Papers by Abdurrahim YILDIZ
XV. ULUSLARARASI BÜYÜK TÜRK DİLİ KURULTAYI BİLDİRİLERİ KİTABI, 2020
Kültürel diplomasi bir yandan kültürel etkileşim, birlikte yaşama kültürü vb.
alanlara vurgu ya... more Kültürel diplomasi bir yandan kültürel etkileşim, birlikte yaşama kültürü vb.
alanlara vurgu yaparken bir yandan da ulusların kendi kültürlerini uluslararası camiada
toplumsal bir norm olarak sunma çabasını içermektedir. Özellikle bu çaba, soğuk savaş
döneminin sonlarına doğru yaygınlık kazanmıştır. Yumuşak güç bir devletin başka bir devlete
zor kullanmadan istediğini yaptırmasıdır. Ülkelerin yumuşak güç öğeleri içerisinde ise; sanat,
eğitim, popüler kültür, kültürel etkileşim, karşılıklı temaslar ve ülke içerisinde yürütülen siyasal
politikalar vardır. Bundan dolayı kamu diplomasisinde kültürel diplomasinin önemi büyüktür
ve ülkeler siyasi arenada diğer ülkelerin toplumlarını etkilemek ve siyasi politikalarına destek
sağlamak istemektedir. Hiç şüphesiz ki bu uluslararası arenada Türkiye’de kültürel diplomasi
yarışındaki yerini almıştır. Bu anlayışta çeşitli dil politikaları vardır. Bu çalışmanın amacı;
Türkiye’nin kültürel diplomasi bağlamında uluslararası arenadaki dil politikalarını ve
çalışmalarını tespit etmek ve incelemektir.
YABANCI SEYYAHLARIN TANIKLIĞIYLA OSMANLI HALKINDA GEÇİŞ RİTÜELLERİ, 2024
Geçiş dönemi ritüelleri, bireylerin yaşamlarındaki önemli dönüm
noktalarını simgeleyen ve toplumu... more Geçiş dönemi ritüelleri, bireylerin yaşamlarındaki önemli dönüm
noktalarını simgeleyen ve toplumun kültürel benliğini pekiştiren geleneksel
uygulama ve pratiklerdir. Doğum, evlilik ve ölüm gibi üç temel evreye sahip
olan geçiş ritüelleri kişilerin toplumla ilişkisini güçlendirirken kültürel aidiyet
duygularını da pekiştirmektedir. Bu sosyokültürel uygulamalar kadim
kültürümüzdeki değerlerin, inanışların ve geleneklerin günümüz dünyasında
yaşatılmasına olanak sağlayarak kültürel mirasın devamlılığına katkı
sağlamaktadır. Bu bağlamda geçiş dönemleri ve pratikleri ile bir yandan
kültürel kimlik muhafaza edilmekte öte yandan sosyal bağlar güçlenmektedir.
Çalışmamız kapsamında, Osmanlı döneminde İstanbul ve Anadolu
coğrafyasını ziyaret eden yabancı gezginlerin seyahatnameleri ele alınarak bu
eserlerdeki geçiş dönemleri halk ritüelleri tespit edilmiştir. Yabancı
seyyahların kaleme aldığı eserler, Türk kültürünün uluslararası düzeyde nasıl
algılandığını ve diğer toplumlar tarafından nasıl değerlendirildiğini anlamak
açısından oldukça kıymetlidir. Büyük bir merak ve ilgiyle Anadolu’nun zengin
kültürel yapısını ve geleneklerini doğrudan gözlemleme fırsatı bulan gezginler,
Türk halkının günlük yaşamına dair en ufak detayları dahi eserlerinde dile
getirmişlerdir. Seyahatnamelerinde yalnızca geçiş dönemi ritüellerini değil,
aynı zamanda Osmanlı toplumunun sosyal yapısını, geleneklerini ve inanç
sistemini de titizlikle tasvir etmişlerdir. Böylelikle Türk halk kültürünün
önemli bir kısmına teşekkül eden doğum, evlenme ve ölüm ritüelleri dünyanın
dört bir yanından Osmanlı topraklarına gelen yabancı gezginlerin anlatımıyla
ele alınarak değerlendirilecektir.
