Books by Ummahan Nerkiz
TÜRK KÜLTÜRÜ VE EDEBİYATINDA KADIN, 2019
Turkish literature had continued as poetry-centric until the 19th century.
Along with the period ... more Turkish literature had continued as poetry-centric until the 19th century.
Along with the period of innovation, our women writers, who were active in
new genres from the West such as article, novel, play and essay, had appeared.
In this process, our women poets who were fed by the old poetry tradition and
who gave prose works in magazines and newspapers of the period took part in
literary activities also. In this article, “the first women writers of Turkish
literature” are discussed. The fact that Turkish literature covers a long period of
time and a wide geography has revealed the necessity of making some
limitations. For this reason, we have limited our work with women writers who
were born in Istanbul between 1840-1890. Names born in 1890 and later are not
included in the study because of they formed a new generation.
The studies on women poets and writers whose names are not included in
the history of literature and whose works are forgotten in the pages of
magazines and newspapers have increased recently, but they have not reached
the desired level. Uncertainties and lack of knowledge about many poets and
writers such as date of birth, life, family, education and works remain. These
deficiencies can be eliminated with the work to be done, as well as new names
will be added to the list. Every new information and document found is of great
importance in terms of writing healthier biographies about our women poets
and writers and updating our literary histories.
In this study, which is created based on the literature survey, the short life
stories and works of women writers that we could identify during the period are
included and the innovations that our writers brought to Turkish literature are
expressed. These women poets and writers are Zafer Hanım, Fatma Aliye
Hanım, Emine Semiye Hanım, Fitnat Hanım, Hatice Nakiye Hanım, Leyla Saz,
Nigâr Hanım, Abdülhak Mihrünnisa Hanım, Mahşah Hanım, Makbule Leman
Hanım, Behice Ziya Kollar, Selma Rıza Feraceli, Gülistan İsmet [Asım] Hanım,
Fatma Fahrünnisa [Tezcan] Hanım, [Ayşe] İhsan Raif Hanım, Aziz Haydar
[Omur] Hanım, Yaşar Nezihe [Bükülmez] Hanım, Halide Edip Adıvar, Güzide
Sabri Aygün, Ruhsan Nevvare, Nezihe Muhiddin, Fehime Nüzhet Hanım,
Belkıs Şevket Hanım and Cemile Hanım.
Türklük Bilimi Araştırmaları , 2016
Edebiyatı, edebî tartışmalar açısından oldukça verimli bir dönem olmuştur. Mehmet Emin Yurdakul'u... more Edebiyatı, edebî tartışmalar açısından oldukça verimli bir dönem olmuştur. Mehmet Emin Yurdakul'un, sonradan Türkçe Şiirler adıyla kitaplaştırdığı şiirlerinden sonra edebiyat hayatımızda yankı bulan Türkçe Şiirler tartışması da II. Abdülhamit Dönemi Türk Edebiyatı içerisinde değerlendirilmesi gereken, yalnız dönemin ediplerinin edebî anlayışını göstermesi bakımından değil; tenkit, teori ve fikrî açıdan dönemin zenginliğini göstermesi bakımından da önemlidir. Bu makalede, Türkçe Şiirler tartışmasının bir uzantısı olarak, Hicri 1315 yılının Mart ayında, Âşık Coşkun ile Ahmet Rasim arasında başlayan sadeleşme, dilin ıslahı, Türkçe şiir, dönemin ihtiyaçlarına uygun bir şiir ve edebiyat dili oluşturma düşüncesi etrafında şekillenen edebî tartışma ve bahsi geçen tartışmada kullanılan "Âşık Coşkun" müstearı üzerinde durulacaktır.
