Papers by Prof. Dr. Erdem Karaca
Televizyon, gazete, radyo ve dergi gibi tek yönlü iletişim sağlayan kitle iletişim araçlarını ifa... more Televizyon, gazete, radyo ve dergi gibi tek yönlü iletişim sağlayan kitle iletişim araçlarını ifade etmek üzere kullanılan; geleneksel medyanın yerini alan ve interaktif (etkileşimli) iletişim kurma fırsatı veren dijital medya, insanlığın vazgeçilmezleri arasına girmiştir. Bu bağlamda, Almanya'da yüksek etkisi bulunan Die Welt'e ait internet haber portalı 1995 yılında yayın hayatına başlamıştır. Kısa sürede multimedya haber merkezi seviyesine ulaşmayı başaran Die Welt, gün geçtikçe büyüyerek ve daha fazla okuyucuya ulaşarak faaliyetlerine devam etmektedir. Çalışmamızda portalda yer alan seçilmiş haberlerde Aleviler, Alevilik, İslâmiyet, dinî ibadetler (başörtüsü, alkol, namaz, oruç vb.), bütünleşme politikaları ve Türkiye gibi konularda yayımlanmış yazılar esas alınarak; Almanya'da Alevilik ve Aleviler hakkında hangi bilgilere yer verildiğine ulaşılmak istenmiştir. Bunlar yapılırken de A
İçtimaiyat
Yolsuzluk iddialarının etkisiyle 2010 yılı sonunda Tunus’ta alevlenen “Arap Baharı” süreci, kısa ... more Yolsuzluk iddialarının etkisiyle 2010 yılı sonunda Tunus’ta alevlenen “Arap Baharı” süreci, kısa süre içerisinde Arap ülkelerinde/coğrafyasında geniş çaplı halk ayaklanmalarına dönüşmüştür. Bu bağlamda 2011 yılı başında Suriye’de başlayan toplumsal hareketler esnasında, muhalif unsurların Beşşar Esed yönetimi ile çatışmaya başlaması çok geçmeden toplu katliamlara ve iç savaşa dönüşmüştür. Sayıları milyonlara varan Suriyeli insanlar mülteci durumuna düşmüşlerdir. Bu durumdan öncelikle komşu ülkeler, çok geçmeden de Avrupalı devletler etkilenmeye başlamıştır. Ortaya çıkan bu dramatik durum mültecilerin ulaştığı ya da ulaşmaya çalıştığı ülkelerde idarî, siyasî, hukukî, sosyal, iktisadî, malî vb. sıkıntılara yol açmıştır. Söz konusu ülkelerden biri de Almanya’ydı. Angela Merkel’in başında bulunduğu Koalisyon Hükümeti, karşı karşıya kalınan sorunların üstesinden gelebilmek için içeride ve dışarıda birçok girişimlerde bulunmuştur. Ancak yine de, mültecilerin uyum ve mesleki eğitim, aile birleşimi, yeniden yerleşim, adli davalar ve oturma izinleri konularında yetersiz kalınması, hükümet ve yerel yönetimler için farklı sorunlara neden olmuştur. Bu noktada, bilhassa içeride yaşanan gelişmeler multimedyal haber merkezi “Die Welt” üzerinden tespit edilmeye çalışılmıştır. Die Welt’in Suriyeli mültecilerle ilgili gündeme taşıdığı haber ve değerlendirmeler, Almanya’nın bu konu ile ilgili yürüttüğü çalışmalar hakkında kayda değer bilgiler içermektedir. 2017 yılı sonundaki haberler ise, mülteci meselesi konusunda yoğun bir içeriğe sahip olması sebebiyle ön plana çıkmaktadır.