Geçiş dönemi ritüelleri, bireylerin yaşamlarındaki önemli dönüm
noktalarını simgeleyen ve toplu... more Geçiş dönemi ritüelleri, bireylerin yaşamlarındaki önemli dönüm
noktalarını simgeleyen ve toplumun kültürel benliğini pekiştiren geleneksel
uygulama ve pratiklerdir. Doğum, evlilik ve ölüm gibi üç temel evreye sahip
olan geçiş ritüelleri kişilerin toplumla ilişkisini güçlendirirken kültürel aidiyet
duygularını da pekiştirmektedir. Bu sosyokültürel uygulamalar kadim
kültürümüzdeki değerlerin, inanışların ve geleneklerin günümüz dünyasında
yaşatılmasına olanak sağlayarak kültürel mirasın devamlılığına katkı
sağlamaktadır. Bu bağlamda geçiş dönemleri ve pratikleri ile bir yandan
kültürel kimlik muhafaza edilmekte öte yandan sosyal bağlar güçlenmektedir.
Çalışmamız kapsamında, Osmanlı döneminde İstanbul ve Anadolu
coğrafyasını ziyaret eden yabancı gezginlerin seyahatnameleri ele alınarak bu
eserlerdeki geçiş dönemleri halk ritüelleri tespit edilmiştir. Yabancı
seyyahların kaleme aldığı eserler, Türk kültürünün uluslararası düzeyde nasıl
algılandığını ve diğer toplumlar tarafından nasıl değerlendirildiğini anlamak
açısından oldukça kıymetlidir. Büyük bir merak ve ilgiyle Anadolu’nun zengin
kültürel yapısını ve geleneklerini doğrudan gözlemleme fırsatı bulan gezginler,
Türk halkının günlük yaşamına dair en ufak detayları dahi eserlerinde dile
getirmişlerdir. Seyahatnamelerinde yalnızca geçiş dönemi ritüellerini değil,
aynı zamanda Osmanlı toplumunun sosyal yapısını, geleneklerini ve inanç
sistemini de titizlikle tasvir etmişlerdir. Böylelikle Türk halk kültürünün
önemli bir kısmına teşekkül eden doğum, evlenme ve ölüm ritüelleri dünyanın
dört bir yanından Osmanlı topraklarına gelen yabancı gezginlerin anlatımıyla
ele alınarak değerlendirilecektir.
KORKUT ATA TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2024
Dil; milletlerin maddi ve manevi kültür unsurlarını, geçmişten gelen birikimlerini, sosyolojik
... more Dil; milletlerin maddi ve manevi kültür unsurlarını, geçmişten gelen birikimlerini, sosyolojik
değişim ve gelişim süreçlerini kapsayan köklü ve aynı zamanda güncel bir hazine
konumundadır. Tüm bu nitelikleri göz önüne alındığında toplumsal kimliğin oluşumunda
dilin yadsınamaz derecede önemli bir yere sahip olduğu açıkça görülmektedir. Dilimizin
yabancılara öğretim sürecinde her geçen gün yeni gelişmeler yaşanmakta, Türkçe’nin konuşur
sayısı her geçen dönem artış göstermektedir. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra yurt dışında
bulunan Türk vatandaşlarının bulundukları coğrafyanın diline maruz kalmaları nedeniyle
ana dil ve öz kültürlerine yabancılaşmamaları adına çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Millî
Eğitim Bakanlığı’nın “Türkçe ve Türk Kültürü” adlı ders kitapları serisi yurt dışındaki Türk
çocuklarına okutulmak amacıyla hazırlanarak yurt dışında yetişen çocukların kendi kültürel
kodlarını hatırlatması ve nesiller arası kültürel geçişin sağlanması adına oldukça kıymetli bir
işlevi gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda çalışmamız kapsamında; “Türkçe ve Türk Kültürü”
kitapları halkbilimsel açıdan içerik incelemesine tâbi tutulacaktır. Kültürel kodları ele alan bu
incelemeyle kitapların yeni dönemde daha nitelikli bir şekilde oluşturulması adına
değerlendirmelerde bulunarak bir takım tespit ve öneriler sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Türkçe, anadil, Türk kültürü.
