mesut köksoy
Related Authors
Yasir Ismail
Bahrain Polytechnic
Dr. Ali Bağcı
Istanbul University
Tasavvur Tekirdag Theology Journal
Tekirdağ Namık Kemal üniversitesi
Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Related Authors
Bahrain Polytechnic
Istanbul University
Tekirdağ Namık Kemal üniversitesi
Uploads
Books by mesut köksoy
Bu çalışmada ele alınan Ebû’l-Ceyş el-Endelusî’ye ait er-Risâletu’l-Endelusî adlı eser de aruz bahirlerindeki illetler için kendi nazmettiği beyitlerle örnekler sunmak için kaleme alınmış bir eserdir. Üzerine 25’ten fazla çalışma yapılmış olması esere verilen önemi göstermektedir.
Bu şerhler arasında bu çalışmada tespit edilebildiği kadarıyla 21 yazma nüshası olan ve Osmanlı dönemi önde gelen Bosnalı âlimlerden Mahmud b. Halil el-Mostarî’nin yazdığı Fehmu’l-Elma‘î fî Îḍâḥi’l-Endelusî adlı şerh öne çıkan şerhlerden biridir. 20’den fazla yazma nüshasının olması bu şerhin âlimler arasında rağbet gören bir şerh olduğuna işaret etmektedir.
Giriş bölümünde aruz ilmi hakkında genel bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde el-Endelusî ve er-Risâletu’l-Endelusî hakkında bilgiler sunulmuştur. İkinci bölümde Mahmud el-Mostarî’nin hayatı, eserleri, Fehmu’l-Elma‘î fî Îḍâḥi’l-Endelusî adlı eserinin yazma nüshalarının tavsifi, şerhte takip ettiği metot ile tahkikte takip edilen metoda dair bilgi verilmiştir.
Çalışmanın üçüncü bölümünde önce er-Risaletu’l-Endelusî’nin metni ardından Fehmu’l-Elma‘î fî Îḍâḥi’l-Endelusî’nin tahkikli metni verilmiştir. Metnin sonuna ayet, şiir, hadis, şahıs, kaynaklar ve mevzuat fihristleri eklenmiştir. Bu çalışma ile yazma halinde bulunan bu önemli eserin edisyon kritiği yapılarak ilim dünyasının istifadesine kazandırılmıştır.
Arap Dili ve Edebiyatına dair tetkik çalışmaları olarak “Lübnanlı Şair-Yazar Cibrân Halîl Cibrân’ın Savtân Adlı Şiirinin Türkçe Çevirilerinin Karşılaştırmalı Bir Analizi” ile Betül CAN, “Sudan Arapçasında Yer Alan Türkçe Kelimeler ve Geçiş Yolları” ile Mehmet BÖLÜKBAŞI, “Ahmet Rızâ Hûhû’nun Nemazic Beşeriyye Adlı Eserindeki Sosyal Problemlerin İncelenmesi” ile Caner ÖZ ve “Arap Edebiyatı’nda Kudüs” ile Heni ELCEDAN katkı sunmuştur.
Ayrıca bu âlimlerin Arap diline dair te’lif ettikleri mensur ve manzum eserlerin 60’dan fazla yazma ve basma nüshasının ilk varak veya sayfası çalışmanın sonunda araştımacıların istifadesine sunulmuştur. Nüshasına erişilemeyen bazı eserlerin katalog ve kaynaklar vasıtası ile baş tarafları veya eserden bir parça eserin geçtiği yerde verilmiştir.
Çalışmada ayrıca Osmanlı dönemi Bosnalı âlimler arasında en başta gelen alimlerden Mustafa Ejubović (Eyyûbîzâde) el-Mostârî’nin hayatı ve eserleri üzerine öğrencisi İbrahim Opijač el-Mostarî tarafından te’lif edilmiş Risâle fî Menâḳibi’ş-Şeyḥ Yûyâ Mustafa b. Yûsuf el-Mostârî’nin müellif hattı nüshasından da faydalanarak yapılmış tahkikli metni ile Hasan Kâfî el-Âḳḥiṣârî’nin Niẓâmü’l-ʿUlemâʾ adlı eserinde otobiyografisine yer verdiği bölümüm metni çalışma sonunda ekler kısmında verilmiştir.