Book Reviews by Ummahan Nerkiz
YENİ TÜRK EDEBİYATI, 2016
Hatıra, deneme, eleştiri, edebiyat ve medeniyet tarihi türlerinde eser veren M. Orhan Okay; makal... more Hatıra, deneme, eleştiri, edebiyat ve medeniyet tarihi türlerinde eser veren M. Orhan Okay; makaleleri, ansiklopedi maddeleri, anket soruşturmaları, ders notları, akademik kitapları, hatıraları, deneme yazıları, sohbet ve mülakatları ile Türk edebiyatına ve kültür tarihine eşsiz hizmetlerde bulunmuştur. Sanatkâr ve aynı zamanda bir fikir adamı olan
M. Orhan Okay, zengin bir edebiyat ve kültür bilgisine sahiptir. Sanat ve Hayat (1956), Beşir Fuad İlk Türk Pozitivist ve Naturalisti (1969), Abdülhak Hamid’in Romantizmi (1971), Batı Medeniyeti Karşısında Ahmed Mithad Efendi (1975), Şeyh Galib, Hüsn ü Aşk (Hüseyin Ayan ile, 1975), Necip Fazıl Kısakürek (1987), Mehmet Âkif - Bir Karakter Heykelinin Anatomisi (1989), Batılılaşma Devri Türk Edebiyatı (1998), Batılılaşma Devri Fikir Hayatı Üzerine Bir Deneme (1998), Sanat ve Edebiyat Yazıları (1990), Safahat (Mustafa İsen ile, 1990), Edebiyat ve Kültür Dünyamızdan-Makaleler-DenemelerSohbetler (1991),
Konuşmalar; Mülakat-Sohbet-Anket-Açık Oturum
(1998), Ahmet Hamdi Tanpınar (2000), Kendi Sesinin Yankısı.
Necip Fazıl Kısakürek (2001), Silik Fotoğraflar (2001), Bir Başka İstanbul (2002), Mehmet Kaplan’dan Hatıralar-Mektuplar (2003), “Osmanlı Devletinin Yenileşme Döneminde Türk Edebiyatı” Osmanlı Uygarlığı 1 (2003), Poetika Dersleri (2004), Balat (2009), Bir Hülya Adamının
Romanı Ahmet Hamdi Tanpınar (2010), Edebiyat ve Edebi Eser Üzerine (2011) gibi pek çok çalışmasıyla tanıdığımız Orhan Okay, bu kez farklı bir çalışmayla karşımıza çıkmaktadır: Bir Başka Paris.
Türklük Bilimi Araştırmaları, 2015
Türk edebiyatının gelişimini takip edebilmek ve tam bir hükme varabilmek için
sadece zirve şahsiy... more Türk edebiyatının gelişimini takip edebilmek ve tam bir hükme varabilmek için
sadece zirve şahsiyetler ve şaheserler üzerinde
değerlendirmeler yapmanın yeterli olmadığı,
araştırmacılarca kabul edilen bir gerçektir.
Yalnızca meşhur şahsiyetleri ve eserleri ele
almanın cazip olması yanında, bütünü temsilde yetersiz olacağı ifade edilir.
Bu bağlamda, toplumun ve dönemin
aynası olabilmesi noktasında tezkirelerde ve
edebiyat tarihi ile ilgili eserlerde ismi zikredilmeyen, ikinci ve üçüncü derecedeki edipler
ve eserleri de önem arz eder. Bu ediplerden bir tanesi olan Esat Rıza Bey
hakkında Ramis Karabulut’un hazırladığı “Balkan Savaşı Şairi Esat Rıza
Bey ve Bütün Şiirleri” adlı biyografik çalışma, unutulmuş bir şairi ve
eserlerini gün ışığına çıkarma, edebiyat tarihinde yeni bilgilere ulaşma ve
edebiyat tarihçilerine malzeme sunma noktasında atılmış önemli bir
adımdır.
Çalışmanın “Sunuş” kısmını kaleme alan Nazım Hikmet Polat, eserin önemini şöyle ifade eder:
1) Özel olarak Balkan Savaşları’nın yansımaları ve genel olarak
harp edebiyatının örnekleri ile doludur.