Dergi Karadeniz, 2016
Birinci Dünya Savaşı'nın en stratejik gereksinimi hiç kuşkusuz petroldü. Petrol temini için Büyük... more Birinci Dünya Savaşı'nın en stratejik gereksinimi hiç kuşkusuz petroldü. Petrol temini için Büyük Güçlerin en fazla odaklandıkları yerler arasında; Doğu Avrupa, Karadeniz, Hazar Denizi hattı ön plana çıkmaktaydı. Savaş zamanında olduğu kadar, savaştan sonra da adı geçen bölgeye/hatta hükümran olmak yönünde yürütülen faaliyetler 1919'da artarak devam etmiştir. Kafkasların stratejik önemini iyi bilen İngilizler, sadece Bakü'deki petrol bölgelerini kontrol etmekle kalmamış; aynı zamanda Sovyet Rusya'nın büyük çaplı endüstriyel kayıplarla karşılaşmasına yol açmaktan da geri durmamıştır. Kafkasların yanı sıra pozisyonlarını güçlendirmek isteyen İngilizler, ayrıca tüm Karadeniz'i, Azak Denizi'ni ve Hazar Denizi'ni tek taraflı kontrol altına almaya çalışmışlardır. Çarlık Rusya'sının yerini almaya çalışan Sovyet yönetimi ise, Bakü başta olmak üzere, aynı hattı geleceği için hayati görmüş, buna bağlı olarak da kapsamlı bir mücadelenin fitilini ateşlemiştir. Bir yandan siyasi, iktisadi ve askeri çatışmalar/çekişmeler yaşanırken, bir yandan da ideolojik argümanlar yayılmacı politikaların temel faktörü haline gelmiştir. Çalışmada, ana kaynak olarak, Almanca yayımlanan gazetelerden Die Rote Fahne (Viyana), Pester Lloyd (Budapeşte), Wiener Zeitung (Viyana) özenle tetkik edilmiştir.
İngiltere, daha 1830'lu yıllarda, Ferdinand dé Lesseps'in Mısır'da ortaya koyduğu yaratıcı çalışm... more İngiltere, daha 1830'lu yıllarda, Ferdinand dé Lesseps'in Mısır'da ortaya koyduğu yaratıcı çalışmalar başlamadan önce, Küçük Asya’dan Hindistan’a doğrudan bir ulaşım hattı, yeni bir güzergâh oluşturmaya çalışmıştır. Bu akut hale gelen soruna ilk pratik cevabı veren kişi ise, Albay Chesney olmuştur. Kısa süre içerisinde, Fırat Nehri’nin gemi seferlerine uygunluğuna yönelik incelemeler başlatmıştır. 1868’e gelindiğinde ise, Suriye’nin Trablusşam (Tripoli) Limanı’ndan, Humus yoluyla Suriye'nin kuzeyindeki çöl boyunca Fırat’a kadar bir demiryolunun keşfi için bir İngiliz firması teknik çalışmalar yapmıştır. Çalışmayla; Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerine ışık tutması bakımından, demiryolları üzerine yapılacak araştırmaların yol gösterici bir rol üstleneceği kaydedilmiştir.
Öz Uzun zamandan beridir dış politika aracı olarak devletlerin başvurduğu güç kullanma yetkisi/ke... more Öz Uzun zamandan beridir dış politika aracı olarak devletlerin başvurduğu güç kullanma yetkisi/keyfiyeti, Birinci Dünya Savaşı ile birlikte uluslararası sistemi tehdit eder bir seviyeye ulaşmıştır. Söz konusu durum, kuvvete başvurma olgusunun zayıflatılması için devletler arası teşkilatlanmalar aracılığıyla genel bir iradenin varlığını gündeme getirmiştir. Bu bağlamda, 1919 yılında kurulan Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam), konuyu gündemine alarak, saldırgan bir devlete karşı ortak yaptırımlar belirlenmiştir. Bir süre sonra Fransa ve ABD dışişleri bakanlarının girişimleri sonucunda imzalanan Briand-Kellogg Paktı (1928) ile de, savunma haricinde her türlü savaş hali yasaklanmış, hor görülmüştür. Briand-Kellogg Paktı'na 1928 yılı bitmeden Sovyet Rusya dâhil 46 devlet iştirak etmiştir. Aynı yıl içerisinde, "Pakta katılmanın Türkiye'nin ulusal çıkarlarına uygun düştüğü" yönündeki irade sonucunda Türkiye de imzacılar arasında yer almıştır. Ancak ilerleyen dönemde, Milletler Cemiyeti'nin etkisizliği, Japonya, Almaya ve İtalya'nın yayılmacı tutumları gerçekleştirilmek istenen barış çabalarını kâğıt üzerinde bırakmaya başlamıştır. Söz konusu gelişimeler, arşiv kaynakları, resmi yayınlar, telif-tetkik eserler, ulusal ve yabancı basın incelenerek anlaşılmaya/anlatılmaya çalışılmıştır.
