Papers by Özlem Muraz BUDAK
Tarih ve Gelecek Dergisi, 2017
XIX. yüzyıl gerek Ösmanlı İ� mparatorluğu genelinde gerekse Ayıntab özelinde oldukça çalkantılı b... more XIX. yüzyıl gerek Ösmanlı İ� mparatorluğu genelinde gerekse Ayıntab özelinde oldukça çalkantılı bir dönemdir. Ancak Tanzimat Dönemi (1839-76) olarak ifade edilen süreçte genel olarak Ayıntab'da asayişin normal olduğu görülmektedir. Bu durum Şer'i Mahkeme kayıtlarından(1839-1876) da anlaşılmaktadır. Konuyla ilgili incelediğimiz mahkeme kayıtlarında rastladığımız olaylar ve davalar genel anlamda; Koruyucu aile müesseseleri açısından "evlat edinme, vasi veya nazır tayini"; Genel ahlaka aykırı suçlar açısından "hırsızlık, şarap içme ve sarhoşluk, kazf haddi, hırâbe (Yol kesme, Kat-ı tarik) haddi"; Şahıslar aleyhine işlenen suçlar açısından ise" cinayet ve adam yaralama" gibi adi suçlar olarak ele alınmıştır.
Asia Minor Studies, 2017
Akrabalık ilişkisiyle birbirlerine bağlanan fertlerin bir araya getirdiği topluluk veya hane halk... more Akrabalık ilişkisiyle birbirlerine bağlanan fertlerin bir araya getirdiği topluluk veya hane halkı anlamlarına gelen aile, kişi ve toplum arasında atılan en esaslı köprüdür. Tanzimat Dönemi Osmanlı aile yapısı genel özelliklerine bakıldığında, ailede baba baskınlığı devam etmekle beraber aile üyelerinin kişisel özgürlükleri eskiye oranla daha geniş bir alana yayılmıştır. Aile içerisindeki geleneksel nizam devam ettirilmişse de aile bir bütün olarak modernleşmeye başlamıştır. Bu çalışmada 1839-1876 tarih aralığını kapsayan Ayıntab Şer'i Mahkeme Kayıtları çerçevesinde Ayıntab'ta aile birliğinin oluşması, aile birliğinin dağılması ve eş-çocuk sayısı hakkında bilgi verilmektedir.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
Öz: Temettuat Defterleri, yakın dönem Osmanlı toplumunun genel karakteristiklerini anlamak için e... more Öz: Temettuat Defterleri, yakın dönem Osmanlı toplumunun genel karakteristiklerini anlamak için eşsiz veriler barındıran çok önemli kaynaklardandır. Diğer taraftan Osmanlı'da, temel kanunlardan biri olarak, vergi ve askerlik muafiyetleri nedeniyle, kamusal ve mali kayıtlarda yer almayan kadınların, istisnai de olsa, ilk defa kendileri için tutulan temettuat defterlerinde yer almış olmaları dikkat çekicidir. Bu özellikler, müstakil kadın temettuat defterlerini daha önemli hale getirmektedir. Bu bağlamda, Nefs-i Muğla, Bozöyük, Gökabad, Mesevli, Tırahiye ve Ula kazalarında toplam üç yüz on iki hanede üç yüz otuz kadın hane reisine ait temettu kaydı tespit edilmiştir. Temettu sahibi kadınlardan büyük kısmı yalnız kaydedilirken, bazıları da diğer aile üyeleri ya da yakın akrabalarıyla birlikte vergi mükellefi olarak kaydedilmiştir. Babası veya eşi öldüğü için aile reisi olarak vergi mükellefi olan kadınların dönemin toplumsal koşullarındaki hayat mücadeleleri de anlaşılmaya çalışılacaktır. Aynı saiklerle, Osmanlı toplumunda kadının ekonomik gücünün sağlıklı olarak değerlendirilmesi adına, erkek ve kadın mükelleflere ait vergi miktarlarının mukayesesi de yapılmıştır.
Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,, 2021
TARİHLİ İHTİSAP RÜSUMU DEFTERİ VE KAYSERİ ESNAFLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Özlem Muraz BUDAK* ... more TARİHLİ İHTİSAP RÜSUMU DEFTERİ VE KAYSERİ ESNAFLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Özlem Muraz BUDAK* Öz XIX. yüzyıl Osmanlı dünyasında bir kentin ekonomik mekanizması hakkında bilgi veren en derli toplu kaynaklardan birisi hiç kuşkusuz ihtisap defterleridir. 1826 yılına kadar mahallinde toplanıp harcanan ihtisap rüsumu, bu tarihten itibaren "Asakir-i Mansure-i Muhammediyye" ordusunun ihtiyaçlarına karşılık olmak üzere merkezi hükümet adına toplanmaya başlanmıştır. H.1243 (M.1827-1828) tarihli Kayseri İhtisap Rüsumu Defteri ihtisaba tabi esnaf grupları ve bunların ihtisap vergilerinin yanı sıra ticarete konu olan mahsul üzerinden alınacak vergi miktarını da belirtmektedir. Bu defter Kayseri'de ekonomik faaliyetlerin sektörel dağılımı ve bunların şehir ekonomisindeki ağırlığı hakkında fikir edinmemizi sağlayacak çok değerli veriler sunmaktadır. Buna göre 1827/28 senesinde Kayseri şehrinde 106 ayrı esnaf grubunda toplam 3303 adet ihtisap vergisi mükellefi yani esnaf bulunmaktadır. Kaza merkezlerindeki esnaf, tüccar, zanaatkâr, ticari mekân, mal ve hizmetlerden alınan ve kentsel bir vergi olan ihtisap rüsumu mükellefi miktarı bize Kayseri'nin o dönemde de zirai üretimden ziyade sanayi ve ticari faaliyetlerin yapıldığı "kent" tanımına uygun bir yerleşim birimi olduğunu göstermektedir.
AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2020
XIX. yüzyılın ikinci yarısı ve XX. yüzyılın başı Osmanlı Devleti'nde gerek siyasi ve askeri gerek... more XIX. yüzyılın ikinci yarısı ve XX. yüzyılın başı Osmanlı Devleti'nde gerek siyasi ve askeri gerekse sosyal-ekonomik anlamda büyük sıkıntıların yaşandığı, devleti çöküşe götüren dönem olmuştur. Avrupalı devletlerle yapılan savaşlar, devlet teşkilatında ve buna bağlı olarak sosyal yapılanmada derin yaralar açmıştır. Yapılan savaşlarda ölenlerin yanı sıra geriye kalan sakat, muhtaç ve yetimlerin sayısı gün geçtikçe artmıştır. Sosyal bir devlet olan Osmanlı, bu anlayışla ihtiyaç sahibi bu insanların himaye edilmesi, barındırılması noktasında kendinden önceki Türk devletlerinden devraldığı vakıf geleneğini sürdürmenin yanı sıra farklı çözüm arayışlarına girmiştir. Süreç içerisinde bu anlamda Eytam Sandıkları, Islahhane, Darülhayr-ı Âli, Darüşşafaka, Darülaceze gibi yeni kurumlar tesis edilmiştir. Bu kurumlardan biride Darüleytam yani Yetimler Evi'dir. Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı sonrası ortada kalan yetimlerin iskân ve eğitimleri sorunu Darüleytamların kuruluş amacını oluşturmuştur. İlk olarak merkez İstanbul'da faaliyete başlayan kurum süreç içerisinde taşralarda da faaliyete geçmiştir. Darüleytamlar kurumsal olarak her ne kadar 1914 yılında faaliyete geçmiş ise de Ayıntab Kazasında bu tarihten çok daha öncesinde yetimler evi olduğu bilinmektedir. Ayıntab'da Müslümanlara ait yetimler evi dışında Ermenilere, İngiliz ve Amerikalılara ait yetim evleri bulunmaktaydı. Avrupalı devletlerin misyoner faaliyetleri çerçevesinde özellikle Amerikalılara ait birden fazla yetim evinin oluşundaki sebeplerin başında hiç kuşkusuz yüzyıllarca Ayıntab'da Müslümanlarla iç içe yaşamış olan Ermenilerin etkisi olduğu bir gerçektir.
Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 2018
İlkçağlardan itibaren birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Ayıntab, bu tarihi süreçte çeşit... more İlkçağlardan itibaren birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Ayıntab, bu tarihi süreçte çeşitli devletlerin mücadele sahası olmuş, 1516 tarihinde Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. 1830 tarihinde ise Halep Eyaleti'ne bağlı bir kaza haline getirilmiştir. Ayıntab, bu statüsünü XIX. yüzyıl boyunca devam ettirmiştir. Bu yüzyılda Osmanlı devletinin içinde bulunduğu durum çağdaş gelişmelere uyma zorunluluğunu da beraberinde getirmiştir. Bu anlamda batılılaşmanın hız kazandığı Tanzimat döneminin her alanda kendisini gösteren yenileşme çabası eğitim alanında da uygulamaya koyulmuştur. Osmanlı klasik eğitim sisteminin yanı sıra batı modeli yeni bir eğitim sistemine geçilmiştir. Eğitim alanında meydana gelen bu gelişmeler merkeze paralel olarak taşrada da uygulamaya koyulmuştur. Ayıntab kazasında eğitim alanında bir yandan klasik eğitim kurumları olan medreseler ve sıbyan mektepleri devam ederken diğer yandan da yeni ve modern okullar açılmaya başlanmıştır. Aynı zamanda azınlık ve yabancı devletler tarafından okullar açılmıştır. Tanzimat dönemi, Osmanlı Devleti'nde her alanda yeni düzenlemelerin yapıldığı bir reformlar dönemidir. Merkezde masa başında alınan reform kararlarının başarı ölçütü, bu kararların taşrada da uygulanabilirliği ile doğru orantılıdır. Bu amaçla bu çalışmada başta Şer'iyye sicilleri olmak üzere, Halep Vilayet Salnameleri, çeşitli arşiv belgeleri ve tetkik eserler çerçevesinde Halep eyaletine bağlı Ayıntab kazasında yer alan eğitim kurumları ele alınmıştır.
GAZİANTEP UNIVERSITY JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES, 2022
İçte ve dışta meydana gelen bütün olaylardan anlık haberdar olmak isteyen Sultan II. Abdülhamid'e... more İçte ve dışta meydana gelen bütün olaylardan anlık haberdar olmak isteyen Sultan II. Abdülhamid'e gönderilen resmî ve özel maruzat ve jurnallerden günümüze ulaşabilenler tarih çalışmaları bağlamında son derece önemli kaynaklardır. Çalışmamızın ana kaynağını oluşturan ve 1891'de bir imam tarafından yazılarak padişaha sunulan maruzat da bu bağlamda değerlendirilerek ele alınmıştır. Dönemin olaylarına resmi perspektifin dışında bireysel bakışın verilmiş olması ve çözüm yollarının önerilmesi ayrıca kıymete haiz olarak değerlendirilmiştir. Bu maruzatta; Cizvit ve Protestanların Adana ve çevresindeki misyonerlik faaliyetleri, bunlarla ilgili duyulan kaygılar, Çerkez muhacirlerinin iskân sırasında karşılaştıkları sorunlar, Ermeni isyanlarında kamu görevlilerinin sorumlulukları, Nusayrî olaylarının altında yatan nedenler, Kolera salgını, kadınların eğitimsizliğinin açtığı sorunlar, Adana valisinin çarpık ilişkileri iddiaları, kamu hizmetindeki suiistimaller gibi dönemin gündemini meydana getiren önemli olaylar yer almakla birlikte padişah ve hükümet bilgilendirilmekle kalınmamış sorunlarla ilgili çözüm önerileri de sunulmuştur. Diğer yandan tarihsel gerçeklerin ideolojik nedenlerle bağlamından koparılması ve çarpıtılması, dönemin toplumunun dini bilgi ve becerilerinin yetersiz olduğunu göstermesi bakımından bu bağlamda önemlidir.
Uploads
Papers by Özlem Muraz BUDAK