XIX. YÜZYILA AİT BİR CÖNK ÖRNEĞİ , 2019
Öz Halk edebiyatının yazılı kaynakları arasında en ön sırada gelen cönkler, şairlerin eserlerini ... more Öz Halk edebiyatının yazılı kaynakları arasında en ön sırada gelen cönkler, şairlerin eserlerini kayıt altına aldığı mühim vesikalar olarak görülmektedir. Bu makale kapsamında cönklerin şekil ve muhteva özellikleri ile Türk halk edebiyatındaki yeri üzerinde durulacaktır. Ardından 19. yüzyıla ait olduğunu tahmin ettiğimiz Prof. Dr. M. Fatih Köksal'ın şahsi kütüphanesinde yer alan elli beş numaralı cönkün Latin harflerine aktarımı gerçekleştirilecektir. Muhtevasında birden fazla şairin şiirlerini içermesi sebebiyle ayrı bir öneme sahip olan cönk; farklı edebi eğilimlerin, manzum ve mensur eserlerin, Türk edebiyatının farklı dönemlerinin ve zaman zaman edebiyat dışına çıkan bilgilerle zengin içerikli pek çok içeriğin buluşma noktası özelliği taşımaktadır. Elimizde bulunan ve incelemeye tabi tutulan cönk, bu yönüyle oldukça çeşitli ve zengin bir muhtevaya sahiptir. Abstract Cönks, who are at the forefront of the written sources of folk literature, are seen as important documents in which poets record their works. Cönk, which has a different importance because it carries the poems of more than one poet in it, has the characteristic of meeting point of different literary trends, different periods of Turkish literature and many content rich with information that occasionally comes out of
Citation: Yıldız, A. (2020). Eski Türk inanış ve pratiklerindeki dağ kültünün Erzincan'daki izleri.
İnsanoğlu renklere çeşitli anlamlar yüklemiş ve bu anlamları pratiklerinde de yaşayarak zamanla b... more İnsanoğlu renklere çeşitli anlamlar yüklemiş ve bu anlamları pratiklerinde de yaşayarak zamanla benimsemişlerdir. Bu çalışma kapsamında ana renklerin sembolik ve anlamsal karşılıkları hakkında temel bilgiler hatırlatılarak gerek evrensel gerekse yerel boyutlarıyla "beyaz (ak)" rengin işlevleri ve anlamları üzerinde durulacak, beyaz rengin Türk kültür tarihindeki yeri ve önemi hakkında zihinlerde bir tablo çizilecektir.
Atasözleri halkın bilgi, birikim ve kültürünü yansıtan kalıpsal ifadelerdir. Bir milletin kültür ... more Atasözleri halkın bilgi, birikim ve kültürünü yansıtan kalıpsal ifadelerdir. Bir milletin kültür ve medeniyet haritasına bakmak istiyorsak o milletin atasözlerini yakından incelememiz gerekmektedir. Hiç şüphesiz ki Türk milleti büyük kültür, medeniyet ve mefkûresini sayılamayacak kadar fazla atasözleri ile ifade etmişlerdir. Ayrıca atasözleri geçmiş nesillerin tecrübe ve birikimlerini gelecek kuşaklara aktarması yönüyle son derece önemlidir. Âşıklar şiirlerinde sadece aşk, sevgi ve güzellik gibi konuları işlemezler. Nitekim âşıklar toplumu ilgilendiren hemen hemen her konuda şiir yazmış ve söylemişlerdir. Şiirlerinde toplumsal bozulma, kültürel yozlaşma, gençlere öğüt gibi konuları da işlemişlerdir. Âşıklar atasözlerini toplumsal meseleleri dile getirirken ve nasihat ederken de kullanmışlardır. Bu yönüyle atasözleri söz varlığı yönünden olduğu kadar sosyolojik yönüyle de önemlidir. Âşık Seyrânî şiirlerini halkın bilinçlenmesi için oldukça açık ve sade bir şekilde yazmıştır. Bu vesileyle Âşık Seyrânî de atasözlerinin son derece mühim halkı aydınlatma aracı olduğunu keşfetmiş ve bunu şiirlerine yansıtmıştır. Nitekim âşık Seyrânî şiirlerinde yer yer topluma nasihat etmiş bazen de şiirleriyle toplumsal yozlaşmayı hicvetmiştir. Bu çalışmada Âşık Seyrânî'nin şiirlerinde bulunan atasözleri tespit edilmiş ve atasözlerinin şiirlerin içerisinde barındırdığı zengin anlam ve eğitici rolü üzerinde bulunulmuştur. Toplumun engin kültür ve medeniyet süzgecinden damıtılarak günümüze kadar gelen atasözleri geçmişten geleceğe bir köprü vazifesi görmesi dolayısıyla son derece mühim bir yer teşkil etmektedir.