ÖZ İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra eski büyüklerin (İngiltere, Fransa) yerini yeni büyükler olarak... more ÖZ İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra eski büyüklerin (İngiltere, Fransa) yerini yeni büyükler olarak ortaya çıkan ABD ve SSCB almıştır. Geçmişten farklı hegemonik bir yapı geliştiren söz konusu yeni güçler, buna bağlı olarak dünyada iki kutuplu bir uluslararası sistemin doğmasına yol açmışlardır. Artık başat güç olma özelliğini kaybeden İngiltere ise, başını Sovyet Rusya'nın çektiği komünist/sosyalist bloğun karşısında yer alarak ABD merkezli/eksenli politikaların bir parçası haline gelmiştir. Hem ABD hem de İngiltere açısından SSCB'nin Avrupa'da ve başka coğrafyalarda elde etmeye başladığı ideolojik, siyasal, askeri vb. kazanımlardan fazlasına sahip olmasının engellenmesi son derece hayati bir mesele haline gelmiştir. Bu bağlamda, "Çevreleme Doktrini" adıyla anılan siyasal bir doktrin oluşturulmuştur. Doktrine yansıyan en önemli nokta ise, komünist ideoloji ile ortaya konan hedeflerin, geçmişteki Çarlık Rusya'sının yayılmacılığını içeriyor olmasıydı. Dahası, Stalin'in dünya ile kurduğu ilişkinin tam merkezinde de komünist ideoloji yatmaktaydı. Londra Basın Ataşeliğinden Nuri Eren ve Bülend Ecevit imzalı gelen yazıların İngiltere'ye dair verdikleri malumatlara bakıldığında; Komünizm tehdidi, Garp Birliği Meselesi, Yunanistan-Türkiye-İran hattı ve Asya'nın tutulması konuları ön plana çıkmıştır. Bu çalışmamızda, İngiliz siyasi çevrelerinde ve yayınlarında ele alınmış bulunan adı geçen konular; ifade ve hitap biçimleri korunarak verilmeye çalışılmış ve bilhassa Türkiye'nin iki kutuplu mücadelede ne denli hayati önemi haiz olduğu bilgisi teyit edilmiştir. Çalışmanın başlığından da anlaşılacağı üzere, sadece İngiliz siyasetçilerinin yaklaşımlarına ve argümanlarına yer verilmiş olup, Türkiye'nin yazılar karşısında ne yaptığı konusuna değinilmemiştir. ABSTRACT After the Second World War, the former world powers (England, France) were replaced by the United States and the USSR. Therefore, these new forces, which developed a hegemonic structure different from the past, led to the emergence of a bipolar international system in the world. However, England, which has lost its status as the dominant power, has taken its place against the communist/socialist bloc of Soviet Russia and became part of the US-based policies. From both USA's and Great Britain's perspective, preventing further ideologic, politic and military acquisitions of USSR in Europe and other landscapes became a vital matter. In this context, a doctrine aforementioned as "Containment Policy" was constituted. The most important point reflected upon the doctrine was the goals presented with communist idelogy. containing Tsarist Russia's past expansionism. Moreover, communist ideology was at the dead centre in the relation Stalin set up with the world. According to the information given by Nuri Eren and Bulend Ecevit from London Press Attaché; The threat of communism, Western Union Issue, Greece-Turkey-Iran line and retention of Asia are the issues that stand out. In the Bitlis Eren Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dali, ekaraca@beu.edu.tr, Orcıd ID: 0000-0003-3075-3989
Turkish Studies Dergisi, üç ayda bir yayınlanan uluslararası hakemli bir dergidir. Turkish Studie... more Turkish Studies Dergisi, üç ayda bir yayınlanan uluslararası hakemli bir dergidir. Turkish Studies Dergisi'nde yayınlanan tüm yazıların, dil, bilim ve hukukî açıdan bütün sorumluluğu yazarlarına, yayın hakları www.turkishstudies.net'e aittir. Yayıncının yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen herhangi bir şekilde basılamaz, çoğaltılamaz. Yayın Kurulu dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp yayınlamamakta serbesttir. Dergiye gönderilen yazılar iade edilmez. Dergide yer alan yazıların dijital baskı, grafik tasarım, DOI numaralarının alınması ve uluslararası indeslere tanıtılması gibi işlemler ASOS Eğitim Bilişim Danışmanlık şirketi tarafından ücret karşılığında yapılmaktadır. Dergide basım kararı alınan yazıların sahipleri yazılarının tasarım, yayın ve indeks masraflarını ASOS Eğitim Bilişim Danışmanlık şirketine öderler. Turkish Studies; EBSCO, DOAJ, ICAAP, Scientific Commons, MLA, ASOS, AMIR (Access to Mideast and Islamic Resources), Journal Directory, DJS (Dayang Journal System), J-GATE, Indeks Copernicus, Indeks Islamicus, PhilPapers, Research Bible ve ULAKBİM indeksleri tarafından taranmaktadır.
