Papers by Tevfik Karpuzcu
Dünya İnsan Bilimleri Dergisi, 2022
Foreign policies of countries can be shaped by leaders and influential people in different period... more Foreign policies of countries can be shaped by leaders and influential people in different periods. This study examined how Ismail Cem, who served as the Turkish Ministry of Foreign Affairs between 1997 and 2002, influenced and shaped Turkish Foreign Policy during his tenure. Basically, during İsmail Cem's tenure as Foreign Minister, Turkish Foreign Policy in the context of Turkish-Greek dialogue and Turkey and European Union Relations were investigated how to shaped and what is the impact of a statesman's character in neo-classical realist framework. To demonstrate all this, the neo-classical realism theoretical framework was used as an individual level policy model for foreign policy analysis.
İnsani Müdahalenin Müdahale Edilen Ülke Üzerinde Yarattığı Etkinin Ruanda ve Somali Örnekleri Üzerinden Eleştirel Bir Yaklaşım ile İncelemesi, 2021
op ÿ r st usv ÿxyzu{u| }ÿu ux ÿ u v {t }| ÿt y } }ÿ| uxuzuÿ }ÿ } v z}ÿz}v }sÿ }ÿ v v sz}ÿ | szÿ z... more op ÿ r st usv ÿxyzu{u| }ÿu ux ÿ u v {t }| ÿt y } }ÿ| uxuzuÿ }ÿ } v z}ÿz}v }sÿ }ÿ v v sz}ÿ | szÿ zs}x}ÿ }ÿ }~v | | }s}sÿ }ÿ z}v v x}ÿ uusÿ v ÿu uxÿ | x ÿ u ux s ÿ ysz}ÿu ÿx}} | v ÿzy ys}ÿt v t }xv sz}sÿ zv v ÿÿ ÿ | u s sÿv s}ÿus ÿ~usu~| u ÿ| zÿ y| x}~ }zv ÿÿu| xuzuÿv st usv ÿ xyzu{u| }ÿ~u ux ÿ}| } v }| ÿv ÿu~ ÿu t ÿv | }ÿ}| }ÿu| sx ÿv st usv ÿu z x sÿ}ÿ t s ut szuÿ} v x| } }sÿxyzu{u| }ÿv v x| } v sv s ÿxyzu{u| }ÿ}zv | }sÿy|}| } z}~v ÿ u xu| u ÿ~ t uÿt y }z}ÿt szy y ÿ sÿuz}z}ÿzu{uÿyy~ÿt s| u uÿ| ÿu ÿ u yxus ÿt us| x ÿ¡u| xuzuÿxyzu{u| }ÿ} x}x}sv sÿ}sÿyy~ÿu }ÿ| zÿ ¢ ṽ v sz}sÿ ~ ÿ xyzu{u| }ÿ }zv | x}t v s}ÿ uxÿ {u | uusÿ t s| u sÿ s| }sx}t v sv sÿ zu{uÿ }v | v ÿ v ÿ | ÿ | zÿ uuÿ| x ÿ ÿ t }}| } ÿ £yzu{u| }sv sÿ v ÿ t }}s}~ÿ | u u~ÿ xut uuÿ }| x}z}sÿ s} ÿ xyzu{u| }ÿ | | u s ÿ {u | uusÿ } }~| ṽ| } ÿ u| u£¤ÿ u| | x ÿ¥¦ÿÿ §¨£ © ª }ÿu | usÿxyzu{u| }| } ÿv s}| }s} }~ ÿxyzu{u| }ÿ s}t v ÿ }t sut ÿ }ÿ t s ut ÿ z}} | }szv v | xv v ÿ ÿ u~u| u ÿu | u xu| ÿ } t }~ v ¢ }ÿ © « ÿ u v {t }| ÿt s| u ÿv | }ÿv | ṽ }ÿv st usv ÿxyzu{u| }sv sÿ u ṽ }~v ÿ~u | ÿ t } v | x}}ÿ u| | x ÿ ¡u| xu ÿ {}xÿu uxt u| ÿ v ÿ }| } v }| ÿ s }xÿ v | }ÿ {}xÿ z}ÿ | uxu| ÿ s}~| } ÿ y } v sz}sÿ y| }szv v | xv v ¬ ÿ ®¯°±² ÿ³´µ ¶ •´μ2 ÿr st usv ÿ¹yzu{u| } ÿ xuÿº x| | ÿºxu| v ÿ ¹yzu{u| }t v ÿ »uszuÿ º~ x ¬ ÿ ÿ hÿ mi¼ a¼ mh½ÿ hjji¾hm¿ÿ ¾Àÿ a¿Zÿ ¼ Ájhmaÿ ¾Àÿ ¿kÁh¼ ahi¼ hÂÿ ¼ ÂaZiÃZÂa¼ ¾Âÿ ¾Âÿ a¿Zÿ ¼ ÂaZiÀZi¼ ÂÄÿ m¾kÂaiYÿ a¿i¾kÄ¿ÿ iÅhÂAEhÿ hÂAEÿ ǾÁh½¼ hÿ mhÇZÇÿ ÈÉ ± 2ʱ ÿ ËÌÿ «¨«ÍÎ ÿÏ ÿ Ì£© Î
Academic Review of Humanities and Social Sciences, 2020
Türkiye'nin Avrupa Birliğine muhtemel üyeliği, üye ülkeler arasında tartışmalı bir konudur. Ülkel... more Türkiye'nin Avrupa Birliğine muhtemel üyeliği, üye ülkeler arasında tartışmalı bir konudur. Ülkeler arası farklı görüşler olmakla birlikte; aynı ülkelerin farklı hükümetlerinde de Türkiye'nin üyeliğine olumlu veya olumsuz yaklaşımlar olabilmektedir. Bu çalışmada Fransa'da iki farklı cumhurbaşkanının Türkiye'nin üyeliğine yaklaşımları karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. İnceleme öncesinde Türkiye'nin Avrupa Birliği serüveni kısaca ele alınmış ve Fransa'nın konu ile ilgili genel siyasi tutumu irdelenmiştir. Nicolas Sarkozy ve Emmanuel Macron'un Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili söylemlerinin analizi için söylem analizi yöntemi kullanılmıştır. Daha etkili bir analiz için iki cumhurbaşkanının siyasi profilleri çalışmada ortaya koyulmuştur. Siyaset insanlarının profillerinin incelemesi ve söylem analizinin de yardımıyla, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği konusundaki Fransa devletinin yaklaşımı dönemsel olarak tespit edilmiştir. Makalenin yazım amacına ulaşılması için karşılaştırmalı bir yöntem benimsenmiştir.