Kaygusuz Abdal'a ait olduğu düşünülen üç şiir, 2020
Türk edebiyatı, geniş bir yelpazeye sahip olması nedeniyle şiir ve nesir alanında çok önemli şahs... more Türk edebiyatı, geniş bir yelpazeye sahip olması nedeniyle şiir ve nesir alanında çok önemli şahsiyetler barındırır. Bunlardan biri de Kaygusuz Abdal’dır. Geçmiş dönemde yaşamış şairlerin şiirlerine divanlarının dışında çeşitli mecmua ve cönklerde de rastlanılmaktadır. İncelenmemiş birçok mecmua ve cönk içerisinde divanı olan şairlere ait şiirler olduğu gibi, divan sahibi olmayan ve tanıtılması büyük öneme sahip birçok şaire ait şiirler de mevcuttur. Kaygusuz Abdâl’ın yayımlanmış divanları olmasına rağmen bu divanlarda yer almayan, tespit edilmeyi bekleyen şiirlerinin de olduğu aşikârdır. Bu çalışmada Kaygusuz Abdal divanında yer almayan şiirleri tanıtmaya çalıştık. Bu çalışma açıkça göstermektedir ki henüz incelenmemiş cönk ve mecmualarda tanıtılmayı ve keşfedilmeyi bekleyen pek çok şair ve şiir vardır.
Thesis Chapters by Abdurrahim YILDIZ
PROF.DR. M.FATİH KÖKSAL’IN ŞAHSİ KÜTÜPHANESİNDEKİ 55 NUMARALI CÖNK ÜZERİNE BİR İNCELEME
Türk toplumu tarihin hemen her döneminde edebiyata önem vererek usta şairler yetiştirmiştir. Oluş... more Türk toplumu tarihin hemen her döneminde edebiyata önem vererek usta şairler yetiştirmiştir. Oluşturulduğu çağın zihniyetini taşıyan edebi ürünler aynı zamanda devrin kültür, inanç ve medeniyet dünyasını bizlere sunmaktadır. Özellikle de toplumsal yaşamla içli dışlı olan halk ozanları yetiştirildiği toplumun zevk ve hissiyat dünyasına uygun eserler oluşturarak kalıcılık sağlamışlardır.
Halk edebiyatının yazılı kaynakları arasında en ön sırada gelen cönkler şairlerin eserlerini kayıt altına aldığı mühim vesikalar olarak görülmektedir. Bu çalışma kapsamında cönklerin şekil ve muhteva özellikleri ile Türk halk edebiyatındaki yeri üzerinde fikir sahibi olunarak 19. yüzyıla ait olduğunu tahmin ettiğimiz Prof. Dr. M. Fatih Köksal’ın şahsi kütüphanesinde yer alan elli beş numaralı cönk’ün Latin harflerine aktarımı gerçekleştirilecektir. İçerisinde birden fazla şairin şiirlerini taşıması sebebiyle ayrı bir öneme sahip olan cönk; farklı edebi eğilimlerin, manzum ve mensur eserlerin, Türk edebiyatının farklı dönemlerinin ve zaman zaman edebiyat dışına çıkan bilgilerle zengin içerikli pek çok içeriğin buluşma noktası özelliği taşımaktadır. Elimizde bulunan ve incelemeye tabi tutulan cönk bu yönüyle oldukça çeşitli ve zengin bir muhtevaya sahiptir.
Tespit edilen şairlerin kısa biyografilerine yer verilmek suretiyle, cönk genel çerçevede incelemeye tabi tutulacaktır. Cönk’te şiirleri bulunan şairlerin edebi anlayışının tekke tasavvuf düşüncesiyle birlikte Alevilik kültür ve inanç anlayışında birleştiği ve bu konu etrafında geniş yelpazeli bilgiler içerdiği görülmektedir. İncelenen cönkten çıkan sonuçlar çerçevesinde cönkün mahiyeti, içeriği ve edebiyatımıza sunduğu katkılar somut örneklerle pekiştirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Cönk, Halk şiiri, Alevi-Bektâşi İnancı, Hz. Ali, Kültür
Uploads
Papers by Abdurrahim YILDIZ
alanlara vurgu yaparken bir yandan da ulusların kendi kültürlerini uluslararası camiada
toplumsal bir norm olarak sunma çabasını içermektedir. Özellikle bu çaba, soğuk savaş
döneminin sonlarına doğru yaygınlık kazanmıştır. Yumuşak güç bir devletin başka bir devlete
zor kullanmadan istediğini yaptırmasıdır. Ülkelerin yumuşak güç öğeleri içerisinde ise; sanat,
eğitim, popüler kültür, kültürel etkileşim, karşılıklı temaslar ve ülke içerisinde yürütülen siyasal
politikalar vardır. Bundan dolayı kamu diplomasisinde kültürel diplomasinin önemi büyüktür
ve ülkeler siyasi arenada diğer ülkelerin toplumlarını etkilemek ve siyasi politikalarına destek
sağlamak istemektedir. Hiç şüphesiz ki bu uluslararası arenada Türkiye’de kültürel diplomasi
yarışındaki yerini almıştır. Bu anlayışta çeşitli dil politikaları vardır. Bu çalışmanın amacı;
Türkiye’nin kültürel diplomasi bağlamında uluslararası arenadaki dil politikalarını ve
çalışmalarını tespit etmek ve incelemektir.