AHMED ŞEMSEDDİN SARAJLİJA EL-BOSNEVÎ
ʻALÂUDDİN ALİ DEDE B. MUSTAFA EL-BOSNEVÎ
AHMED VÂLÎ
AHMED SȖDȊ EL-BOSNEVȊ (SUDİJA BOŠNJAK)
HASAN KȂFȊ EL-AKHİSARȊ (PRUŠČAK)
MUHAMMED B. MUSA ALLAMEK EL-BOSNEVÎ ES-SARAYÎ
ABDULLAH EL-BOSNEVÎ
MEHMED B. AHMED EL-MÜFETTİŞ EL-BOSNEVÎ
SELİM EL-HAC KÖSE (ĆOSE)
ABDULKEMÂL İSMAİL B. EL-ḤAC VELİ ET-TRAVNİKÎ (TRAVNİČANİN)
İSMAİL EL-MOSTARÎ
MEHMED ʻARUḌÎ EL-BOSNEVÎ
ABDULLAH EZ-ZAHİDȊ EL-BOSNEVȊ
MUSTAFA B. AHMED EL-BOSNEVÎ
HASAN B. MUSTAFA EL-BOSNEVȊ
MAHMUD B. HALİL EL-MOSTARȊ
ÖMER B. İSMAİL EL-ḪAṬṬAṬ
MUSTAFA B. YUSUF EJUBOVİĆ (EYYÛBÎZÂDE)
EL-MOSTARÎ (ŠEJH JUJO)
MUHAMMED MUHTEŞİM ŠABANOVİĆ ER-RÛMÎ (ŞA`BANZADE MUHTEŞEM)
İBRÂHÎM OPİJAČ EL-MOSTARÎ
HÜSEYİN HÜSNÜ EL-BOSNEVÎ
MUSTAFA B. AHMED ORUÇ ḪALÎFEZÂDE
AHMED B. HASAN EL-BOSNEVÎ
AHMED HATEM BJELOPOLJAK (AKOVALI-ZÂDE)
ABDULLAH B. İBRAHİM OPİJAČ
HACI MUSTAFA MUHLİSİ (MUHLİSİJA)
HȂCȊ MUMAMMED. YUSUF ÇELEBȊ FȖYNİÇEVȊ (FOJNİČANİN) EL-BOSNEVȊ
ABDULLAH SELÂHADDİN (ṢALÂḤÎ) UŞŞAKȊ EL-BOSNEVÎ
HASAN B. MUSTAFA EL-BOSNEVȊ
HÜSEYİN EFENDİ EL-‘IṢBA‘Î ES-SARAYÎ
MUHAMMED B. YAHYA EL-BOSNEVÎ EL-AZRECİ
AHMED ALİ EL-PODGORİČEVÎ
MUSTAFA B. FAḌLULLAH SELİMOVİĆ (SELȊM-ZȂDE)
MUSTAFA TABAKOVİĆ (DABBÂḲİ-ZADE)
MEHMED NECİB EL-BOSNEVÎ
HÜSEYİN HÜSNÜ EFENDİ MUVEKİTOVİĆ (MUVAKKİTZADE)
HERSEKLİ MUHAMED KAMİL-BEG CVİJETİĆ
İBRAHİM HAKKI EFENDİ REPOVAC
ALİ EFENDİ BULİĆ
ABDULLAH EFENDİ RİĐANOVİĆ
ALİ FEHMİJA (FEHMİ) DŽABİĆ (CȂBİZȂDE) EL-MOSTARȊ
MEHMED TEVFİK AZAPAGİĆ (AZAPAĞAZADE)
HİLMİ B. HÜSEYİN TAŞLICEVÎ EL-BOSNEVÎ
ALİ EFENDİ KADİĆ
MUHAMED EFENDİ BEHLİLOVİĆ
HAFIZ ASİM SİRĆO
el-Akhisarî, İstanbul’da eğitimini tamamladıktan sonra çeşitli yerlerde ve vefat edene kadar memleketi Akhisar’da kadılık yapmıştır. Akhisar’da medrese, cami, hamam vb. imaretler bina ederek kadılığın yanı sıra te’lifat ve tedrisat faaliyetlerine de devam etmiştir.
Çeşitli alanlarda 18 eser te’lif etmiş el-Akhisarî’nin eser te’lif ettiği alanlardan birisi de Arap dili ve belagatıdır. Arapça belagata dair üzerinde en fazla çalışma yapılan eserlerden biri es-Sekkâkî (ö. 626/1229)’nin Miftâḥu’l-ʻUlûm adlı eseri üzerine el-Kazvinî (ö. 739/1338) tarafından muhtasar mahiyette yazılan Telḫîṣu’l-Miftâḥ’dır.
el-Akhisarî, Arapça belagata dair bu önemli eseri Temḥîṣu’t-Telḫîṣ adıyla özetleyerek okuyucuların istifadesine sunmuştur. Daha sonra bu muhtasar eseri kendisi Şerḥu Temḥîṣi’t-Telḫîṣ adıyla şerh etmiştir. Günümüze dünyanın çeşitli kütüphanelerinde yer alan yazma nüshaları ulaşan bu eser Osmanlı döneminde ilgi görmüş, istinsah edilmiş ve Şerḥu Temḥîṣi’t-Telḫîṣ üzerine Hasan b. Osman el-Muftî tarafından 1059/1649 yılında Ḫulâṣatu’l-Meʻânî adlı bir haşiye de yazılmıştır.
Bu çalışmanın girişinde Arapça belagata ve çalışmada ele aldığımız eserlerin temelini oluşturan Miftâḥu’l-ʻUlûm ve Telḫîṣu’l-Miftâḥ hakkında bilgi verdik. Daha sonra birinci bölümde el-Akhisarî’nin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verdik. Ardından Temḥîṣu’t-Telḫîṣ ile Şerḥu Temḥîṣi’t-Telḫîṣ’in nüshaları, üzerine yapılan çalışmalar, metin yazımı ile tahkikte takip edilen metot ve şarihin şerhte takip ettiği metot hakkında bilgi verdik.
Çalışmanın ikinci bölümünde Temḥîṣu’t-Telḫîṣ’in metnini kütüphanelerden temin ettiğiniz yazma nüshalarını karşılaştırarak asıl olarak seçtiğimiz nüshadan konu başlıkları ekleyerek, paragraflara ayırarak, ayet, hadis, şiir ve veciz sözleri ayraçlar içine alarak yazdık.
Çalışmanın üçüncü bölümünde Şerḥu Temḥîṣi’t-Telḫîṣ adlı eserin temin ettiğimiz yazmaları arasından yaptığımız karşılaştırma sonucu seçtiğimiz 3 nüshasından faydalanarak tahkikli metnini oluşturduk. Tahkikli metnin sonuna ayet, hadis, şiir, atasözü, özel isim indeksleri ile, tahkikte faydalanılan kaynaklar ile konu fihristi ekledik.
Çok sayıda eser te’lif etmiş önemli bir Osmanlı âlimi olan el-Akhisarî’nin yazma haline kütüphanelerde bulunan Temḥîṣu’t-Telḫîṣ ve Şerḥu Temḥîṣi’t-Telḫîṣ adlı bu iki eserini okuyuculara sunarak istifade edilmesini Allah’tan niyaz ederiz.