2) Fecr-i Ati’nin ferdi duygusallığından Millî Edebiyat hareketinin
millî duyarlılığına geçişin yani II. Meşrutiyet zemininde hem ferdiyetçi
sanat görüşünün hem de toplumsal faydacı edebiyat anlayışının uç noktadaki verimlerini göstermektedir.
3) Bütün bunların ötesinde, edebiyat tarihimizde eşine az rastlanabilecek -belki de rastlanamayacak- bir intihal hikâyesini de bu çalışma
sayesinde öğrenebiliyoruz. (s. 8)
Şair Esat Rıza Bey ve şiirlerini tanıtıp okura yeni bilgiler sunan bu
eser; “Sunuş” (7), Sözbaşı (9-12), Giriş (13-26), I. Bölüm (27-66), II.
Bölüm (67-160), Kaynakça (161-164), Ekler (165-172) ve Dizin (173-
174) kısımlarından oluşmaktadır.
Papers by Ummahan Nerkiz
'ün bizlere emaneti olan Cumhuriyet'imizin 100. Yılında 43 üniversiteden 100 akademisyenle '100 T... more 'ün bizlere emaneti olan Cumhuriyet'imizin 100. Yılında 43 üniversiteden 100 akademisyenle '100 Türk Yazar'ını okurla buluşturmanın sevinci içindeyiz. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e giden yolda Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaş'ıyla sınanmış, uçurumun kıyısında 'yıkık bir Ülke'nin Çanakkale Zaferi'yle yeşeren umutlarına, küllerinden yeniden doğan Türk ulusunun Milli Mücadele yıllarına, Kurutuluş Savaşı'na bağımsızlık ve hürriyete giden o zorlu yolculuklara tanıklık etmiş ve kalemleriyle destek olmuş, Atatürk'ün sofrasında bulunmuş modern Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden
Türklük bilimi araştırmaları, Jun 14, 2015
Türklük bilimi araştırmaları, Dec 1, 2016
Edebiyatı, edebî tartışmalar açısından oldukça verimli bir dönem olmuştur. Mehmet Emin Yurdakul'u... more Edebiyatı, edebî tartışmalar açısından oldukça verimli bir dönem olmuştur. Mehmet Emin Yurdakul'un, sonradan Türkçe Şiirler adıyla kitaplaştırdığı şiirlerinden sonra edebiyat hayatımızda yankı bulan Türkçe Şiirler tartışması da II. Abdülhamit Dönemi Türk Edebiyatı içerisinde değerlendirilmesi gereken, yalnız dönemin ediplerinin edebî anlayışını göstermesi bakımından değil; tenkit, teori ve fikrî açıdan dönemin zenginliğini göstermesi bakımından da önemlidir. Bu makalede, Türkçe Şiirler tartışmasının bir uzantısı olarak, Hicri 1315 yılının Mart ayında, Âşık Coşkun ile Ahmet Rasim arasında başlayan sadeleşme, dilin ıslahı, Türkçe şiir, dönemin ihtiyaçlarına uygun bir şiir ve edebiyat dili oluşturma düşüncesi etrafında şekillenen edebî tartışma ve bahsi geçen tartışmada kullanılan "Âşık Coşkun" müstearı üzerinde durulacaktır.
Bir edebiyat veya sanat eserinin her yönüyle anlaşılmasını sağlamak ve eseri değerlendirmek amacı... more Bir edebiyat veya sanat eserinin her yönüyle anlaşılmasını sağlamak ve eseri değerlendirmek amacıyla kaleme alınan bir yazı türü olan edebî tenkit, bir düşünce faaliyetidir ve insanın olduğu her yerde vardır. Tenkit, bir edebi esere ya da diğer bir sanat dalına bağlı olan bir türdür. Tenkidin varlığı, kendisi dışında bir sanatı gerektirir. Bu bağlamda, tenkit yönünü ele aldığımız Ahmet Rasim'in de pek çok türde eserler verdiğini ve tespitlerde bulunduğunu görmekteyiz. Döneminde gazeteci kimliği ile ön plana çıkan ve başarılı bir gözlemci olan Ahmet Rasim, bu gözlemlerini okuyuculara aktarmada oldukça başarılı olmuştur. Dönemindeki pek çok edebi tartışmalar üzerine kafa yoran ve düşüncelerini yazıya geçiren Ahmet Rasim, tenkit bağlamında ele alınması gereken bir yazardır. Ahmet Rasim'in dil, edebiyat, tiyatro, mizah gibi türlerdeki eserlerini değerlendiren bu çalışma ile yazarın Türk edebiyatındaki yerini ortaya koymak ve gelecekte yazar hakkında yapılacak olası çalışmalara d...