R&S - RESEARCH STUDIES ANATOLIA JOURNAL, 2020
ÖZ
Güç kavramı birçok farklı düşünür, yazar ve akademisyen tarafından farklı şekilde ele alınan,... more ÖZ
Güç kavramı birçok farklı düşünür, yazar ve akademisyen tarafından farklı şekilde ele alınan, üzerinde genel bir uzlaşının söz konusu olmadığı bir kavramdır. Bu kavram üzerinde uzlaşılamaması, alt kavramlar üzerinde de tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bu makalede söz konusu tartışmalar üzerine çok fazla yoğunlaşmadan, seçilmiş tanımlamalar üzerinden Fransa’nın büyük güç olarak yeniden değerlendirilmesi esas alınmıştır. Bu çalışmada farklı teorik yaklaşımlar içinden neo-realist yaklaşımın güç kavramını ele alış biçimi teorik çerçeve olarak belirlenmiştir. Neo-realistlerin uluslararası sisteme yaptıkları vurgu ve bu nazarda devletlerin gücünü değerlendirmeleri; bu teorik çerçevenin kullanılmasını önemli hale getirmiştir. Neo-realizmin uluslararası sisteme yaptığı bu vurgu, bir ülkenin gücünü anlamanın en iyi yolunun sistemdeki diğer devletle karşılaştırma ile mümkün olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, Fransa’nın güç değerlendirmesi yapılırken karşılaştırmalı bir yöntem izlenmiştir. Güç analizi yapılırken askeri, ekonomik ve teknolojik boyutlar ele alınmış ve Global Firepower indeksinden faydalanılmıştır. Bu üç boyut ele alınırken, neo-realist çerçeve ve 21. yüzyıl gerçekleri göz önüne alınmıştır.
ABSTRACT
The concept of power is a concept that is handled differently by many different thinkers, writers and academics, without any general consensus. Failure to agree on this concept brought discussions on sub-concepts. In this article, it is based on the re-evaluation of France as a great power through selected definitions without too much focus on the discussions. In this study, the way of defining the concept of power of neo-realist approach among different theoretical approaches is determined as a theoretical framework. The emphasis of the neo-realists on the international system and the evaluation of the power of the states in this view made the use of this theoretical framework important. This emphasis of neo-realism on the international system reveals the fact that the best way to understand the power of a country is by comparison with the other state in the system. For this reason, a comparative method was followed while making power assessment of France. While analyzing power, military, economic and technological dimensions were discussed and Global Firepower index was used. When examining these three dimensions, the neo-realist framework and 21st century facts are taken into consideration.
ÖZ
Türk-Rus İlişkileri tarihsel açıdan iki devlet için önem arz ettiği gibi, bulundukları bölgel... more ÖZ
Türk-Rus İlişkileri tarihsel açıdan iki devlet için önem arz ettiği gibi, bulundukları bölgelerin kaderini belirlemede de etkili olmuştur. Bununla birlikte iki ülke arasındaki ilişkiler tarihin genel akışında rekabetçi bir seyir izlemektedir. İlişkilerin bu hareket zemininde gerçekleşmesi, sık sık krizlerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bu çalışma öncelikle Türk-Rus İlişkilerinin tarihsel perspektiften incelemesi yapılmış ve bugünkü ilişkilere ışık tutulmuştur. Ayrıca NATO ittifakının etkisinden bahsedilmiş, bunun ilişkilere olan etkisi bağımsız bir değişken olarak incelenmiştir. Özellikle 2004 sonrasında iki önemli siyasi figür olan Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın inisiyatifinde gelişen ilişkiler ve uçak krizini de kapsayan dönem ele alınmıştır. Yakın dönemde krizlerin yaşanmasına sebep olan Kırım ve Suriye konuları çalışmaya dâhil edilmiştir. Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşadığı Uçak Krizinin ilişkilerin geleceğini nasıl etkileyeceği konusunda, yapılan basın taramasından hareketle öngörüde bulunulacaktır.
ABSTRACT
Historically, the relations between Turkey and Russia are important for both of these countries in the way it determines the fate of the region. In addition to this, the relationship takes a competitive course in the historical context. Since the relationship occurred at this competitive ground, it caused many crises. This research focuses on the relations between Turkey and Russia through historical perspective in order to shed light on the current relations. On the other side, we had considered the NATO alliance and its impact on these relations as one independent variable in order to make probable explanation. Especially, after 2003 where two important political figures, Erdogan and Putin took initiative in the course of the relations and the tension caused by the fighter jet crisis. Crimea and the Syrian issues will be included in the study as another cause of the recent growing crisis. We expect to make a prediction about the future of the relationship between the Republic of Turkey and the Russian Federation depending on the local press analysis on the matter of fighter jet shot down.