Papers by mesut köksoy
The work titled Mukhtaṣar al-ma‘ânî, attributed to al-Taftâzânî, is a commentary on al-Kazvinî’s Talkhîṣ al-Miftâḥ. Talkhîṣ, is the summary of Miftâḥ al-‘ulûm, composed by al-Sekkakî on eloquence. Numerous scholars have written annotations on al-Taftâzânî’s commentary. Additionally, scholars have written glosses on the preface (dîbâja) of this commentary to explain expressions crafted with numerous literary devices given in the introduction of this commentary. Sharhu dîbâjati Mukhtaṣar li al-Taftâzânî which is held with in this study, is a commentary written by Mustafa Ejubović (Ayyûbîzâde) al-Mostarî upon request of his student Abdullah. al-Mostarî, a prominent scholar of the Ottoman period from Bosnia, has authored over 30 works in various fields in three languages: Arabic, Turkish, and Persian. He has eight works on the Arabic language and eloquence. The manuscript of the author's copy is registered as Gazi Husrev Begova Library No. 4099. In addition to this, there are two more copies of the work in Bosnia. Furthermore, two additional copies in Turkey, not mentioned in biographical works about the author's life, have been identified through this study. The first part of the study provides general information about the author and his work, along with details about the manuscripts of the work, literary devices in the work, and the author's methodology. In the second part, the critically edited text of the work is presented. In the critically editing process, two manuscript copies from Bosnia were selected in addition to the author's copy. al-Mostarî, using an intertwined commentary method, explained the meanings of expressions in the original text by consulting dictionaries, provided grammatical explanations, presented singular and plural forms, noted differences in manuscripts, and evaluated the potential meanings of words with different accents. He elucidated the literary arts of metaphor and simile used by al-Taftâzânî along with their possibilities. Additionally, he discussed metaphors, allusions, double-entendres and punned expressions in the work. Moreover, he added supplementary explanations to the marginals of the work. al-Mostarî called evidences from verses of Quran and hadiths, provided numerous examples of words and sentences, and presented the opinions of various scholars, sometimes mentioning their names and sometimes not.
Keywords: Mustafa Ejubovic (Ayyûbîzadah) al-Mostarî, al-Taftâzânî, Mukhtaṣar al-Ma‘ânî, Talkhîṣ al-Miftâḥ, Dîbâja, Critical edition.
Keywords: Arabic Grammar, Inductive, Method, al-Naḥw al-Wāḍiḥ, al-Qawā’id al-‘Arabiyya al-Muyassara.
Öz: Modern dönemde dilbilgisi öğretiminde çok çeşitli metotlar geliştirilmiştir. Bu metotlar içerisinde tümdengelim (ḳıyâs) denilen geleneksel yaklaşıma alternatif olarak uygulanan tümevarım (istiḳrâ’) modern dönemde benimsenen başlıca metotlardan biridir. Bu çalışmada öncelikle tümevarım ve tümdengelim metotları hakkında bilgiler ile bu metotlar arasındaki farklar verilmiştir. Çalışmanın devamında öğrencilerin tümdengelim ve tümevarım metotlarına yaklaşımını görmek için 2020-2021 eğitim döneminde Selçuk Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümü birinci sınıfında tümdengelim metodu ile hazırlanmış bir dilbilgisi kitabı yanında el-Ḳavâ‘idu’l-‘arabiyyetu’l-muyessere adlı kitabı kaynak kitap olarak kullanan öğrencilerden uzun süredir Arapça eğitimi alan 8 öğrenci ve Arapça eğitimine üniversitede başlamış 8 öğrenci olmak üzere rastgele seçilmiş 16 öğrenci ile yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile nitel bir araştırma yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Arapça Dilbilgisi, Tümevarım, Metot, en-Naḥvu’l-Vâḍıḥ, el-Ḳavâ’idu’l-‘Arabiyyetu’l-Muyessere.
Islamic scholars who dealt with the nature of the soul, which is an important issue in Islamic
philosophy, is Ibn Sînâ. His full name is Abû Ali al-Husayin b. Abdullah b. Ali b. Ibn Sînâ and was
also known in the Islamic world by the title of as-shayḫu'r-re'îs and in the western world by the
name of Avicenna. He has been one of the most prominent scholars in the history of Islamic
science in the field of philosophy and medicine. He followed and enriched al-Farabî's school, which
was based on the philosophical system of Aristotle and Plato. In addition to his works on various
fields, he wrote many works on the soul. Among these works, the most famous work in the world
of science is his eulogy al-Qaṣîda al-‘Ayniyya al-rûhiyya fî al-nafs, which is also an essential work
in Arabic literature. It is possible that Ibn Sînâ was inspired, in regard to symbols and descriptions
of the soul in his eulogy, by the views of ancient philosophers on the soul.
Ibn Sînâ begins his eulogy with a simile of the soul to a gray dove descending from the spiritual
realm to the human body. In the continuation of the eulogy, Ibn Sînâ mentions what the soul
experiences when it comes to the human body. It came to the world against its will from the
spiritual realm, where it was happy. However, when it merged with its body, it got used to it.
When it got used to the world, it forgot the places where it did not want to leave and the promises
which it made to God in its original homeland. As the soul remembers that it could not keep its
promises that it would keep its purity when it united with the body, it constantly sheds tears of
sadness. The soul also cries for the body, which is aging and will perish. Then Ibn Sînâ mentions
the separation of the soul from the body. When death occurs, the soul has left the body, which
no one values and will become soil. Then sleepy eyes were opened and it began to see many
truths. When the soul becomes aware of these truths, it experiences the joy of reaching the
spiritual realm. Finally, Ibn Sînâ questions what the wisdom behind the descending of the soul
into the human body is.
In the eulogy, Ibn Sînâ used the literary arts of metaphor, simile and allusion. In this respect,
more than twenty scholars such as al-Sayyid al-Sharif al-Jurjânî, Ulugh Beg and Musannifak alBestâmî noticed the need to comment on the eulogy in Arabic and Turkish in terms of irâb,
meaning and rhetoric. Many commentaries, translations and quintets on the work indicate the
importance of the work in the world of science. Some of these commentaries have been verified
by academic studies. In addition to the commentaries, the quintets of the eulogy and its translation into other languages, especially Turkish, were also made.
