Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Osmanlı Devleti hangi ülkeleri yönetti
…
79 pages
1 file
623 yıl boyunca 3 kıtada hüküm süren ve insanları hoşgörü ve adaletle yöneten Osmanlı Devleti, hangi ülkeyi kaç yıl yönetti? İşte yıllarca Osmanlı yönetiminde bulunan o ülkeler...
Osmanlı Bilimi Araştırmaları, XIV/2: 69-86, 2013
Sıtmanın tedavisinde kullanılan kinin ile ilgili Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi düzenlemeler kapsamında uygulamalara yer verilmiştir.
Günümüzde meydana gelen sosyal bir olayın analizini yapmak ya da bir sosyal olguyu daha iyi tanımlayabilmek için geçmişten faydalanarak değerlendirmede bulunmak akılcı bir yoldur. Tarih bilimi bu amaca hizmet eder.
Osmanlı Sanatı Dersi Ödevi, 2014 Osmanlı Devleti, 18. ve 19. yüzyıl boyunca, başkent İstanbul başta olmak üzere, pek çok çevre şehirde de gözlemlenen bir dizi değişikliğe sahne olmuştur. Bu değişikliklerin veya yeniliklerin en göze çarpanı da; mimari unsurlarda görülen üslup değişiklikleridir. Özellikle Lale Devri döneminin Osmanlı’ya kattığı yeniliklerden itibaren, pek çok kültürel akımla beraber, mimari başta olmak üzere, çeşitli alanda yoğun bir Avrupa etkisine rastlanmaktadır. Bu tarz gelişmelerin sebebi olarak, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’nın bazı gelişmiş olarak kabul ettiği ülkelerden, askeri ve kültürel bağlamda esinlendiğini ve bu sebeple söz konusu dönemde yaşayan padişahların da farklı farklı yönleriyle bu kültürlenme hareketine katkıda bulundukları aşikârdır. Sadece padişahlar değil, devletin ileri gelen nüfuzlu idarecileri de bu gelişmelerin bazıları kendilerine göre benimsemiş ve kendileri tarafından yaptırılan mimari öğelerde, hangi tarzlardan esinlenmişlerse o tarza göre süslemeler ve yapı düzeni öncelikli olarak tercih edilmiştir. Özellikle konumuzla alakalı olarak, Keçecizade Fuat Paşa’nın bu konudaki bakış açısını ve kendi yaptırdığı bir külliyede Oryantalizan üslupta bir takım bezemelerin nasıl işlendiğini yazımızın devamında irdeleyeceğiz.
özellikle son yüzyılda büyük bir çöküşe girmiş, milliyetçilik akımlarının da etkisi ile dağılma süreci başlamıştı. İtilaf devletlerince 'Hasta Adam' olarak nitelendirilen devletin paylaşılması üzerine planlar yapılıyor, Osmanlı Devleti ise 'denge politikası' ile ayakta kalmaya çalışıyordu. Milliyetçi akımların etkisi ile ayaklanan uluslara İtilaf Devletleri her türlü desteği vererek parçalanmayı hızlandırıyordu. Osmanlı Devleti ittifak yapacak devlet ararken, İtilaf Devletleri ''cenazeyi sırtımızda taşımayız'' diyecekti. Avrupalı devletlerin 1815 Viyana Kongresinde ilk defa kullandığı 'Şark Meselesi' ve 'Hasta Adam' terimleri Osmanlı Devleti üzerindeki emellerini açıkça göstermekteydi. İngiltere için, Uzak Doğu sömürge yollarının güvenliği önem taşıyordu. Rusya ise, sıcak denizlere inmek emelindeydi. Bu iki politika çatıştığından, XIX. yüzyıl sonlarına kadar Avrupa'nın ''Şark Politikası'' Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünü sağlamaya ve korumaya yönelmişti.1 Ancak XIX. yüzyıl sonları XX. yüzyıl başlarında bu politikalar değişecek, Osmanlı Devleti'nin topraklarını paylaşma yoluna gideceklerdi. Osmanlı Devleti ise bu durumdan ''Denge Politikası'' izleyerek kaçınmaya çalışacak; İngilizlere karşı Rusya çekincesini, Rusya'ya karşı İngiliz çekincesini göstererek parçalanmayı ertelemeye çalışacaktır. XIX. yüzyılda Balkanlarda ayaklanmalar başlamıştır. 1804 yılında Sırp ayaklanması gerçekleşmiş, Ortodoksların üzerinde hak iddia eden Rusya ile 1806-1812 yılları arasında savaş yaşanmış, 28 Mayıs 1812 yılında imzalanan Bükreş Antlaşması ile Tuna ve Karadeniz kıyılarının bir kısmında Rum denetimi kabul edilmiş ve Sırbistan'a özerklik verilmiştir.