Özet
Demokratik devletlerin vazgeçilmez unsurlarından olan sivil toplum örgütleri, günümüzde dem... more Özet
Demokratik devletlerin vazgeçilmez unsurlarından olan sivil toplum örgütleri, günümüzde demokratik işleyişin kontrolünde de önemli rol oynamaktadır. Siyasi seçimlerin adil, hukuki, hakkaniyetli ve demokratik kurallara uygun işlemesi için sivil toplum inisiyatif almış ve yeni örgütsel yapılar meydana getirmiştir. Örneklerini dünyanın farklı yerlerinde de görebileceğimiz bu sivil toplum örgütleri başarılı seçim süreçleri geçirilmesine katkı sağlamıştır. Türkiye’de ise ilk kez 2014 yerel seçimlerinde ‘Oy ve Ötesi’ adıyla bir araya gelmiş sivil toplum gönüllüleri, ülkedeki seçimlerinin işleyişini tarafsız olarak denetlemişlerdir. Nitekim 2015 genel seçimlerinde de Türkiye’de tüm siyasi partilerin referans olarak gösterdikleri bir sivil toplum örgütü olmuştur. Bu çalışma, Türkiye’deki seçimleri gözlemleyen ‘Oy ve Ötesi’nin yapısı, işleyişi ve ortaya çıkışını incelemeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda ‘Oy ve Ötesinin’ Türkiye’deki siyasi seçimlere yaptığı katkı da işlenecektir. Çalışmada sivil toplum örgütlerinin işleyişleri ve amaçlarını ortaya koyan birincil kaynaklardan ve Oy ve Ötesi’nin koordinasyon ekibiyle yapılmış olan görüşmeden yararlanılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Oy ve Ötesi, Sivil Toplum, Seçim Gözlemi, Türkiye, Seçim
Election Monitoring Organizations a Turkish Case: Vote and Beyond
Abstract
Non-governmental organizations play a significant role for the consolidation of democracy. In order to organize fair and legal political elections, the civil society has to be taken into account and has to create new organizational types. Several non-governmental domestic election-monitoring organizations all over the world have been contributed to operate fair and successful election process. First time, in Turkey, civil volunteers have been gathered during the local elections of 2014, under the name of “Vote and Beyond” and have been started to observe the elections as a non-partisan organization. Hence, they become a domestic election monitoring organization in 2015, referred by all political parties. This article studies the structure and function of Vote and Beyond as the only example of domestic election monitoring organization from Turkey. On the other hand, we aim to analyze its impact on Turkish elections and democratization process. The findings will be discussed, referring to the literature on non-governmental organizations and to the interview conducted by executive members of “Vote and Beyond”.
Key-words: Civil society, Domestic monitoring, Turkey, Vote and Beyond, Elections
Drafts by Tevfik Karpuzcu
Kasım 16, 2015/tarafından Tevfik Karpuzcu Güç kavramı, üzerine farklı alanlarda farklı tanımlamal... more Kasım 16, 2015/tarafından Tevfik Karpuzcu Güç kavramı, üzerine farklı alanlarda farklı tanımlamalar yapılan bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Türk Dil Kurumu'nu referans gösterecek olursak; altıncı ve yedinci tanımlamalarını dikkate alarak konuyu siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler perspektifinden ele almış olacağız. Sözlük altıncı tanımında: '' Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler topluluğu''; yedinci tanımında: '' Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli'' olarak gücü tanımlamıştır.[1] İşin dilbilimsel boyutundan ziyade değinmek istediğim asli konu, güç kavramının siyaset bilimciler ve uluslararası ilişkiler uzmanları tarafından nasıl ele alındığı hususu. Joseph S. Nye'ın görüşlerine iltifat edecek olursak; güç hava durumu gibidir ve herkes hakkında konuştuğu halde çok az kişi anlar. Çiftçilerle meteorologların konuya yaklaşımına işaret ederek bu yaklaşımı örneklendirir. Nye devamında gücü aşka benzetir; deneyimlemenin, ölçmekten ve tanımlamaktan daha kolay olduğunu ifade eder.[2] Burada anlatılmak istenen güç kavramını tanımlamaya çalışmanın çoğu zaman yetersiz ve eksik kalmasıdır. Kimilerine göre güç beraberinde tahakkümü getirir, kimilerine göre bu tahakküm gücün doğru kullanılamamasından kaynaklı olarak ortaya çıkar. Yaptırım ve güç arasındaki ilişki elbette yadsınamaz ancak bu korelasyonu kurarken gücün farklı görünümleri ortaya çıkar. Güç deyince ilk olarak aklımızda şekillenen ve bunun ilkel anlamda bir yansıması olan fiziksel gücün, devletlere yakıştırılmış hali bambaşka bir durumken; kendini daha az hissettiren ve insanda mental güç olarak tanımlanabilecek, devletler bazında ise gücün daha rasyonel kullanımı temsil eden iki ana akım güç tipi sıralanabilir. Elbette bu iki ana akım güç tipi siyah ve beyaz gibi değildir. Aralarında geçiş mümkün olduğu gibi, aynı güç odağının elinde farklı zamanlarda bu iki tip güç türü kullanımı da mümkündür. Yani melez güç tipi yaratılabilir. Hatta bu doğru yer ve zamanda kullanıldığında ''gerçek'' güç kavramını ortaya çıkarabilir. Bahsettiğim bu güç tipleri yine Nye tarafından ilk kez tanımlanıp, adlandırılır: sert güç(hard power) ve yumuşak güç(soft power). Sert güç, elindeki kudreti açık bir şekilde zorlayıcı ve tehdit edici olarak genellikle silahlı-fiziksel tehdidi içeren bir güç tipiyken; yumuşak güç, sert gücün aksine elindeki gücü daha rasyonel ve perde arkasından kullanmaya dayanır. Yumuşak gücü en iyi anlatan cümle: ''Eğer istediğim şeyi istemeni sağlayabilirsem, o zaman yapmak istediğin şeyi yapmaya seni zorlamama gerek yoktur.''