Türklük bilimi araştırmaları, 2015
Dede korkut türk dili ve edebiyatı araştırmaları dergisi, Dec 31, 2022
Türklük Bilimi Araştırmaları, 2016
ÖZ: II. Abdülhamit Dönemi Türk Edebiyatı, edebî tartışmalar açısından oldukça verimli bir dönem o... more ÖZ: II. Abdülhamit Dönemi Türk Edebiyatı, edebî tartışmalar açısından oldukça verimli bir dönem olmuştur. Mehmet Emin Yurdakul'un, sonradan Türkçe Şiirler adıyla kitaplaştırdığı şiirlerinden sonra edebiyat hayatımızda yankı bulan Türkçe Şiirler tartışması da II. Abdülhamit Dönemi Türk Edebiyatı içerisinde değerlendirilmesi gereken, yalnız dönemin ediplerinin edebî anlayışını göstermesi bakımından değil; tenkit, teori ve fikrî açıdan dönemin zenginliğini göstermesi bakımından da önemlidir. Bu makalede, Türkçe Şiirler tartışmasının bir uzantısı olarak, Hicri 1315 yılının Mart ayında, Âşık Coşkun ile Ahmet Rasim arasında başlayan sadeleşme, dilin ıslahı, Türkçe şiir, dönemin ihtiyaçlarına uygun bir şiir ve edebiyat dili oluşturma düşüncesi etrafında şekillenen edebî tartışma ve bahsi geçen tartışmada kullanılan "Âşık Coşkun" müstearı üzerinde durulacaktır.
Türklük Bilimi Araştırmaları, Dec 1, 2016
II. Abdulhamit Donemi Turk Edebiyati, edebi tartismalar aci-sindan oldukca verimli bir donem olmu... more II. Abdulhamit Donemi Turk Edebiyati, edebi tartismalar aci-sindan oldukca verimli bir donem olmustur. Mehmet Emin Yurdakul’un, sonradan Turkce Şiirler adiyla kitaplastirdigi siirlerinden sonra edebiyat hayatimizda yanki bulan Turkce Şiirler tartismasi da II. Abdulhamit Do-nemi Turk Edebiyati icerisinde degerlendirilmesi gereken, yalniz donemin ediplerinin edebi anlayisini gostermesi bakimindan degil; tenkit, teori ve fikri acidan donemin zenginligini gostermesi bakimindan da onemlidir. Bu makalede, Turkce Şiirler tartismasinin bir uzantisi olarak, Hicri 1315 yili-nin Mart ayinda, Âsik Coskun ile Ahmet Rasim arasinda baslayan sade-lesme, dilin islahi, Turkce siir, donemin ihtiyaclarina uygun bir siir ve ede-biyat dili olusturma dusuncesi etrafinda sekillenen edebi tartisma ve bahsi gecen tartismada kullanilan “Âsik Coskun” musteari uzerinde durulacaktir.
Uploads
Books by Ummahan Nerkiz
Along with the period of innovation, our women writers, who were active in
new genres from the West such as article, novel, play and essay, had appeared.
In this process, our women poets who were fed by the old poetry tradition and
who gave prose works in magazines and newspapers of the period took part in
literary activities also. In this article, “the first women writers of Turkish
literature” are discussed. The fact that Turkish literature covers a long period of
time and a wide geography has revealed the necessity of making some
limitations. For this reason, we have limited our work with women writers who
were born in Istanbul between 1840-1890. Names born in 1890 and later are not
included in the study because of they formed a new generation.