ÖZ BOSTANCI, Mustafa; KARACA, Erdem, Ba dat Pakt 'na Etkisi Bak m ndan 1958 Irak Askeri Darbesi, ... more ÖZ BOSTANCI, Mustafa; KARACA, Erdem, Ba dat Pakt 'na Etkisi Bak m ndan 1958 Irak Askeri Darbesi, CTAD, Y l 14, Say 27 (Bahar 2018), s. 123-154. Bu makalede, Irak'ta monar inin y k lmas na yol açan 14 Temmuz 1958 Askeri Darbesi, özellikle Ba dat Pakt 'na tesir eden taraflar , ulusal ve yabanc kaynaklar esas al narak anla lmaya, ayd nlat lmaya ve de erlendirilmeye çal lm t r.
ÖZET
İlk olarak 1848'de yayın hayatına başlayan Neue Freie Presse (NFP), 1864 yılından itibaren ... more ÖZET
İlk olarak 1848'de yayın hayatına başlayan Neue Freie Presse (NFP), 1864 yılından itibaren Avusturya'nın önemli gazeteleri arasında kendisine yer bulmuştur. Gazetenin, politik olarak muhafazakâr, ekonomik olarak liberal bir çizgiyi benimsediği belirtilmiştir. Birinci Dünya Savaşı esnasındaki haberciliği, birçok gelişmeye ışık tutabilme özelliği göstermiştir. Araştırmada kaynak olarak yararlanılan gazetenin, Ocak 1914-Ekim 1918 yılları arasındaki nüshalarında Kıbrıs'la ilgili çıkan haberler ve yazılar dikkatlice taranmış, akademik çalışmaya dönüştürülecek hâle getirilmiştir. Yabancı basın vasıtasıyla, NFP üzerinden; genel olarak Kıbrıs tarihine, özel olarak da Kıbrıs Türk Tarihi'ne ışık tutulmaya çalışılmıştır. Giriş, 1. Hedefteki Ada: Kıbrıs, 2. Bir Gaspın Adı: Kıbrıs'ın İlhakı, 3. Uluslararası Hukuka Aykırılık: Bir Dizi İhlaller, 4. Tarafsız Devletlerin Durumu ve İngilizlerin Yunanistan Baskısı, 5. Savaş Biterken: Yenenler, Yenilenler ve Kıbrıs, 6. Sonuç ve Değerlendirme ana başlıklar olarak saptanmıştır. Kıbrıs'ın önemi, işgal, ilhak, aldatmaca, hukuksuzluk, rekabet, ticaret, dayatma, şantaj gibi mevzular ilgili başlıklar altında ele alınmıştır.