[3] Bu tanımlamalar ışığında konuya eğildiğimizde aslında karşımıza eski güç anlayışının günümüz dünyasında geçer akçe olmadığını, yeni dünyanın gerçeklerinin dolayısıyla eldeki güç araçlarının değiştiğini anlamamız kolaylaşır. Medyanın propaganda gücünü elinde bulundurmanın çoğu kez silahlı gücü elinde bulundurmaktan daha etkili olduğu günümüz gerçeği haline gelmiştir. Aslında bu silahlı ''çılgınlığın'' durdurulması nükleer çağa girilmesi ve elinde nükleer gücü bulunduran ülkelerin çoğalmasıyla başlamıştır. Bu nükleer silahlanma dünyanın geleceğini tehdit eden, geriye dönülmez bir yok oluşa sebebiyet verebileceği için devletleri farklı bir güç anlayışı yaratma çabası içine sokmuştur. Yumuşak gücün ortaya çıkışını bu sebebe bağlamak mantıklı olacaktır. Devletler artık stratejik önem arz eden ve dönem dönem değişen güç araçlarını kullanma yoluna gideceklerdir. Bu yolu ilk benimseyen ise dünya gücü olacaktır. Medya gücü, finansal güç ve kültürel güç gibi kavramlar yeni dünyayı domine etme araçları haline gelecektir.
Thesis Chapters by Tevfik Karpuzcu
PhD Thesis , 2024
The phenomenon of migration and Afghanistan have been mentioned and continue to be mentioned toge... more The phenomenon of migration and Afghanistan have been mentioned and continue to be mentioned together, especially in the last quarter of the 20th century and in the 21st century. The location of Afghanistan as a source country of immigration has led not only neighboring countries and nearby geography, but also European Union member countries, which are mainly target countries, to show interest in this issue. Because the effects of migration are likely to have serious demographic, political, social and economic consequences when considering the volume of migration originating from Afghanistan. The analysis of such an important migration phenomenon is very important for both Afghanistan and the countries concerned.
The causes of external migration movements originating from Afghanistan are mostly common in different studies in the literature. However, the real reason behind the driving factors and triggers of the migration has not been adequately analyzed. In this study, the main reason behind the external migration from Afghanistan was determined as the country's exposure to systematic exploitation. This form of exploitation has been expressed as neo-colonialism, first theorized by Kwame Nkrumah. The process, which started with the occupation of the Soviet Union in 1979, then continued by proxy with the support of different domestic actors and continued with the actual occupation of the US, has been the milestone of the neo-colonial exploitation in Afghanistan until today. In this thesis, between 1979 and 2021, the migration flows originating from Afghanistan and the exploitation activities between
the same years were examined in the neo-colonial theoretical framework over six main waves with a causal link. Qualitative research method was preferred in accordance with the content and purpose of the study. Descriptive case study was used within the framework of a qualitative research approach. In addition, critical source review was conducted in the study.
Keywords: Afghanistan, International Migration, Afghan Refugees, US, USSR, Neo-colonialism
RESUME
Les think tanks sont parmi les acteurs politiques importants en Turquie, ainsi que dans le... more RESUME
Les think tanks sont parmi les acteurs politiques importants en Turquie, ainsi que dans le monde. Surtout au cours des dernières années, on a observé qu'ils commencent à être efficaces dans les processus décisionnels politiques. Dans cette étude, les influences possibles de trois think tanks (ORSAM, SDE, SETA) entre les années 2010-2016 sur la politique étrangère turque seront discutées. Notre étude était basé sur les relations turco-russes et les relations turco-américaines, qui constituent deux piliers importants de la politique étrangère turque. La mesure d'influence a été effectuée en examinant les publications des trois think tanks et en tenant compte de la participation des décideurs politiques aux institutions qu'ils organisent. En outre, les experts qui sont les principaux éléments de travail des think tanks sont considérés comme un nouveau groupe d'élite. Il est mentionné cette l'étude pourquoi les experts des think tanks devraient être considérés comme un nouveau groupe d'élite. En plus de toutes ces études, l’arrière-plan, les fonctions, les rôles et le statut des think tanks en Turquie constituent les chapitres descriptifs de cette étude.