The studies on women poets and writers whose names are not included in
the history of literature and whose works are forgotten in the pages of
magazines and newspapers have increased recently, but they have not reached
the desired level. Uncertainties and lack of knowledge about many poets and
writers such as date of birth, life, family, education and works remain. These
deficiencies can be eliminated with the work to be done, as well as new names
will be added to the list. Every new information and document found is of great
importance in terms of writing healthier biographies about our women poets
and writers and updating our literary histories.
In this study, which is created based on the literature survey, the short life
stories and works of women writers that we could identify during the period are
included and the innovations that our writers brought to Turkish literature are
expressed. These women poets and writers are Zafer Hanım, Fatma Aliye
Hanım, Emine Semiye Hanım, Fitnat Hanım, Hatice Nakiye Hanım, Leyla Saz,
Nigâr Hanım, Abdülhak Mihrünnisa Hanım, Mahşah Hanım, Makbule Leman
Hanım, Behice Ziya Kollar, Selma Rıza Feraceli, Gülistan İsmet [Asım] Hanım,
Fatma Fahrünnisa [Tezcan] Hanım, [Ayşe] İhsan Raif Hanım, Aziz Haydar
[Omur] Hanım, Yaşar Nezihe [Bükülmez] Hanım, Halide Edip Adıvar, Güzide
Sabri Aygün, Ruhsan Nevvare, Nezihe Muhiddin, Fehime Nüzhet Hanım,
Belkıs Şevket Hanım and Cemile Hanım.
Book Reviews by Ummahan Nerkiz
M. Orhan Okay, zengin bir edebiyat ve kültür bilgisine sahiptir. Sanat ve Hayat (1956), Beşir Fuad İlk Türk Pozitivist ve Naturalisti (1969), Abdülhak Hamid’in Romantizmi (1971), Batı Medeniyeti Karşısında Ahmed Mithad Efendi (1975), Şeyh Galib, Hüsn ü Aşk (Hüseyin Ayan ile, 1975), Necip Fazıl Kısakürek (1987), Mehmet Âkif - Bir Karakter Heykelinin Anatomisi (1989), Batılılaşma Devri Türk Edebiyatı (1998), Batılılaşma Devri Fikir Hayatı Üzerine Bir Deneme (1998), Sanat ve Edebiyat Yazıları (1990), Safahat (Mustafa İsen ile, 1990), Edebiyat ve Kültür Dünyamızdan-Makaleler-DenemelerSohbetler (1991),
Konuşmalar; Mülakat-Sohbet-Anket-Açık Oturum
(1998), Ahmet Hamdi Tanpınar (2000), Kendi Sesinin Yankısı.
Necip Fazıl Kısakürek (2001), Silik Fotoğraflar (2001), Bir Başka İstanbul (2002), Mehmet Kaplan’dan Hatıralar-Mektuplar (2003), “Osmanlı Devletinin Yenileşme Döneminde Türk Edebiyatı” Osmanlı Uygarlığı 1 (2003), Poetika Dersleri (2004), Balat (2009), Bir Hülya Adamının
Romanı Ahmet Hamdi Tanpınar (2010), Edebiyat ve Edebi Eser Üzerine (2011) gibi pek çok çalışmasıyla tanıdığımız Orhan Okay, bu kez farklı bir çalışmayla karşımıza çıkmaktadır: Bir Başka Paris.
sadece zirve şahsiyetler ve şaheserler üzerinde
değerlendirmeler yapmanın yeterli olmadığı,
araştırmacılarca kabul edilen bir gerçektir.
Yalnızca meşhur şahsiyetleri ve eserleri ele
almanın cazip olması yanında, bütünü temsilde yetersiz olacağı ifade edilir.