The work named Tarjama-i Qaṣîda-i Rûḥiyya-i Ibn Sînâ by Ali Dede al-Bosnawî (d. 1007/1598),
which is examined in the study, is the oldest translation of the eulogy into Turkish. It has 6
manuscript copies. al-Bosnawî, who wrote important works on Sufism, used the pseudonym
Ali Dede el-Bosnevî’ye Ait Terceme-i Ḳaṣîde-i Rûḥiyye-i İbn Sînâ’nın İncelenmesi | 363
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 24, Sayı: 46 (2022)
Ḥarîmî in his poems due to his long stay in Mecca. On the other hand, his translation of the eulogy
is not mentioned in the works of Atâî, Ḥâjî Khalîfa and Bursalı Mehmed Tahir. For this reason, alBosnawî's translation which is discussed in this study was mistakenly attributed to Ḥarîmî from
Bursa in some library records, while its author was recorded as unknown in some sources. Although the work has been mentioned in some recent studies, no study has been done on it.
In the study, firstly, the content of al-Qaṣîda al-Rûḥiyya and the studies on it are mentioned.
In addition, some of the commentaries on the eulogy were attributed to more than one scholar
in manuscript copies. In the study, the library records, manuscript copies of the commentaries
and academic studies on the commentaries were examined and the studies on the eulogy were
tried to be determined.
Then, information is given about Ali Dede al-Bosnawî's life and works, the description of the
copies of Tarjama-i Qaṣîda-i Rûḥiyya, and the method followed in the edition of the text. By
comparing the obtained manuscript copies Ali Emiri Arabi 4364, Nuruosmaniye 4024/3, Hacı Mahmud Efendi 6415/74 and Gazi Husrev Begova R-2995/3, the transcribed text of the translation
of al-Bosnawî was composed and given together with the Arabic couplets. In addition to al-Bosnawî’s translation, a literal translation of the eulogy was given under the eulogy.
Finally, the translation of al-Bosnawî is evaluated in the study. The translation consists of 26
couplets, 5 couplets of which are the preface and the 21 couples of the translation of the eulogy.
It was written in mazjû' ramal meter. al-Bosnawî used many strategies in his translation, probably
due to arranging the meter. He applied the literal translation strategy only in certain parts of the
couplets. Some words and expressions which do not exist in the couplets were added to the
translation to strengthen the meaning. In addition, he applied the omission strategy by excluding
some words and expressions that exist in the couplets from the translation.
In addition, al-Bosnawî used equivalent expressions instead of some expressions from the couplets. With the modulation strategy, he reconstructed the sentences of the couplets with different expressions. The transposition strategy was used in the translation by changing the structure
of the elements in the sentence. He adapted some expressions in the couplets with the words he
preferred with the adaptation strategy. Other translation strategies used in the translation are
borrowing and calque strategies. On the other hand, as it was widely used in Turkish poems of
the Ottoman period, it was seen that al-Bosnawî gave pretty much place to Persian words in his
translation.
Keywords: Arabic Literature, Ibn Sînâ, al-Qaṣida al-Rûḥiyya, Ali Dede al-Bosnawî, Translation.
Bu çalışmada ele alınan Ebû’l-Ceyş el-Endelusî’ye ait er-Risâletu’l-Endelusî adlı eser de aruz bahirlerindeki illetler için kendi nazmettiği beyitlerle örnekler sunmak için kaleme alınmış bir eserdir. Üzerine 25’ten fazla çalışma yapılmış olması esere verilen önemi göstermektedir.
Bu şerhler arasında bu çalışmada tespit edilebildiği kadarıyla 21 yazma nüshası olan ve Osmanlı dönemi önde gelen Bosnalı âlimlerden Mahmud b. Halil el-Mostarî’nin yazdığı Fehmu’l-Elma‘î fî Îḍâḥi’l-Endelusî adlı şerh öne çıkan şerhlerden biridir. 20’den fazla yazma nüshasının olması bu şerhin âlimler arasında rağbet gören bir şerh olduğuna işaret etmektedir.
Giriş bölümünde aruz ilmi hakkında genel bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde el-Endelusî ve er-Risâletu’l-Endelusî hakkında bilgiler sunulmuştur. İkinci bölümde Mahmud el-Mostarî’nin hayatı, eserleri, Fehmu’l-Elma‘î fî Îḍâḥi’l-Endelusî adlı eserinin yazma nüshalarının tavsifi, şerhte takip ettiği metot ile tahkikte takip edilen metoda dair bilgi verilmiştir.
Çalışmanın üçüncü bölümünde önce er-Risaletu’l-Endelusî’nin metni ardından Fehmu’l-Elma‘î fî Îḍâḥi’l-Endelusî’nin tahkikli metni verilmiştir. Metnin sonuna ayet, şiir, hadis, şahıs, kaynaklar ve mevzuat fihristleri eklenmiştir. Bu çalışma ile yazma halinde bulunan bu önemli eserin edisyon kritiği yapılarak ilim dünyasının istifadesine kazandırılmıştır.
Arap Dili ve Edebiyatına dair tetkik çalışmaları olarak “Lübnanlı Şair-Yazar Cibrân Halîl Cibrân’ın Savtân Adlı Şiirinin Türkçe Çevirilerinin Karşılaştırmalı Bir Analizi” ile Betül CAN, “Sudan Arapçasında Yer Alan Türkçe Kelimeler ve Geçiş Yolları” ile Mehmet BÖLÜKBAŞI, “Ahmet Rızâ Hûhû’nun Nemazic Beşeriyye Adlı Eserindeki Sosyal Problemlerin İncelenmesi” ile Caner ÖZ ve “Arap Edebiyatı’nda Kudüs” ile Heni ELCEDAN katkı sunmuştur.
Ayrıca bu âlimlerin Arap diline dair te’lif ettikleri mensur ve manzum eserlerin 60’dan fazla yazma ve basma nüshasının ilk varak veya sayfası çalışmanın sonunda araştımacıların istifadesine sunulmuştur. Nüshasına erişilemeyen bazı eserlerin katalog ve kaynaklar vasıtası ile baş tarafları veya eserden bir parça eserin geçtiği yerde verilmiştir.