Mots clés : think tanks, groupes de réflexion, politique étrangère turque, experts de think tank
ÖZET
Think tankler dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli siyasi aktörler arasında yer almaktadır. Özellikle son yıllarda siyasi karar alma süreçlerinde etkili olmaya başladıkları gözlemlenmiştir. Bu çalışmada, ele alacağımız üç düşünce kuruluşunun (ORSAM, SDE, SETA) 2010-2016 yılları arasında Türk Dış Politikasına olası etkileri incelenmiştir. İncelememiz Türk Dış Politikasının iki önemli noktasını oluşturan Türk-Rus İlişkileri ve Türk-Amerikan İlişkileri üzerinden gerçekleştirilmiştir. Söz konusu üç düşünce kuruluşunun yayınları ve düzenledikleri organizasyonlara siyasi karar alıcıların katılımı göz önüne alınarak etki analizi yapılmıştır. Ayrıca think tanklerin asli çalışan unsuru olan uzmanlar, yeni bir elit grubu olarak değerlendirilmiştir. Çalışma içerisinde think tank uzmanlarının neden yeni bir elit grup olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bahsedilmiştir. Tüm bu incelemelerin yanında think tanklerin tarihsel geçmişi, işlevleri, rolleri ve Türkiye’deki durumları da bu çalışmanın tanımlayıcı kısımlarını oluşturmaktadır.
Anahtar kelimeler: think tankler, düşünce kuruluşları, elitler, Türk Dış Politikası, think tank uzmanları
Books by Tevfik Karpuzcu
Avrupa'da Güçlenen Aşırı Sağ Partiler, 2020
Uploads
Papers by Tevfik Karpuzcu
Güç kavramı birçok farklı düşünür, yazar ve akademisyen tarafından farklı şekilde ele alınan, üzerinde genel bir uzlaşının söz konusu olmadığı bir kavramdır. Bu kavram üzerinde uzlaşılamaması, alt kavramlar üzerinde de tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bu makalede söz konusu tartışmalar üzerine çok fazla yoğunlaşmadan, seçilmiş tanımlamalar üzerinden Fransa’nın büyük güç olarak yeniden değerlendirilmesi esas alınmıştır. Bu çalışmada farklı teorik yaklaşımlar içinden neo-realist yaklaşımın güç kavramını ele alış biçimi teorik çerçeve olarak belirlenmiştir. Neo-realistlerin uluslararası sisteme yaptıkları vurgu ve bu nazarda devletlerin gücünü değerlendirmeleri; bu teorik çerçevenin kullanılmasını önemli hale getirmiştir. Neo-realizmin uluslararası sisteme yaptığı bu vurgu, bir ülkenin gücünü anlamanın en iyi yolunun sistemdeki diğer devletle karşılaştırma ile mümkün olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, Fransa’nın güç değerlendirmesi yapılırken karşılaştırmalı bir yöntem izlenmiştir. Güç analizi yapılırken askeri, ekonomik ve teknolojik boyutlar ele alınmış ve Global Firepower indeksinden faydalanılmıştır. Bu üç boyut ele alınırken, neo-realist çerçeve ve 21. yüzyıl gerçekleri göz önüne alınmıştır.
ABSTRACT
The concept of power is a concept that is handled differently by many different thinkers, writers and academics, without any general consensus. Failure to agree on this concept brought discussions on sub-concepts. In this article, it is based on the re-evaluation of France as a great power through selected definitions without too much focus on the discussions. In this study, the way of defining the concept of power of neo-realist approach among different theoretical approaches is determined as a theoretical framework. The emphasis of the neo-realists on the international system and the evaluation of the power of the states in this view made the use of this theoretical framework important. This emphasis of neo-realism on the international system reveals the fact that the best way to understand the power of a country is by comparison with the other state in the system. For this reason, a comparative method was followed while making power assessment of France. While analyzing power, military, economic and technological dimensions were discussed and Global Firepower index was used. When examining these three dimensions, the neo-realist framework and 21st century facts are taken into consideration.
Türk-Rus İlişkileri tarihsel açıdan iki devlet için önem arz ettiği gibi, bulundukları bölgelerin kaderini belirlemede de etkili olmuştur. Bununla birlikte iki ülke arasındaki ilişkiler tarihin genel akışında rekabetçi bir seyir izlemektedir. İlişkilerin bu hareket zemininde gerçekleşmesi, sık sık krizlerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bu çalışma öncelikle Türk-Rus İlişkilerinin tarihsel perspektiften incelemesi yapılmış ve bugünkü ilişkilere ışık tutulmuştur. Ayrıca NATO ittifakının etkisinden bahsedilmiş, bunun ilişkilere olan etkisi bağımsız bir değişken olarak incelenmiştir. Özellikle 2004 sonrasında iki önemli siyasi figür olan Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın inisiyatifinde gelişen ilişkiler ve uçak krizini de kapsayan dönem ele alınmıştır. Yakın dönemde krizlerin yaşanmasına sebep olan Kırım ve Suriye konuları çalışmaya dâhil edilmiştir. Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşadığı Uçak Krizinin ilişkilerin geleceğini nasıl etkileyeceği konusunda, yapılan basın taramasından hareketle öngörüde bulunulacaktır.
ABSTRACT
Historically, the relations between Turkey and Russia are important for both of these countries in the way it determines the fate of the region. In addition to this, the relationship takes a competitive course in the historical context. Since the relationship occurred at this competitive ground, it caused many crises. This research focuses on the relations between Turkey and Russia through historical perspective in order to shed light on the current relations. On the other side, we had considered the NATO alliance and its impact on these relations as one independent variable in order to make probable explanation. Especially, after 2003 where two important political figures, Erdogan and Putin took initiative in the course of the relations and the tension caused by the fighter jet crisis. Crimea and the Syrian issues will be included in the study as another cause of the recent growing crisis. We expect to make a prediction about the future of the relationship between the Republic of Turkey and the Russian Federation depending on the local press analysis on the matter of fighter jet shot down.