Bu bağlamda, toplumun ve dönemin
aynası olabilmesi noktasında tezkirelerde ve
edebiyat tarihi ile ilgili eserlerde ismi zikredilmeyen, ikinci ve üçüncü derecedeki edipler
ve eserleri de önem arz eder. Bu ediplerden bir tanesi olan Esat Rıza Bey
hakkında Ramis Karabulut’un hazırladığı “Balkan Savaşı Şairi Esat Rıza
Bey ve Bütün Şiirleri” adlı biyografik çalışma, unutulmuş bir şairi ve
eserlerini gün ışığına çıkarma, edebiyat tarihinde yeni bilgilere ulaşma ve
edebiyat tarihçilerine malzeme sunma noktasında atılmış önemli bir
adımdır.
Çalışmanın “Sunuş” kısmını kaleme alan Nazım Hikmet Polat, eserin önemini şöyle ifade eder:
1) Özel olarak Balkan Savaşları’nın yansımaları ve genel olarak
harp edebiyatının örnekleri ile doludur.
2) Fecr-i Ati’nin ferdi duygusallığından Millî Edebiyat hareketinin
millî duyarlılığına geçişin yani II. Meşrutiyet zemininde hem ferdiyetçi
sanat görüşünün hem de toplumsal faydacı edebiyat anlayışının uç noktadaki verimlerini göstermektedir.
3) Bütün bunların ötesinde, edebiyat tarihimizde eşine az rastlanabilecek -belki de rastlanamayacak- bir intihal hikâyesini de bu çalışma
sayesinde öğrenebiliyoruz. (s. 8)
Şair Esat Rıza Bey ve şiirlerini tanıtıp okura yeni bilgiler sunan bu
eser; “Sunuş” (7), Sözbaşı (9-12), Giriş (13-26), I. Bölüm (27-66), II.
Bölüm (67-160), Kaynakça (161-164), Ekler (165-172) ve Dizin (173-
174) kısımlarından oluşmaktadır.
Papers by Ummahan Nerkiz
Along with the period of innovation, our women writers, who were active in
new genres from the West such as article, novel, play and essay, had appeared.
In this process, our women poets who were fed by the old poetry tradition and
who gave prose works in magazines and newspapers of the period took part in
literary activities also. In this article, “the first women writers of Turkish
literature” are discussed. The fact that Turkish literature covers a long period of
time and a wide geography has revealed the necessity of making some
limitations. For this reason, we have limited our work with women writers who
were born in Istanbul between 1840-1890. Names born in 1890 and later are not
included in the study because of they formed a new generation.
The studies on women poets and writers whose names are not included in
the history of literature and whose works are forgotten in the pages of
magazines and newspapers have increased recently, but they have not reached
the desired level. Uncertainties and lack of knowledge about many poets and
writers such as date of birth, life, family, education and works remain. These
deficiencies can be eliminated with the work to be done, as well as new names
will be added to the list. Every new information and document found is of great
importance in terms of writing healthier biographies about our women poets
and writers and updating our literary histories.
In this study, which is created based on the literature survey, the short life
stories and works of women writers that we could identify during the period are
included and the innovations that our writers brought to Turkish literature are
expressed. These women poets and writers are Zafer Hanım, Fatma Aliye
Hanım, Emine Semiye Hanım, Fitnat Hanım, Hatice Nakiye Hanım, Leyla Saz,
Nigâr Hanım, Abdülhak Mihrünnisa Hanım, Mahşah Hanım, Makbule Leman
Hanım, Behice Ziya Kollar, Selma Rıza Feraceli, Gülistan İsmet [Asım] Hanım,
Fatma Fahrünnisa [Tezcan] Hanım, [Ayşe] İhsan Raif Hanım, Aziz Haydar
[Omur] Hanım, Yaşar Nezihe [Bükülmez] Hanım, Halide Edip Adıvar, Güzide
Sabri Aygün, Ruhsan Nevvare, Nezihe Muhiddin, Fehime Nüzhet Hanım,
Belkıs Şevket Hanım and Cemile Hanım.