Çalışmada ayrıca Osmanlı dönemi Bosnalı âlimler arasında en başta gelen alimlerden Mustafa Ejubović (Eyyûbîzâde) el-Mostârî’nin hayatı ve eserleri üzerine öğrencisi İbrahim Opijač el-Mostarî tarafından te’lif edilmiş Risâle fî Menâḳibi’ş-Şeyḥ Yûyâ Mustafa b. Yûsuf el-Mostârî’nin müellif hattı nüshasından da faydalanarak yapılmış tahkikli metni ile Hasan Kâfî el-Âḳḥiṣârî’nin Niẓâmü’l-ʿUlemâʾ adlı eserinde otobiyografisine yer verdiği bölümüm metni çalışma sonunda ekler kısmında verilmiştir.
AHMED ŞEMSEDDİN SARAJLİJA EL-BOSNEVÎ
ʻALÂUDDİN ALİ DEDE B. MUSTAFA EL-BOSNEVÎ
AHMED VÂLÎ
AHMED SȖDȊ EL-BOSNEVȊ (SUDİJA BOŠNJAK)
HASAN KȂFȊ EL-AKHİSARȊ (PRUŠČAK)
MUHAMMED B. MUSA ALLAMEK EL-BOSNEVÎ ES-SARAYÎ
ABDULLAH EL-BOSNEVÎ
MEHMED B. AHMED EL-MÜFETTİŞ EL-BOSNEVÎ
SELİM EL-HAC KÖSE (ĆOSE)
ABDULKEMÂL İSMAİL B. EL-ḤAC VELİ ET-TRAVNİKÎ (TRAVNİČANİN)
İSMAİL EL-MOSTARÎ
MEHMED ʻARUḌÎ EL-BOSNEVÎ
ABDULLAH EZ-ZAHİDȊ EL-BOSNEVȊ
MUSTAFA B. AHMED EL-BOSNEVÎ
HASAN B. MUSTAFA EL-BOSNEVȊ
MAHMUD B. HALİL EL-MOSTARȊ
ÖMER B. İSMAİL EL-ḪAṬṬAṬ
MUSTAFA B. YUSUF EJUBOVİĆ (EYYÛBÎZÂDE)
EL-MOSTARÎ (ŠEJH JUJO)
MUHAMMED MUHTEŞİM ŠABANOVİĆ ER-RÛMÎ (ŞA`BANZADE MUHTEŞEM)
İBRÂHÎM OPİJAČ EL-MOSTARÎ
HÜSEYİN HÜSNÜ EL-BOSNEVÎ
MUSTAFA B. AHMED ORUÇ ḪALÎFEZÂDE
AHMED B. HASAN EL-BOSNEVÎ
AHMED HATEM BJELOPOLJAK (AKOVALI-ZÂDE)
ABDULLAH B. İBRAHİM OPİJAČ
HACI MUSTAFA MUHLİSİ (MUHLİSİJA)
HȂCȊ MUMAMMED. YUSUF ÇELEBȊ FȖYNİÇEVȊ (FOJNİČANİN) EL-BOSNEVȊ
ABDULLAH SELÂHADDİN (ṢALÂḤÎ) UŞŞAKȊ EL-BOSNEVÎ
HASAN B. MUSTAFA EL-BOSNEVȊ
HÜSEYİN EFENDİ EL-‘IṢBA‘Î ES-SARAYÎ
MUHAMMED B. YAHYA EL-BOSNEVÎ EL-AZRECİ
AHMED ALİ EL-PODGORİČEVÎ
MUSTAFA B. FAḌLULLAH SELİMOVİĆ (SELȊM-ZȂDE)
MUSTAFA TABAKOVİĆ (DABBÂḲİ-ZADE)
MEHMED NECİB EL-BOSNEVÎ
HÜSEYİN HÜSNÜ EFENDİ MUVEKİTOVİĆ (MUVAKKİTZADE)
HERSEKLİ MUHAMED KAMİL-BEG CVİJETİĆ
İBRAHİM HAKKI EFENDİ REPOVAC
ALİ EFENDİ BULİĆ
ABDULLAH EFENDİ RİĐANOVİĆ
ALİ FEHMİJA (FEHMİ) DŽABİĆ (CȂBİZȂDE) EL-MOSTARȊ
MEHMED TEVFİK AZAPAGİĆ (AZAPAĞAZADE)
HİLMİ B. HÜSEYİN TAŞLICEVÎ EL-BOSNEVÎ
ALİ EFENDİ KADİĆ
MUHAMED EFENDİ BEHLİLOVİĆ
HAFIZ ASİM SİRĆO
el-Akhisarî, İstanbul’da eğitimini tamamladıktan sonra çeşitli yerlerde ve vefat edene kadar memleketi Akhisar’da kadılık yapmıştır. Akhisar’da medrese, cami, hamam vb. imaretler bina ederek kadılığın yanı sıra te’lifat ve tedrisat faaliyetlerine de devam etmiştir.
Çeşitli alanlarda 18 eser te’lif etmiş el-Akhisarî’nin eser te’lif ettiği alanlardan birisi de Arap dili ve belagatıdır. Arapça belagata dair üzerinde en fazla çalışma yapılan eserlerden biri es-Sekkâkî (ö. 626/1229)’nin Miftâḥu’l-ʻUlûm adlı eseri üzerine el-Kazvinî (ö. 739/1338) tarafından muhtasar mahiyette yazılan Telḫîṣu’l-Miftâḥ’dır.
el-Akhisarî, Arapça belagata dair bu önemli eseri Temḥîṣu’t-Telḫîṣ adıyla özetleyerek okuyucuların istifadesine sunmuştur. Daha sonra bu muhtasar eseri kendisi Şerḥu Temḥîṣi’t-Telḫîṣ adıyla şerh etmiştir. Günümüze dünyanın çeşitli kütüphanelerinde yer alan yazma nüshaları ulaşan bu eser Osmanlı döneminde ilgi görmüş, istinsah edilmiş ve Şerḥu Temḥîṣi’t-Telḫîṣ üzerine Hasan b. Osman el-Muftî tarafından 1059/1649 yılında Ḫulâṣatu’l-Meʻânî adlı bir haşiye de yazılmıştır.