Demokratik devletlerin vazgeçilmez unsurlarından olan sivil toplum örgütleri, günümüzde demokratik işleyişin kontrolünde de önemli rol oynamaktadır. Siyasi seçimlerin adil, hukuki, hakkaniyetli ve demokratik kurallara uygun işlemesi için sivil toplum inisiyatif almış ve yeni örgütsel yapılar meydana getirmiştir. Örneklerini dünyanın farklı yerlerinde de görebileceğimiz bu sivil toplum örgütleri başarılı seçim süreçleri geçirilmesine katkı sağlamıştır. Türkiye’de ise ilk kez 2014 yerel seçimlerinde ‘Oy ve Ötesi’ adıyla bir araya gelmiş sivil toplum gönüllüleri, ülkedeki seçimlerinin işleyişini tarafsız olarak denetlemişlerdir. Nitekim 2015 genel seçimlerinde de Türkiye’de tüm siyasi partilerin referans olarak gösterdikleri bir sivil toplum örgütü olmuştur. Bu çalışma, Türkiye’deki seçimleri gözlemleyen ‘Oy ve Ötesi’nin yapısı, işleyişi ve ortaya çıkışını incelemeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda ‘Oy ve Ötesinin’ Türkiye’deki siyasi seçimlere yaptığı katkı da işlenecektir. Çalışmada sivil toplum örgütlerinin işleyişleri ve amaçlarını ortaya koyan birincil kaynaklardan ve Oy ve Ötesi’nin koordinasyon ekibiyle yapılmış olan görüşmeden yararlanılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Oy ve Ötesi, Sivil Toplum, Seçim Gözlemi, Türkiye, Seçim
Election Monitoring Organizations a Turkish Case: Vote and Beyond
Abstract
Non-governmental organizations play a significant role for the consolidation of democracy. In order to organize fair and legal political elections, the civil society has to be taken into account and has to create new organizational types. Several non-governmental domestic election-monitoring organizations all over the world have been contributed to operate fair and successful election process. First time, in Turkey, civil volunteers have been gathered during the local elections of 2014, under the name of “Vote and Beyond” and have been started to observe the elections as a non-partisan organization. Hence, they become a domestic election monitoring organization in 2015, referred by all political parties. This article studies the structure and function of Vote and Beyond as the only example of domestic election monitoring organization from Turkey. On the other hand, we aim to analyze its impact on Turkish elections and democratization process. The findings will be discussed, referring to the literature on non-governmental organizations and to the interview conducted by executive members of “Vote and Beyond”.
Key-words: Civil society, Domestic monitoring, Turkey, Vote and Beyond, Elections
Drafts by Tevfik Karpuzcu
Thesis Chapters by Tevfik Karpuzcu
The causes of external migration movements originating from Afghanistan are mostly common in different studies in the literature. However, the real reason behind the driving factors and triggers of the migration has not been adequately analyzed. In this study, the main reason behind the external migration from Afghanistan was determined as the country's exposure to systematic exploitation. This form of exploitation has been expressed as neo-colonialism, first theorized by Kwame Nkrumah. The process, which started with the occupation of the Soviet Union in 1979, then continued by proxy with the support of different domestic actors and continued with the actual occupation of the US, has been the milestone of the neo-colonial exploitation in Afghanistan until today. In this thesis, between 1979 and 2021, the migration flows originating from Afghanistan and the exploitation activities between
the same years were examined in the neo-colonial theoretical framework over six main waves with a causal link. Qualitative research method was preferred in accordance with the content and purpose of the study. Descriptive case study was used within the framework of a qualitative research approach. In addition, critical source review was conducted in the study.
Keywords: Afghanistan, International Migration, Afghan Refugees, US, USSR, Neo-colonialism
Les think tanks sont parmi les acteurs politiques importants en Turquie, ainsi que dans le monde. Surtout au cours des dernières années, on a observé qu'ils commencent à être efficaces dans les processus décisionnels politiques. Dans cette étude, les influences possibles de trois think tanks (ORSAM, SDE, SETA) entre les années 2010-2016 sur la politique étrangère turque seront discutées. Notre étude était basé sur les relations turco-russes et les relations turco-américaines, qui constituent deux piliers importants de la politique étrangère turque. La mesure d'influence a été effectuée en examinant les publications des trois think tanks et en tenant compte de la participation des décideurs politiques aux institutions qu'ils organisent. En outre, les experts qui sont les principaux éléments de travail des think tanks sont considérés comme un nouveau groupe d'élite. Il est mentionné cette l'étude pourquoi les experts des think tanks devraient être considérés comme un nouveau groupe d'élite. En plus de toutes ces études, l’arrière-plan, les fonctions, les rôles et le statut des think tanks en Turquie constituent les chapitres descriptifs de cette étude.
Mots clés : think tanks, groupes de réflexion, politique étrangère turque, experts de think tank
ÖZET
Think tankler dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli siyasi aktörler arasında yer almaktadır. Özellikle son yıllarda siyasi karar alma süreçlerinde etkili olmaya başladıkları gözlemlenmiştir. Bu çalışmada, ele alacağımız üç düşünce kuruluşunun (ORSAM, SDE, SETA) 2010-2016 yılları arasında Türk Dış Politikasına olası etkileri incelenmiştir. İncelememiz Türk Dış Politikasının iki önemli noktasını oluşturan Türk-Rus İlişkileri ve Türk-Amerikan İlişkileri üzerinden gerçekleştirilmiştir. Söz konusu üç düşünce kuruluşunun yayınları ve düzenledikleri organizasyonlara siyasi karar alıcıların katılımı göz önüne alınarak etki analizi yapılmıştır. Ayrıca think tanklerin asli çalışan unsuru olan uzmanlar, yeni bir elit grubu olarak değerlendirilmiştir. Çalışma içerisinde think tank uzmanlarının neden yeni bir elit grup olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bahsedilmiştir. Tüm bu incelemelerin yanında think tanklerin tarihsel geçmişi, işlevleri, rolleri ve Türkiye’deki durumları da bu çalışmanın tanımlayıcı kısımlarını oluşturmaktadır.