noktalarını simgeleyen ve toplumun kültürel benliğini pekiştiren geleneksel
uygulama ve pratiklerdir. Doğum, evlilik ve ölüm gibi üç temel evreye sahip
olan geçiş ritüelleri kişilerin toplumla ilişkisini güçlendirirken kültürel aidiyet
duygularını da pekiştirmektedir. Bu sosyokültürel uygulamalar kadim
kültürümüzdeki değerlerin, inanışların ve geleneklerin günümüz dünyasında
yaşatılmasına olanak sağlayarak kültürel mirasın devamlılığına katkı
sağlamaktadır. Bu bağlamda geçiş dönemleri ve pratikleri ile bir yandan
kültürel kimlik muhafaza edilmekte öte yandan sosyal bağlar güçlenmektedir.
Çalışmamız kapsamında, Osmanlı döneminde İstanbul ve Anadolu
coğrafyasını ziyaret eden yabancı gezginlerin seyahatnameleri ele alınarak bu
eserlerdeki geçiş dönemleri halk ritüelleri tespit edilmiştir. Yabancı
seyyahların kaleme aldığı eserler, Türk kültürünün uluslararası düzeyde nasıl
algılandığını ve diğer toplumlar tarafından nasıl değerlendirildiğini anlamak
açısından oldukça kıymetlidir. Büyük bir merak ve ilgiyle Anadolu’nun zengin
kültürel yapısını ve geleneklerini doğrudan gözlemleme fırsatı bulan gezginler,
Türk halkının günlük yaşamına dair en ufak detayları dahi eserlerinde dile
getirmişlerdir. Seyahatnamelerinde yalnızca geçiş dönemi ritüellerini değil,
aynı zamanda Osmanlı toplumunun sosyal yapısını, geleneklerini ve inanç
sistemini de titizlikle tasvir etmişlerdir. Böylelikle Türk halk kültürünün
önemli bir kısmına teşekkül eden doğum, evlenme ve ölüm ritüelleri dünyanın
dört bir yanından Osmanlı topraklarına gelen yabancı gezginlerin anlatımıyla
ele alınarak değerlendirilecektir.
noktalarını simgeleyen ve toplumun kültürel benliğini pekiştiren geleneksel
uygulama ve pratiklerdir. Doğum, evlilik ve ölüm gibi üç temel evreye sahip
olan geçiş ritüelleri kişilerin toplumla ilişkisini güçlendirirken kültürel aidiyet
duygularını da pekiştirmektedir. Bu sosyokültürel uygulamalar kadim
kültürümüzdeki değerlerin, inanışların ve geleneklerin günümüz dünyasında
yaşatılmasına olanak sağlayarak kültürel mirasın devamlılığına katkı
sağlamaktadır. Bu bağlamda geçiş dönemleri ve pratikleri ile bir yandan
kültürel kimlik muhafaza edilmekte öte yandan sosyal bağlar güçlenmektedir.