Bu çalışmanın girişinde Arapça belagata ve çalışmada ele aldığımız eserlerin temelini oluşturan Miftâḥu’l-ʻUlûm ve Telḫîṣu’l-Miftâḥ hakkında bilgi verdik. Daha sonra birinci bölümde el-Akhisarî’nin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verdik. Ardından Temḥîṣu’t-Telḫîṣ ile Şerḥu Temḥîṣi’t-Telḫîṣ’in nüshaları, üzerine yapılan çalışmalar, metin yazımı ile tahkikte takip edilen metot ve şarihin şerhte takip ettiği metot hakkında bilgi verdik.
Çalışmanın ikinci bölümünde Temḥîṣu’t-Telḫîṣ’in metnini kütüphanelerden temin ettiğiniz yazma nüshalarını karşılaştırarak asıl olarak seçtiğimiz nüshadan konu başlıkları ekleyerek, paragraflara ayırarak, ayet, hadis, şiir ve veciz sözleri ayraçlar içine alarak yazdık.
Çalışmanın üçüncü bölümünde Şerḥu Temḥîṣi’t-Telḫîṣ adlı eserin temin ettiğimiz yazmaları arasından yaptığımız karşılaştırma sonucu seçtiğimiz 3 nüshasından faydalanarak tahkikli metnini oluşturduk. Tahkikli metnin sonuna ayet, hadis, şiir, atasözü, özel isim indeksleri ile, tahkikte faydalanılan kaynaklar ile konu fihristi ekledik.
Çok sayıda eser te’lif etmiş önemli bir Osmanlı âlimi olan el-Akhisarî’nin yazma haline kütüphanelerde bulunan Temḥîṣu’t-Telḫîṣ ve Şerḥu Temḥîṣi’t-Telḫîṣ adlı bu iki eserini okuyuculara sunarak istifade edilmesini Allah’tan niyaz ederiz.
The work titled Mukhtaṣar al-ma‘ânî, attributed to al-Taftâzânî, is a commentary on al-Kazvinî’s Talkhîṣ al-Miftâḥ. Talkhîṣ, is the summary of Miftâḥ al-‘ulûm, composed by al-Sekkakî on eloquence. Numerous scholars have written annotations on al-Taftâzânî’s commentary. Additionally, scholars have written glosses on the preface (dîbâja) of this commentary to explain expressions crafted with numerous literary devices given in the introduction of this commentary. Sharhu dîbâjati Mukhtaṣar li al-Taftâzânî which is held with in this study, is a commentary written by Mustafa Ejubović (Ayyûbîzâde) al-Mostarî upon request of his student Abdullah. al-Mostarî, a prominent scholar of the Ottoman period from Bosnia, has authored over 30 works in various fields in three languages: Arabic, Turkish, and Persian. He has eight works on the Arabic language and eloquence. The manuscript of the author's copy is registered as Gazi Husrev Begova Library No. 4099. In addition to this, there are two more copies of the work in Bosnia. Furthermore, two additional copies in Turkey, not mentioned in biographical works about the author's life, have been identified through this study. The first part of the study provides general information about the author and his work, along with details about the manuscripts of the work, literary devices in the work, and the author's methodology. In the second part, the critically edited text of the work is presented. In the critically editing process, two manuscript copies from Bosnia were selected in addition to the author's copy. al-Mostarî, using an intertwined commentary method, explained the meanings of expressions in the original text by consulting dictionaries, provided grammatical explanations, presented singular and plural forms, noted differences in manuscripts, and evaluated the potential meanings of words with different accents. He elucidated the literary arts of metaphor and simile used by al-Taftâzânî along with their possibilities. Additionally, he discussed metaphors, allusions, double-entendres and punned expressions in the work. Moreover, he added supplementary explanations to the marginals of the work. al-Mostarî called evidences from verses of Quran and hadiths, provided numerous examples of words and sentences, and presented the opinions of various scholars, sometimes mentioning their names and sometimes not.
Keywords: Mustafa Ejubovic (Ayyûbîzadah) al-Mostarî, al-Taftâzânî, Mukhtaṣar al-Ma‘ânî, Talkhîṣ al-Miftâḥ, Dîbâja, Critical edition.
Keywords: Arabic Grammar, Inductive, Method, al-Naḥw al-Wāḍiḥ, al-Qawā’id al-‘Arabiyya al-Muyassara.
Öz: Modern dönemde dilbilgisi öğretiminde çok çeşitli metotlar geliştirilmiştir. Bu metotlar içerisinde tümdengelim (ḳıyâs) denilen geleneksel yaklaşıma alternatif olarak uygulanan tümevarım (istiḳrâ’) modern dönemde benimsenen başlıca metotlardan biridir. Bu çalışmada öncelikle tümevarım ve tümdengelim metotları hakkında bilgiler ile bu metotlar arasındaki farklar verilmiştir. Çalışmanın devamında öğrencilerin tümdengelim ve tümevarım metotlarına yaklaşımını görmek için 2020-2021 eğitim döneminde Selçuk Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümü birinci sınıfında tümdengelim metodu ile hazırlanmış bir dilbilgisi kitabı yanında el-Ḳavâ‘idu’l-‘arabiyyetu’l-muyessere adlı kitabı kaynak kitap olarak kullanan öğrencilerden uzun süredir Arapça eğitimi alan 8 öğrenci ve Arapça eğitimine üniversitede başlamış 8 öğrenci olmak üzere rastgele seçilmiş 16 öğrenci ile yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile nitel bir araştırma yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Arapça Dilbilgisi, Tümevarım, Metot, en-Naḥvu’l-Vâḍıḥ, el-Ḳavâ’idu’l-‘Arabiyyetu’l-Muyessere.