Anahtar kelimeler: think tankler, düşünce kuruluşları, elitler, Türk Dış Politikası, think tank uzmanları
Books by Tevfik Karpuzcu
Güç kavramı birçok farklı düşünür, yazar ve akademisyen tarafından farklı şekilde ele alınan, üzerinde genel bir uzlaşının söz konusu olmadığı bir kavramdır. Bu kavram üzerinde uzlaşılamaması, alt kavramlar üzerinde de tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bu makalede söz konusu tartışmalar üzerine çok fazla yoğunlaşmadan, seçilmiş tanımlamalar üzerinden Fransa’nın büyük güç olarak yeniden değerlendirilmesi esas alınmıştır. Bu çalışmada farklı teorik yaklaşımlar içinden neo-realist yaklaşımın güç kavramını ele alış biçimi teorik çerçeve olarak belirlenmiştir. Neo-realistlerin uluslararası sisteme yaptıkları vurgu ve bu nazarda devletlerin gücünü değerlendirmeleri; bu teorik çerçevenin kullanılmasını önemli hale getirmiştir. Neo-realizmin uluslararası sisteme yaptığı bu vurgu, bir ülkenin gücünü anlamanın en iyi yolunun sistemdeki diğer devletle karşılaştırma ile mümkün olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, Fransa’nın güç değerlendirmesi yapılırken karşılaştırmalı bir yöntem izlenmiştir. Güç analizi yapılırken askeri, ekonomik ve teknolojik boyutlar ele alınmış ve Global Firepower indeksinden faydalanılmıştır. Bu üç boyut ele alınırken, neo-realist çerçeve ve 21. yüzyıl gerçekleri göz önüne alınmıştır.
ABSTRACT
The concept of power is a concept that is handled differently by many different thinkers, writers and academics, without any general consensus. Failure to agree on this concept brought discussions on sub-concepts. In this article, it is based on the re-evaluation of France as a great power through selected definitions without too much focus on the discussions. In this study, the way of defining the concept of power of neo-realist approach among different theoretical approaches is determined as a theoretical framework. The emphasis of the neo-realists on the international system and the evaluation of the power of the states in this view made the use of this theoretical framework important. This emphasis of neo-realism on the international system reveals the fact that the best way to understand the power of a country is by comparison with the other state in the system. For this reason, a comparative method was followed while making power assessment of France. While analyzing power, military, economic and technological dimensions were discussed and Global Firepower index was used. When examining these three dimensions, the neo-realist framework and 21st century facts are taken into consideration.
Türk-Rus İlişkileri tarihsel açıdan iki devlet için önem arz ettiği gibi, bulundukları bölgelerin kaderini belirlemede de etkili olmuştur. Bununla birlikte iki ülke arasındaki ilişkiler tarihin genel akışında rekabetçi bir seyir izlemektedir. İlişkilerin bu hareket zemininde gerçekleşmesi, sık sık krizlerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bu çalışma öncelikle Türk-Rus İlişkilerinin tarihsel perspektiften incelemesi yapılmış ve bugünkü ilişkilere ışık tutulmuştur. Ayrıca NATO ittifakının etkisinden bahsedilmiş, bunun ilişkilere olan etkisi bağımsız bir değişken olarak incelenmiştir. Özellikle 2004 sonrasında iki önemli siyasi figür olan Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın inisiyatifinde gelişen ilişkiler ve uçak krizini de kapsayan dönem ele alınmıştır. Yakın dönemde krizlerin yaşanmasına sebep olan Kırım ve Suriye konuları çalışmaya dâhil edilmiştir. Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşadığı Uçak Krizinin ilişkilerin geleceğini nasıl etkileyeceği konusunda, yapılan basın taramasından hareketle öngörüde bulunulacaktır.
ABSTRACT
Historically, the relations between Turkey and Russia are important for both of these countries in the way it determines the fate of the region. In addition to this, the relationship takes a competitive course in the historical context. Since the relationship occurred at this competitive ground, it caused many crises. This research focuses on the relations between Turkey and Russia through historical perspective in order to shed light on the current relations. On the other side, we had considered the NATO alliance and its impact on these relations as one independent variable in order to make probable explanation. Especially, after 2003 where two important political figures, Erdogan and Putin took initiative in the course of the relations and the tension caused by the fighter jet crisis. Crimea and the Syrian issues will be included in the study as another cause of the recent growing crisis. We expect to make a prediction about the future of the relationship between the Republic of Turkey and the Russian Federation depending on the local press analysis on the matter of fighter jet shot down.