Çalışmamız kapsamında, Osmanlı döneminde İstanbul ve Anadolu
coğrafyasını ziyaret eden yabancı gezginlerin seyahatnameleri ele alınarak bu
eserlerdeki geçiş dönemleri halk ritüelleri tespit edilmiştir. Yabancı
seyyahların kaleme aldığı eserler, Türk kültürünün uluslararası düzeyde nasıl
algılandığını ve diğer toplumlar tarafından nasıl değerlendirildiğini anlamak
açısından oldukça kıymetlidir. Büyük bir merak ve ilgiyle Anadolu’nun zengin
kültürel yapısını ve geleneklerini doğrudan gözlemleme fırsatı bulan gezginler,
Türk halkının günlük yaşamına dair en ufak detayları dahi eserlerinde dile
getirmişlerdir. Seyahatnamelerinde yalnızca geçiş dönemi ritüellerini değil,
aynı zamanda Osmanlı toplumunun sosyal yapısını, geleneklerini ve inanç
sistemini de titizlikle tasvir etmişlerdir. Böylelikle Türk halk kültürünün
önemli bir kısmına teşekkül eden doğum, evlenme ve ölüm ritüelleri dünyanın
dört bir yanından Osmanlı topraklarına gelen yabancı gezginlerin anlatımıyla
ele alınarak değerlendirilecektir.
değişim ve gelişim süreçlerini kapsayan köklü ve aynı zamanda güncel bir hazine
konumundadır. Tüm bu nitelikleri göz önüne alındığında toplumsal kimliğin oluşumunda
dilin yadsınamaz derecede önemli bir yere sahip olduğu açıkça görülmektedir. Dilimizin
yabancılara öğretim sürecinde her geçen gün yeni gelişmeler yaşanmakta, Türkçe’nin konuşur
sayısı her geçen dönem artış göstermektedir. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra yurt dışında
bulunan Türk vatandaşlarının bulundukları coğrafyanın diline maruz kalmaları nedeniyle
ana dil ve öz kültürlerine yabancılaşmamaları adına çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Millî
Eğitim Bakanlığı’nın “Türkçe ve Türk Kültürü” adlı ders kitapları serisi yurt dışındaki Türk
çocuklarına okutulmak amacıyla hazırlanarak yurt dışında yetişen çocukların kendi kültürel
kodlarını hatırlatması ve nesiller arası kültürel geçişin sağlanması adına oldukça kıymetli bir
işlevi gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda çalışmamız kapsamında; “Türkçe ve Türk Kültürü”
kitapları halkbilimsel açıdan içerik incelemesine tâbi tutulacaktır. Kültürel kodları ele alan bu
incelemeyle kitapların yeni dönemde daha nitelikli bir şekilde oluşturulması adına
değerlendirmelerde bulunarak bir takım tespit ve öneriler sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Türkçe, anadil, Türk kültürü.
Thesis Chapters by Abdurrahim YILDIZ
Halk edebiyatının yazılı kaynakları arasında en ön sırada gelen cönkler şairlerin eserlerini kayıt altına aldığı mühim vesikalar olarak görülmektedir. Bu çalışma kapsamında cönklerin şekil ve muhteva özellikleri ile Türk halk edebiyatındaki yeri üzerinde fikir sahibi olunarak 19. yüzyıla ait olduğunu tahmin ettiğimiz Prof. Dr. M. Fatih Köksal’ın şahsi kütüphanesinde yer alan elli beş numaralı cönk’ün Latin harflerine aktarımı gerçekleştirilecektir. İçerisinde birden fazla şairin şiirlerini taşıması sebebiyle ayrı bir öneme sahip olan cönk; farklı edebi eğilimlerin, manzum ve mensur eserlerin, Türk edebiyatının farklı dönemlerinin ve zaman zaman edebiyat dışına çıkan bilgilerle zengin içerikli pek çok içeriğin buluşma noktası özelliği taşımaktadır. Elimizde bulunan ve incelemeye tabi tutulan cönk bu yönüyle oldukça çeşitli ve zengin bir muhtevaya sahiptir.