Islamic scholars who dealt with the nature of the soul, which is an important issue in Islamic
philosophy, is Ibn Sînâ. His full name is Abû Ali al-Husayin b. Abdullah b. Ali b. Ibn Sînâ and was
also known in the Islamic world by the title of as-shayḫu'r-re'îs and in the western world by the
name of Avicenna. He has been one of the most prominent scholars in the history of Islamic
science in the field of philosophy and medicine. He followed and enriched al-Farabî's school, which
was based on the philosophical system of Aristotle and Plato. In addition to his works on various
fields, he wrote many works on the soul. Among these works, the most famous work in the world
of science is his eulogy al-Qaṣîda al-‘Ayniyya al-rûhiyya fî al-nafs, which is also an essential work
in Arabic literature. It is possible that Ibn Sînâ was inspired, in regard to symbols and descriptions
of the soul in his eulogy, by the views of ancient philosophers on the soul.
Ibn Sînâ begins his eulogy with a simile of the soul to a gray dove descending from the spiritual
realm to the human body. In the continuation of the eulogy, Ibn Sînâ mentions what the soul
experiences when it comes to the human body. It came to the world against its will from the
spiritual realm, where it was happy. However, when it merged with its body, it got used to it.
When it got used to the world, it forgot the places where it did not want to leave and the promises
which it made to God in its original homeland. As the soul remembers that it could not keep its
promises that it would keep its purity when it united with the body, it constantly sheds tears of
sadness. The soul also cries for the body, which is aging and will perish. Then Ibn Sînâ mentions
the separation of the soul from the body. When death occurs, the soul has left the body, which
no one values and will become soil. Then sleepy eyes were opened and it began to see many
truths. When the soul becomes aware of these truths, it experiences the joy of reaching the
spiritual realm. Finally, Ibn Sînâ questions what the wisdom behind the descending of the soul
into the human body is.
In the eulogy, Ibn Sînâ used the literary arts of metaphor, simile and allusion. In this respect,
more than twenty scholars such as al-Sayyid al-Sharif al-Jurjânî, Ulugh Beg and Musannifak alBestâmî noticed the need to comment on the eulogy in Arabic and Turkish in terms of irâb,
meaning and rhetoric. Many commentaries, translations and quintets on the work indicate the
importance of the work in the world of science. Some of these commentaries have been verified
by academic studies. In addition to the commentaries, the quintets of the eulogy and its translation into other languages, especially Turkish, were also made.
The work named Tarjama-i Qaṣîda-i Rûḥiyya-i Ibn Sînâ by Ali Dede al-Bosnawî (d. 1007/1598),
which is examined in the study, is the oldest translation of the eulogy into Turkish. It has 6
manuscript copies. al-Bosnawî, who wrote important works on Sufism, used the pseudonym
Ali Dede el-Bosnevî’ye Ait Terceme-i Ḳaṣîde-i Rûḥiyye-i İbn Sînâ’nın İncelenmesi | 363
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 24, Sayı: 46 (2022)
Ḥarîmî in his poems due to his long stay in Mecca. On the other hand, his translation of the eulogy
is not mentioned in the works of Atâî, Ḥâjî Khalîfa and Bursalı Mehmed Tahir. For this reason, alBosnawî's translation which is discussed in this study was mistakenly attributed to Ḥarîmî from
Bursa in some library records, while its author was recorded as unknown in some sources. Although the work has been mentioned in some recent studies, no study has been done on it.
In the study, firstly, the content of al-Qaṣîda al-Rûḥiyya and the studies on it are mentioned.
In addition, some of the commentaries on the eulogy were attributed to more than one scholar
in manuscript copies. In the study, the library records, manuscript copies of the commentaries
and academic studies on the commentaries were examined and the studies on the eulogy were
tried to be determined.
Then, information is given about Ali Dede al-Bosnawî's life and works, the description of the
copies of Tarjama-i Qaṣîda-i Rûḥiyya, and the method followed in the edition of the text. By
comparing the obtained manuscript copies Ali Emiri Arabi 4364, Nuruosmaniye 4024/3, Hacı Mahmud Efendi 6415/74 and Gazi Husrev Begova R-2995/3, the transcribed text of the translation
of al-Bosnawî was composed and given together with the Arabic couplets. In addition to al-Bosnawî’s translation, a literal translation of the eulogy was given under the eulogy.
Finally, the translation of al-Bosnawî is evaluated in the study. The translation consists of 26
couplets, 5 couplets of which are the preface and the 21 couples of the translation of the eulogy.
It was written in mazjû' ramal meter. al-Bosnawî used many strategies in his translation, probably
due to arranging the meter. He applied the literal translation strategy only in certain parts of the
couplets. Some words and expressions which do not exist in the couplets were added to the
translation to strengthen the meaning. In addition, he applied the omission strategy by excluding
some words and expressions that exist in the couplets from the translation.
In addition, al-Bosnawî used equivalent expressions instead of some expressions from the couplets. With the modulation strategy, he reconstructed the sentences of the couplets with different expressions. The transposition strategy was used in the translation by changing the structure
of the elements in the sentence. He adapted some expressions in the couplets with the words he
preferred with the adaptation strategy. Other translation strategies used in the translation are
borrowing and calque strategies. On the other hand, as it was widely used in Turkish poems of
the Ottoman period, it was seen that al-Bosnawî gave pretty much place to Persian words in his
translation.
Keywords: Arabic Literature, Ibn Sînâ, al-Qaṣida al-Rûḥiyya, Ali Dede al-Bosnawî, Translation.
Keywords: Arabica (Arabitsa) alphabet, Alhamijado literature, Arabic language, Bosnian, Bosnia.