M. Orhan Okay, zengin bir edebiyat ve kültür bilgisine sahiptir. Sanat ve Hayat (1956), Beşir Fuad İlk Türk Pozitivist ve Naturalisti (1969), Abdülhak Hamid’in Romantizmi (1971), Batı Medeniyeti Karşısında Ahmed Mithad Efendi (1975), Şeyh Galib, Hüsn ü Aşk (Hüseyin Ayan ile, 1975), Necip Fazıl Kısakürek (1987), Mehmet Âkif - Bir Karakter Heykelinin Anatomisi (1989), Batılılaşma Devri Türk Edebiyatı (1998), Batılılaşma Devri Fikir Hayatı Üzerine Bir Deneme (1998), Sanat ve Edebiyat Yazıları (1990), Safahat (Mustafa İsen ile, 1990), Edebiyat ve Kültür Dünyamızdan-Makaleler-DenemelerSohbetler (1991),
Konuşmalar; Mülakat-Sohbet-Anket-Açık Oturum
(1998), Ahmet Hamdi Tanpınar (2000), Kendi Sesinin Yankısı.
Necip Fazıl Kısakürek (2001), Silik Fotoğraflar (2001), Bir Başka İstanbul (2002), Mehmet Kaplan’dan Hatıralar-Mektuplar (2003), “Osmanlı Devletinin Yenileşme Döneminde Türk Edebiyatı” Osmanlı Uygarlığı 1 (2003), Poetika Dersleri (2004), Balat (2009), Bir Hülya Adamının
Romanı Ahmet Hamdi Tanpınar (2010), Edebiyat ve Edebi Eser Üzerine (2011) gibi pek çok çalışmasıyla tanıdığımız Orhan Okay, bu kez farklı bir çalışmayla karşımıza çıkmaktadır: Bir Başka Paris.
sadece zirve şahsiyetler ve şaheserler üzerinde
değerlendirmeler yapmanın yeterli olmadığı,
araştırmacılarca kabul edilen bir gerçektir.
Yalnızca meşhur şahsiyetleri ve eserleri ele
almanın cazip olması yanında, bütünü temsilde yetersiz olacağı ifade edilir.
Bu bağlamda, toplumun ve dönemin
aynası olabilmesi noktasında tezkirelerde ve
edebiyat tarihi ile ilgili eserlerde ismi zikredilmeyen, ikinci ve üçüncü derecedeki edipler
ve eserleri de önem arz eder. Bu ediplerden bir tanesi olan Esat Rıza Bey
hakkında Ramis Karabulut’un hazırladığı “Balkan Savaşı Şairi Esat Rıza
Bey ve Bütün Şiirleri” adlı biyografik çalışma, unutulmuş bir şairi ve
eserlerini gün ışığına çıkarma, edebiyat tarihinde yeni bilgilere ulaşma ve
edebiyat tarihçilerine malzeme sunma noktasında atılmış önemli bir
adımdır.
Çalışmanın “Sunuş” kısmını kaleme alan Nazım Hikmet Polat, eserin önemini şöyle ifade eder:
1) Özel olarak Balkan Savaşları’nın yansımaları ve genel olarak
harp edebiyatının örnekleri ile doludur.
2) Fecr-i Ati’nin ferdi duygusallığından Millî Edebiyat hareketinin
millî duyarlılığına geçişin yani II. Meşrutiyet zemininde hem ferdiyetçi
sanat görüşünün hem de toplumsal faydacı edebiyat anlayışının uç noktadaki verimlerini göstermektedir.
3) Bütün bunların ötesinde, edebiyat tarihimizde eşine az rastlanabilecek -belki de rastlanamayacak- bir intihal hikâyesini de bu çalışma
sayesinde öğrenebiliyoruz. (s. 8)
Şair Esat Rıza Bey ve şiirlerini tanıtıp okura yeni bilgiler sunan bu
eser; “Sunuş” (7), Sözbaşı (9-12), Giriş (13-26), I. Bölüm (27-66), II.
Bölüm (67-160), Kaynakça (161-164), Ekler (165-172) ve Dizin (173-
174) kısımlarından oluşmaktadır.