Tespit edilen şairlerin kısa biyografilerine yer verilmek suretiyle, cönk genel çerçevede incelemeye tabi tutulacaktır. Cönk’te şiirleri bulunan şairlerin edebi anlayışının tekke tasavvuf düşüncesiyle birlikte Alevilik kültür ve inanç anlayışında birleştiği ve bu konu etrafında geniş yelpazeli bilgiler içerdiği görülmektedir. İncelenen cönkten çıkan sonuçlar çerçevesinde cönkün mahiyeti, içeriği ve edebiyatımıza sunduğu katkılar somut örneklerle pekiştirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Cönk, Halk şiiri, Alevi-Bektâşi İnancı, Hz. Ali, Kültür
alanlara vurgu yaparken bir yandan da ulusların kendi kültürlerini uluslararası camiada
toplumsal bir norm olarak sunma çabasını içermektedir. Özellikle bu çaba, soğuk savaş
döneminin sonlarına doğru yaygınlık kazanmıştır. Yumuşak güç bir devletin başka bir devlete
zor kullanmadan istediğini yaptırmasıdır. Ülkelerin yumuşak güç öğeleri içerisinde ise; sanat,
eğitim, popüler kültür, kültürel etkileşim, karşılıklı temaslar ve ülke içerisinde yürütülen siyasal
politikalar vardır. Bundan dolayı kamu diplomasisinde kültürel diplomasinin önemi büyüktür
ve ülkeler siyasi arenada diğer ülkelerin toplumlarını etkilemek ve siyasi politikalarına destek
sağlamak istemektedir. Hiç şüphesiz ki bu uluslararası arenada Türkiye’de kültürel diplomasi
yarışındaki yerini almıştır. Bu anlayışta çeşitli dil politikaları vardır. Bu çalışmanın amacı;
Türkiye’nin kültürel diplomasi bağlamında uluslararası arenadaki dil politikalarını ve
çalışmalarını tespit etmek ve incelemektir.
noktalarını simgeleyen ve toplumun kültürel benliğini pekiştiren geleneksel
uygulama ve pratiklerdir. Doğum, evlilik ve ölüm gibi üç temel evreye sahip
olan geçiş ritüelleri kişilerin toplumla ilişkisini güçlendirirken kültürel aidiyet
duygularını da pekiştirmektedir. Bu sosyokültürel uygulamalar kadim
kültürümüzdeki değerlerin, inanışların ve geleneklerin günümüz dünyasında
yaşatılmasına olanak sağlayarak kültürel mirasın devamlılığına katkı
sağlamaktadır. Bu bağlamda geçiş dönemleri ve pratikleri ile bir yandan
kültürel kimlik muhafaza edilmekte öte yandan sosyal bağlar güçlenmektedir.
Çalışmamız kapsamında, Osmanlı döneminde İstanbul ve Anadolu
coğrafyasını ziyaret eden yabancı gezginlerin seyahatnameleri ele alınarak bu
eserlerdeki geçiş dönemleri halk ritüelleri tespit edilmiştir. Yabancı
seyyahların kaleme aldığı eserler, Türk kültürünün uluslararası düzeyde nasıl
algılandığını ve diğer toplumlar tarafından nasıl değerlendirildiğini anlamak
açısından oldukça kıymetlidir. Büyük bir merak ve ilgiyle Anadolu’nun zengin
kültürel yapısını ve geleneklerini doğrudan gözlemleme fırsatı bulan gezginler,
Türk halkının günlük yaşamına dair en ufak detayları dahi eserlerinde dile
getirmişlerdir. Seyahatnamelerinde yalnızca geçiş dönemi ritüellerini değil,
aynı zamanda Osmanlı toplumunun sosyal yapısını, geleneklerini ve inanç
sistemini de titizlikle tasvir etmişlerdir. Böylelikle Türk halk kültürünün
önemli bir kısmına teşekkül eden doğum, evlenme ve ölüm ritüelleri dünyanın
dört bir yanından Osmanlı topraklarına gelen yabancı gezginlerin anlatımıyla
ele alınarak değerlendirilecektir.
noktalarını simgeleyen ve toplumun kültürel benliğini pekiştiren geleneksel
uygulama ve pratiklerdir. Doğum, evlilik ve ölüm gibi üç temel evreye sahip
olan geçiş ritüelleri kişilerin toplumla ilişkisini güçlendirirken kültürel aidiyet
duygularını da pekiştirmektedir. Bu sosyokültürel uygulamalar kadim
kültürümüzdeki değerlerin, inanışların ve geleneklerin günümüz dünyasında
yaşatılmasına olanak sağlayarak kültürel mirasın devamlılığına katkı
sağlamaktadır. Bu bağlamda geçiş dönemleri ve pratikleri ile bir yandan
kültürel kimlik muhafaza edilmekte öte yandan sosyal bağlar güçlenmektedir.