ABSTRACKT
First started to publication in 1848, Neue Freie Presse (NFP) has found place among the significant newspapers in Austria since 1864. It has been stated that the newspaper has adopted a conservative line politically and a liberal line economically. During the World War I, its journalism has shed light on many developments. In issues of the newspaper which were used as a reference for a research between the years of January 1914 – October 1918, news and articles about Cyprus has been searched carefully, they have been turned into a form ready for an academic research. Attempts have been made to shed light on the history of Cyprus and especially on Cyprus Turkish history over NFP via foreign press. Introduction, 1. Island on Target, 2. A Name of Robbery: Annexation of Cyprus, 3. Contrariety to International Law: A Series of Violation, 4. Situation of Neutral States and The British pressure on Greece, 5. When the War Ends: Winners, Losers and Cyprus, 6. Result and Evaluation has been determined as main topics. The importance of Cyprus has been discussed under the topics related to subjects such as occupation, annexation, deception, lawlessness, competition, trade, imposition and blackmailing.
Birinci Dünya Savaşı’nın en stratejik gereksinimi hiç kuşkusuz petroldü. Petrol temini için Büyük... more Birinci Dünya Savaşı’nın en stratejik gereksinimi hiç kuşkusuz petroldü. Petrol temini için Büyük Güçlerin en fazla odaklandıkları yerler arasında; Doğu Avrupa, Karadeniz, Hazar Denizi hattı ön plana çıkmaktaydı. Savaş zamanında olduğu kadar, savaştan sonra da adı geçen bölgeye/hatta hükümran olmak yönünde yürütülen faaliyetler 1919’da artarak devam etmiştir. Kafkasların stratejik önemini iyi bilen İngilizler, sadece Bakü’deki petrol bölgelerini kontrol etmekle kalmamış; aynı zamanda Sovyet Rusya’nın büyük çaplı endüstriyel kayıplarla karşılaşmasına yol açmaktan da geri durmamıştır. Kafkasların yanı sıra pozisyonlarını güçlendirmek isteyen İngilizler, ayrıca tüm Karadeniz’i, Azak Denizi’ni ve Hazar Denizi’ni tek taraflı kontrol altına almaya çalışmışlardır. Çarlık Rusya’sının yerini almaya çalışan Sovyet yönetimi ise, Bakü başta olmak üzere, aynı hattı geleceği için hayati görmüş, buna bağlı olarak da kapsamlı bir mücadelenin fitilini ateşlemiştir. Bir yandan siyasi, iktisadi ve askeri çatışmalar/çekişmeler yaşanırken, bir yandan da ideolojik argümanlar yayılmacı politikaların temel faktörü haline gelmiştir. Çalışmada, ana kaynak olarak, Almanca yayımlanan gazetelerden Die Rote Fahne (Viyana), Pester Lloyd (Budapeşte), Wiener Zeitung (Viyana) özenle tetkik edilmiştir.
.....................
The most strategic demand of the First World War was inarguably the oil. The places which the “Big Powers” mostly focused on for the supply of oil was East Europe, Black Sea, The Caspian Sea region. The operations which aimed to gain the dominancy over the region had continued after the war in 1919 as well as during the war times. The English who knew the strategic importance of the Caucasian Region, did not only control the oil regions in Baku but also caused major industrial losses in Soviet Russia. Apart from the Caucasian Region, the English also tried to gain the unilateral dominancy over the Black Sea, Sea of Azov and the Caspian Sea. The Soviet rulers who were trying to displace the Czarist Russia, also set eyes on the same region for it was vital for their future and to this respect fired the start of an extensive battle. On one hand, while the political, economical and military conflicts were going on, on the other hand, the ideological arguments had become the fundamental element of the expansionist policies. As the main sources of this study, Die Rote Fahne (Vienna), Pester Lloyd (Budhapest), Wiener Zeitung (Vienna) were thoroughly reviewed.
