yazmıştır. Kitap bölümünde İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye-İran ilişkilerinde önemli gelişmeler ele alınmış. ABD, Orta Doğu’da komünizmin yayılmasını önlemek üzere öncelikle Türkiye, Yunanistan ve İran’a ekonomik yardımları vurgulanmış, CIA’nın girişimleri ve Musaddık’a karşı yapılan kara propaganda ile Şah yanlısı askerler ve CIA’ın adamlarının 1953’te özel bir operasyonla Musaddık’ı devirmeleri ve İran’da 1979 Rıza Pehlevi yönetiminin devrilmesi ele alınmıştır.
TÜRKİYE’NİN TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR POLİTİKASINDA PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI, 2017
TÜRKİYE’NİN TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR POLİTİKASINDA PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI
XV. ULUSLARARASI BÜYÜK TÜRK DİLİ KURULTAYI BİLDİRİLERİ KİTABI, 2020
Kültürel diplomasi bir yandan kültürel etkileşim, birlikte yaşama kültürü vb. alanlara vurgu yaparken bir yandan da ulusların kendi kültürlerini uluslararası camiada toplumsal bir norm olarak sunma çabasını içermektedir. Özellikle bu çaba, soğuk savaş döneminin sonlarına doğru yaygınlık kazanmıştır. Yumuşak güç bir devletin başka bir devlete zor kullanmadan istediğini yaptırmasıdır. Ülkelerin yumuşak güç öğeleri içerisinde ise; sanat, eğitim, popüler kültür, kültürel etkileşim, karşılıklı temaslar ve ülke içerisinde yürütülen siyasal politikalar vardır. Bundan dolayı kamu diplomasisinde kültürel diplomasinin önemi büyüktür ve ülkeler siyasi arenada diğer ülkelerin toplumlarını etkilemek ve siyasi politikalarına destek sağlamak istemektedir. Hiç şüphesiz ki bu uluslararası arenada Türkiye’de kültürel diplomasi yarışındaki yerini almıştır. Bu anlayışta çeşitli dil politikaları vardır. Bu çalışmanın amacı; Türkiye’nin kültürel diplomasi bağlamında uluslararası arenadaki dil politikalarını ve çalışmalarını tespit etmek ve incelemektir.
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi (Cilt: 27, Sayı: 79), 2011
The diplomatic aspect of the Turkish national war of salvation is a topic of separate research. There are lots of researches done on this field. One of the defects of these researches is their inward perspective deprived of historical context. This deficiency makes the comprehension of the place and unique attributes of the Turkish national struggle within the wars of liberty of the 20 th century almost impossible. The Turkish national strugle is known to have resulted in the establishment of a Turkish national state. War and diplomacy are among the most important instruments of modern world systems, whereas the Turkish national struggle broke out during a historical timespan when war and diplomacy converged and complemented eachother. Some approaches of principle, on the other hand, became a starting point in the course of events in Turkish national struggle. As a result of the diplomatic activities conducted in accordance with these principles centered around the idea of absolute liberty and global equality, the principal objectives of the Turkish national struggle could be attained. In this research, the approaches of principle and sample practices allowing a better conception of the unique attributes of the Turkish foreign policiy are examined. In doing so, the multi-faceted aspect of the topic is tried to be highlighted.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATININ DİL POLİTİKASI, 2024
Cetinje-Montenegro, 2020
GÜNEYDE BİR TARİH SEVDALISI: DR. SÜLEYMAN HATİPOĞLU ARMAĞANI, 2023
Refahyol Dönemi Türk Dış Politikası , 2019
Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Gece Kitaplığı, 2018
UPA STRATEGİC AFFAİRS, 2023
Avrupa Birliği'nin Uluslararası İlişkileri ve Türkiye - Orion Kitabevi - Ankara- Editör: İlhan Sağsen, Mehmet Dalar - ss: 33-59, 2018