Demokratik devletlerin vazgeçilmez unsurlarından olan sivil toplum örgütleri, günümüzde demokratik işleyişin kontrolünde de önemli rol oynamaktadır. Siyasi seçimlerin adil, hukuki, hakkaniyetli ve demokratik kurallara uygun işlemesi için sivil toplum inisiyatif almış ve yeni örgütsel yapılar meydana getirmiştir. Örneklerini dünyanın farklı yerlerinde de görebileceğimiz bu sivil toplum örgütleri başarılı seçim süreçleri geçirilmesine katkı sağlamıştır. Türkiye’de ise ilk kez 2014 yerel seçimlerinde ‘Oy ve Ötesi’ adıyla bir araya gelmiş sivil toplum gönüllüleri, ülkedeki seçimlerinin işleyişini tarafsız olarak denetlemişlerdir. Nitekim 2015 genel seçimlerinde de Türkiye’de tüm siyasi partilerin referans olarak gösterdikleri bir sivil toplum örgütü olmuştur. Bu çalışma, Türkiye’deki seçimleri gözlemleyen ‘Oy ve Ötesi’nin yapısı, işleyişi ve ortaya çıkışını incelemeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda ‘Oy ve Ötesinin’ Türkiye’deki siyasi seçimlere yaptığı katkı da işlenecektir. Çalışmada sivil toplum örgütlerinin işleyişleri ve amaçlarını ortaya koyan birincil kaynaklardan ve Oy ve Ötesi’nin koordinasyon ekibiyle yapılmış olan görüşmeden yararlanılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Oy ve Ötesi, Sivil Toplum, Seçim Gözlemi, Türkiye, Seçim
Election Monitoring Organizations a Turkish Case: Vote and Beyond
Abstract
Non-governmental organizations play a significant role for the consolidation of democracy. In order to organize fair and legal political elections, the civil society has to be taken into account and has to create new organizational types. Several non-governmental domestic election-monitoring organizations all over the world have been contributed to operate fair and successful election process. First time, in Turkey, civil volunteers have been gathered during the local elections of 2014, under the name of “Vote and Beyond” and have been started to observe the elections as a non-partisan organization. Hence, they become a domestic election monitoring organization in 2015, referred by all political parties. This article studies the structure and function of Vote and Beyond as the only example of domestic election monitoring organization from Turkey. On the other hand, we aim to analyze its impact on Turkish elections and democratization process. The findings will be discussed, referring to the literature on non-governmental organizations and to the interview conducted by executive members of “Vote and Beyond”.
Key-words: Civil society, Domestic monitoring, Turkey, Vote and Beyond, Elections
The causes of external migration movements originating from Afghanistan are mostly common in different studies in the literature. However, the real reason behind the driving factors and triggers of the migration has not been adequately analyzed. In this study, the main reason behind the external migration from Afghanistan was determined as the country's exposure to systematic exploitation. This form of exploitation has been expressed as neo-colonialism, first theorized by Kwame Nkrumah. The process, which started with the occupation of the Soviet Union in 1979, then continued by proxy with the support of different domestic actors and continued with the actual occupation of the US, has been the milestone of the neo-colonial exploitation in Afghanistan until today. In this thesis, between 1979 and 2021, the migration flows originating from Afghanistan and the exploitation activities between
the same years were examined in the neo-colonial theoretical framework over six main waves with a causal link. Qualitative research method was preferred in accordance with the content and purpose of the study. Descriptive case study was used within the framework of a qualitative research approach. In addition, critical source review was conducted in the study.
Keywords: Afghanistan, International Migration, Afghan Refugees, US, USSR, Neo-colonialism
Les think tanks sont parmi les acteurs politiques importants en Turquie, ainsi que dans le monde. Surtout au cours des dernières années, on a observé qu'ils commencent à être efficaces dans les processus décisionnels politiques. Dans cette étude, les influences possibles de trois think tanks (ORSAM, SDE, SETA) entre les années 2010-2016 sur la politique étrangère turque seront discutées. Notre étude était basé sur les relations turco-russes et les relations turco-américaines, qui constituent deux piliers importants de la politique étrangère turque. La mesure d'influence a été effectuée en examinant les publications des trois think tanks et en tenant compte de la participation des décideurs politiques aux institutions qu'ils organisent. En outre, les experts qui sont les principaux éléments de travail des think tanks sont considérés comme un nouveau groupe d'élite. Il est mentionné cette l'étude pourquoi les experts des think tanks devraient être considérés comme un nouveau groupe d'élite. En plus de toutes ces études, l’arrière-plan, les fonctions, les rôles et le statut des think tanks en Turquie constituent les chapitres descriptifs de cette étude.
Mots clés : think tanks, groupes de réflexion, politique étrangère turque, experts de think tank
ÖZET
Think tankler dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli siyasi aktörler arasında yer almaktadır. Özellikle son yıllarda siyasi karar alma süreçlerinde etkili olmaya başladıkları gözlemlenmiştir. Bu çalışmada, ele alacağımız üç düşünce kuruluşunun (ORSAM, SDE, SETA) 2010-2016 yılları arasında Türk Dış Politikasına olası etkileri incelenmiştir. İncelememiz Türk Dış Politikasının iki önemli noktasını oluşturan Türk-Rus İlişkileri ve Türk-Amerikan İlişkileri üzerinden gerçekleştirilmiştir. Söz konusu üç düşünce kuruluşunun yayınları ve düzenledikleri organizasyonlara siyasi karar alıcıların katılımı göz önüne alınarak etki analizi yapılmıştır. Ayrıca think tanklerin asli çalışan unsuru olan uzmanlar, yeni bir elit grubu olarak değerlendirilmiştir. Çalışma içerisinde think tank uzmanlarının neden yeni bir elit grup olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bahsedilmiştir. Tüm bu incelemelerin yanında think tanklerin tarihsel geçmişi, işlevleri, rolleri ve Türkiye’deki durumları da bu çalışmanın tanımlayıcı kısımlarını oluşturmaktadır.
Anahtar kelimeler: think tankler, düşünce kuruluşları, elitler, Türk Dış Politikası, think tank uzmanları