Çalışmamız kapsamında, Osmanlı döneminde İstanbul ve Anadolu
coğrafyasını ziyaret eden yabancı gezginlerin seyahatnameleri ele alınarak bu
eserlerdeki geçiş dönemleri halk ritüelleri tespit edilmiştir. Yabancı
seyyahların kaleme aldığı eserler, Türk kültürünün uluslararası düzeyde nasıl
algılandığını ve diğer toplumlar tarafından nasıl değerlendirildiğini anlamak
açısından oldukça kıymetlidir. Büyük bir merak ve ilgiyle Anadolu’nun zengin
kültürel yapısını ve geleneklerini doğrudan gözlemleme fırsatı bulan gezginler,
Türk halkının günlük yaşamına dair en ufak detayları dahi eserlerinde dile
getirmişlerdir. Seyahatnamelerinde yalnızca geçiş dönemi ritüellerini değil,
aynı zamanda Osmanlı toplumunun sosyal yapısını, geleneklerini ve inanç
sistemini de titizlikle tasvir etmişlerdir. Böylelikle Türk halk kültürünün
önemli bir kısmına teşekkül eden doğum, evlenme ve ölüm ritüelleri dünyanın
dört bir yanından Osmanlı topraklarına gelen yabancı gezginlerin anlatımıyla
ele alınarak değerlendirilecektir.
değişim ve gelişim süreçlerini kapsayan köklü ve aynı zamanda güncel bir hazine
konumundadır. Tüm bu nitelikleri göz önüne alındığında toplumsal kimliğin oluşumunda
dilin yadsınamaz derecede önemli bir yere sahip olduğu açıkça görülmektedir. Dilimizin
yabancılara öğretim sürecinde her geçen gün yeni gelişmeler yaşanmakta, Türkçe’nin konuşur
sayısı her geçen dönem artış göstermektedir. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra yurt dışında
bulunan Türk vatandaşlarının bulundukları coğrafyanın diline maruz kalmaları nedeniyle
ana dil ve öz kültürlerine yabancılaşmamaları adına çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Millî
Eğitim Bakanlığı’nın “Türkçe ve Türk Kültürü” adlı ders kitapları serisi yurt dışındaki Türk
çocuklarına okutulmak amacıyla hazırlanarak yurt dışında yetişen çocukların kendi kültürel
kodlarını hatırlatması ve nesiller arası kültürel geçişin sağlanması adına oldukça kıymetli bir
işlevi gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda çalışmamız kapsamında; “Türkçe ve Türk Kültürü”
kitapları halkbilimsel açıdan içerik incelemesine tâbi tutulacaktır. Kültürel kodları ele alan bu
incelemeyle kitapların yeni dönemde daha nitelikli bir şekilde oluşturulması adına
değerlendirmelerde bulunarak bir takım tespit ve öneriler sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Türkçe, anadil, Türk kültürü.
Halk edebiyatının yazılı kaynakları arasında en ön sırada gelen cönkler şairlerin eserlerini kayıt altına aldığı mühim vesikalar olarak görülmektedir. Bu çalışma kapsamında cönklerin şekil ve muhteva özellikleri ile Türk halk edebiyatındaki yeri üzerinde fikir sahibi olunarak 19. yüzyıla ait olduğunu tahmin ettiğimiz Prof. Dr. M. Fatih Köksal’ın şahsi kütüphanesinde yer alan elli beş numaralı cönk’ün Latin harflerine aktarımı gerçekleştirilecektir. İçerisinde birden fazla şairin şiirlerini taşıması sebebiyle ayrı bir öneme sahip olan cönk; farklı edebi eğilimlerin, manzum ve mensur eserlerin, Türk edebiyatının farklı dönemlerinin ve zaman zaman edebiyat dışına çıkan bilgilerle zengin içerikli pek çok içeriğin buluşma noktası özelliği taşımaktadır. Elimizde bulunan ve incelemeye tabi tutulan cönk bu yönüyle oldukça çeşitli ve zengin bir muhtevaya sahiptir.
Tespit edilen şairlerin kısa biyografilerine yer verilmek suretiyle, cönk genel çerçevede incelemeye tabi tutulacaktır. Cönk’te şiirleri bulunan şairlerin edebi anlayışının tekke tasavvuf düşüncesiyle birlikte Alevilik kültür ve inanç anlayışında birleştiği ve bu konu etrafında geniş yelpazeli bilgiler içerdiği görülmektedir. İncelenen cönkten çıkan sonuçlar çerçevesinde cönkün mahiyeti, içeriği ve edebiyatımıza sunduğu katkılar somut örneklerle pekiştirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Cönk, Halk şiiri, Alevi-Bektâşi İnancı, Hz. Ali, Kültür