Trabzon ili günümüzde Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Karadeniz Sahili ile Zigana Dağları arasında yer alan, yüzölçümü pek büyük olmamasına karşın nüfus ve ekonomi açısından bölgenin en gelişmiş şehridir. Ayrıca Anadolu’nun en eski ticaret ve liman kentlerinden biridir ve baharat yoluyla da bağlantısı bulunması hasebiyle tarihin her döneminde önem teşkil etmiştir. Karadeniz Bölgesi’nde stratejik bir konumda bulunması dolayısıyla Anadolu’da kurulmuş olan devletler için güçlü bir konuma sahipti ve sahip olunması gereken yerlerden biriydi. Fatih Sultan Mehmet de İstanbul’un fethinin ardından yönünü Karadeniz’e çevirdi ve buraları da egemenliği altına alarak bölgeyi tam bir Türk gölü haline getirmeyi amaçladı. Bu doğrultuda hem stratejik hem ekonomik ve hem de doğal güzellikleriyle Karadeniz’in incisi konumundaki Trabzon’u 1461 tarihinde fethetti.
Ege Üniversitesi Sanat Tarihi Dergisi, 2024
Tunceli'nin ilçesi olan Pertek, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Bölümü'nde ve Aşağı Murat Dağlık Yöresinde yer alır. Kuzeybatıdan Doğu Toroslar'ın uzantısı olan Sakaltutan Dağları, güneyden ise doğudan batıya doğru uzanan Murat Nehri (şimdiki Keban Baraj Gölü) ile çevrilidir. Bingöl ve Palu taraflarından akan Murat Nehri, Peri ve Munzur çaylarını da alarak Pertek (Eski Pertek) önünden Keban'a ulaşır ve burada Kemaliye tarafından akan Karasu ile birleşerek Fırat adını alır. Pertek, konum olarak Elazığ (Harput)'dan Erzurum ve Trabzon'a yani Karadeniz'e ulaşan tarihi yolun üzerinde bulunmaktadır. Bu yol, Harput-Pertek arasında doğal bir engel olan Murat Nehri (günümüzde Keban Baraj Gölü) ile kesilmektedir. Nehrin üzerinde bir köprü bulunmadığı için de günümüzde feribotla yapılan geçişler, önceleri sal ve keleklerle, sonraları ise gemi denilen teknelerle yapılmaktaydı.Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan ve oldukça stratejik bir noktada bulunan Pertek'te Cumhuriyet Dönemi'ne kadar Murat Nehri üzerinde bir köprünün kurulduğuna dair kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Osmanlı'nın son yüzyılında burada bir köprü yapmak için bir teşebbüste bulunulmuş ise de yeterince gayret gösterilmemesi ve yaşanan istismarlar sebebiyle gerçekleştirilmemiştir.Pertek'te Murat Nehri üzerinde bir köprünün inşası ancak Cumhuriyet'in ilk yıllarında mümkün olabilmiştir. Ahşaptan inşa edilen bu ilk köprü, nehrin taşması sebebiyle yıkılınca, 1929 yılında tekrar yapılmıştır. 1939 yılında ise zamanın ileri tek-* Bu çalışma, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından 122K421 numaralı proje ile desteklenmiştir. Projeye desteğinden ötürü TÜBİTAK'a teşekkürlerimizi sunarız.
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Reşat Genç Özel Sayısı-I, cilt: 29, s. 657- 674., 2009
Özet Balkanların Osmanlılar tarafından fethi, bu coğrafyada yeni ve parlak bir dönemin başlangıcı olmuştur. Yaklaşık beş yüz yıl süren bu hâkimiyet sürecinde, bölgenin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısı büyük bir gelişme göstermiştir. Osmanlı Devleti, Rumeli'de hâkimiyet kurduğu bütün bölgelerdeki halklara karşı hoşgörülü davranmış, onların haklarını yaşadıkları yerlerde korumuştur. "İstimalet" adı verilen bu uzlaştırıcı politika sayesinde gayr-ı müslim halkın gönlü kazanılmış ve düzenli bir devlet idaresinin koruyucu güvenliğine kavuşturulmuştur. Osmanlılar Rumeli'de sistemli bir iskân politikası izlemiş ve uzun yıllar boyunca Anadolu'dan Balkanlar'a yapılan Müslüman-Türk göçleri sayesinde Rumeli'nin büyük bir bölümü Türk yurdu haline getirilmiştir. Böylece, buradaki bazı muayyen bölgeler, yoğun bir göç ve iskân hareketine sahne olmuş, teşkil edilen iskân birimleri ile boşalmış olan topraklar şenlendirilmiş ve işlenmeye başlamıştır. Abstract Conquest of the Balkans by the Ottomans led the beginning of a new age in this geography. During the period lasted approximately 500 years social, economic and cultural structure of the region demonstrated a huge progress. * Kırıkkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü.
Cumhuriyetin 100. Yılında Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Ergani 3 için Çermik Sancağı kısmında tahrir edildikleri görülmektedir. 5 İdari yapı içinde Ergani Sancağı'na ait köy ve mezraların nahiyelere göre dağılımı şu şekildedir:
Osmanlı'dan Cumhuriyete Urfa Tarihi
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
TARİHÎ ROMAN VE ROMANDA TARİH V
A.Ü Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2020
OSMANLI'DAN CUMHURİYETE DEMOKRATİK KESİTLER , 2023
ESAM - EMPERYALİZM VE ERMENİ MESELESİ , 2015
OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E BİR TÜRK DÜŞÜNÜRÜ MEHMET İZZET , 2018
İlmî Araştırmalar, 1997
Seminer Dersleri, 2020
Multidisipliner Yaklaşımla AFET YÖNETİMİ, 2024