Osmanlı döneminin en önde gelen Bosnalı âlimlerinden birisi yüksek eğitimini İstanbul'da almış ve otuzdan fazla eser te'lif etmiş Şeyh Yuyo (Šejh Jujo) lakaplı Mustafa b. Yusuf b. Murad Eyyûbîzâde (Ejubović) el-Mostarî (ö. 1119/1707)'dir. Bu çalışmada Eyyûbîzâde'nin hayatı ile bilgilerin yanı sıra kendisi ve öğrencisi İbrahim Opijač el-Mostarî'nin verdiği bilgiler, kütüphanelerden temin edilen nüshalar, kütüphane katalogları ile diğer kaynaklardaki bilgiler karşılaştırılarak Eyyûbîzâde'ye ait olan eserler ve eserlerin çeşitli kütüphanelerde bulunan yazma nüshalarına dair detaylı bir inceleme yapılmıştır. Bu sayede Eyyûbîzâde'nin eserleri ve eserlerinin nüshalarına dair kaynaklardaki eksiklik ve yanlışlıklar tespit edilerek düzeltilmiştir. Ayrıca bu çalışmada Eyyûbîzâde'nin Arap dili ve belagatına dair az hacimli üç risalesinin incelemesi yapılarak tahkikli metinleri verilmiştir. Risâle fî Beyâni İctimâʻi'l-İstiâreti'l-Tebeiyye meʻa't-Temsîliyye adlı ilk risale, et-Teftâzânî ve es-Seyyid eş-Şerîf el-Curcânî arasında Emir Timur'un sarayında gerçekleşen meşhur münazaranın konusu olan Bakara suresi 5. ayette istiâre-i temsiliyye ve istiâre-i tebeiyyenin bir arada bulunup bulunamayacağına dair ihtilaf hakkındadır. Risâle fi Kevni'l-Cumle Mutlakan Haberan li'l-Mubteda' adlı ikinci risale, et-Teftâzânî ve es-Seyyid eş-Şerîf el-Curcânî arasındaki ihtilaflardan bir diğeri olan inşâ cümlesinin te'vil olmadan haber olup olamayacağına dair ihtilaf hakkındadır. Risâle fî mâ Kâle el-Kuhistânî an İrâbi İbareti "Kitâbi't-Tahâre" adlı üçüncü risale, el-Ḳuhistânî'nin Camiʻu'r-Rumûz Şerhu Muhtasari'l-Vikâye adlı şerhinde "Kitâbi't-Tahâre" ifadesinin i'râbına dair yaptığı açıklamalar hakkındadır.
Abstract
One of the most eminent Bosnian scholars of Ottoman era is Mustafa Ayyubi-zade (Ejubovic) al-Mostari nicknamed Sheikh Jujo (Sejh Jujo) who got higher education in İstanbul and composed more than thirty works. In this study, a detailed examination was done about the works and the manuscript copies of those works located in different libraries belonging to Ayyubi-zade, by comparing the information which was given by himself, his student
Keywords: Najib Mahfuz, Midaq Alley, Halide Edip Adıvar, Akile Hanım Street, Comparison
Ermenek, due to being first capital of Karamanid Dynasty, had been one of the hubs where several scholars were trained in its madrasahs and scientific circles. One of these scholars is Mustafa al-Huseynî al-Ermenâkî (Armanâkî) who lived in the second half of XVII. and the first half of XVIII. century.
We found out in our research in Turkish and foreign libraries that Mustafa al-Ermenâkî has two works composed on the field of tajweed in Arabic named Risâle fî Meḫârici’l-Ḥurûf ve Ṣıfâtihâ (Risâle fî’ḍ-Ḍâd) and Mufâḍu’l-Feyyâḍ bi’r-Riyâḍât li İstirfâḍ Fuḍâleti’ḍ-Ḍâdâti’ṭ-Ṭâ’iyât. Having obtained manuscript copies of these works from libraries where they exist we determined their belongings to the author.
Four manuscript copies of Risâle fî Meḫârici’l-Ḥurûf ve Ṣıfâtihâ (Risâle fî’ḍ-Ḍâd) as far as we determined are recorded as Süleymaniye Library İbrahim Efendi Collection nr. 32/2, Beyazıt Library Beyazıd Collection nr. 124/2, Manisa Public Library nr. 1215/3 and Sarajevo Gazi Husrev Begova Library nr. 2626/8. A refutation named Risâle fî’ḍ-Ḍâd ʻalâ Reddi’ş-Şeyḫ Mustafâ al-Ermenâkî (Süleymaniye Library İbrahim Efendi Collection nr. 32/7) was written upon this work by Muhammed b. Selîm b. al-Velî Hasan b. Abdulhalîm.
The single copy of Mufâḍu’l-Feyyâḍ bi’r-Riyâḍât li İstirfâḍ Fuḍâleti’ḍ-Ḍâdâti’ṭ-Ṭâ’iyât as far as we determined is recorded as Süleymaniye Library İbrahim Efendi Collection 32/1.
From the manuscript copies of Mustafa al-Ermenâkî’s works we reached informaton about his life, teacher and nisbas (relational names). Among the biographic sources we reached information only at the work of famous German orientalist Carl Brockelmann named Geschichte der Arabischen Litteratur (GAL).
Beside this, we figured out mistakes such as recording Mustafâ al-Ermenâkî as a Greek native, associating the Süleyman Sırrı al-Ermenekî(ö.1931)’s work named Esbâbu’l-Felâḥ to Mustafâ al-Ermenâkî, recording the end date of Sultan III. Ahmed’s reign given by Brockelmann as the death date of Mustafâ al-Ermenâkî, mentioning the copies of Risâle fî Mehârici’l-Hurûf ve Sıfâtihâ which are recorded in different names as separate works.
Consequently we hope that the information we found out and our corrections of mistakes done about Mustafâ al-Huseynî al-Ermenâkî and his works whose works composed on tajweed were paid attention in science world will create a starting point for further scientific researches and contribute to the cultural heritage of Ermenek.
Keywords: Mustafa, Ermenaki, Armanaki, Dad, Tajweed