The Developments and Attitude of Turkey in the Geography of Nakhchivan, Azerbaijan and Armenia in... more The Developments and Attitude of Turkey in the Geography of Nakhchivan, Azerbaijan and Armenia in Terms of Karabakh Axis, from the Process of Disintegration of the USSR Until the Setting up the CIS (Commonwealth of Independence States) (1987 October-1991 December)
Türk Turdu Dergisi, Kasım 1911'de yayın hayatına başlamıştır. Osmanlı Devleti bu tarihlerde dağıl... more Türk Turdu Dergisi, Kasım 1911'de yayın hayatına başlamıştır. Osmanlı Devleti bu tarihlerde dağılma ve küçülme durumuyla karşı karşıya kalmıştır. Osmanlıcılık, İslâmcılık, Batıcılık, Türkçülük gibi fikir akımları zihinsel, sosyal, kültürel, politik ve milli ayrışmaları ve çatışmaları beslemiştir. Müslüman toplulukların dahi birbiriyle anlaşmakta sıkıntı çektikleri bu süreçte; gayrimüslimlerin birbirleriyle, toplumun diğer kesimleriyle ve siyasi erklerle yaşadıkları çatışmalar hat safhaya çıkmıştır. Böylesi bir süreçte yayın hayatına atılan Türk Yurdu, Türk milli hedeflerini ortaya koyması bakımından, son derece önemli bir boşluğu doldurmak istemiştir. "Türklerin faydasına çalışır" düsturuyla yayımlanan derginin, yaşanan meseleler, çatışmalar, kamplaşmalar karşısında nasıl bir tavır takındığı son derece önemli olmuştur. Bu bağlamda derginin, Ermeni cemaatine yönelik duruşu, tespitleri, yaklaşımları ve beklentileri büyük bir önem taşımıştır. Bu çalışmamızda, siyasi ve sosyal etkisi bakımından döneminin önemli yayın organları arasında yer alan Türk Yurdu'nun, Ermeniler ve ıslahat me-selesi konusunda sergilediği yaklaşım belirlenmeye/ belirtilmeye çalışılmıştır.
Özet Osmanlı Hükümeti, Balkan Savaşları'nın ardından, Üçlü İttifak ile Üçlü İtilaf devletleri ara... more Özet Osmanlı Hükümeti, Balkan Savaşları'nın ardından, Üçlü İttifak ile Üçlü İtilaf devletleri arasındaki gerginliği de göz önünde bulundurarak, Almanya'dan kara kuvvetlerinin, İngiltere'den de deniz kuvvetlerinin modernizasyonu için askeri katkı istenmiştir. Ancak Alman Askeri Heyeti'nin İstanbul'a gelmesi ve 1. Ordu Kumandanlığı görevine Liman von Sanders'in atanması üzerine Rusya, Boğazlar konusundaki hassasiyeti dolayısıyla meseleyi uluslararası bir soruna dönüştürmüştür. Kararlı tutumunu değiştirmeyen ve sadece kısmi bir takım görev revizyonları yapan Osmanlı Hükümeti, ıslahat çalışmalarını her şeye rağmen yürütmüştür. Meselenin seyri, Tercüman-ı Hakikat, Tanin, İkdam, Tasfir-i Efkar, Peyam ve Sabah gazetelerinin yazılarından takip edilmiştir.
Hüseyin Cahit Yalçın, 1908'de İttihat ve Terakki'den İstanbul milletvekili seçilmiştir. Tanin gaz... more Hüseyin Cahit Yalçın, 1908'de İttihat ve Terakki'den İstanbul milletvekili seçilmiştir. Tanin gazetesinde yazmış olduğu yazılarla da dikkat çekmiştir. Düyun-u Umumiye idaresinde çalışmış (1911-1922 ve İngilizlerce Malta'ya sürgün edilmiştir. 1939'da CHP'den milletvekili seçilmiş, ölene kadar gazetecilik ve siyasetle uğraşmıştır (1957). Balkan Savaşı sonrası gündeme gelen Şarki Anadolu Islahatı'na dair yazılar kaleme almış; bunun gerekliliği üzerinde durmuş, ayrıca konuyu, Balkan ıslahatı ile mukayese etmiştir. Meseleye yön vermeye çalışan başta Rusya ve İngiltere olmak üzere müdahil olan Batılı devletleri eleştirmiştir. Ermenilerin sürekli dış müdahaleye davetiye çıkaran yaklaşımlarına da karşı çıkan Yalçın, Osmanlı Hükümeti'nin kararlı tutumunu desteklemeye özen göstermiştir.
Bir siyaset ve düşünce adamı olan Ahmet Ağaoğlu(Agayef), Türkçülük hareketi içinde etkin rol oyna... more Bir siyaset ve düşünce adamı olan Ahmet Ağaoğlu(Agayef), Türkçülük hareketi içinde etkin rol oynamıştır. Azerbaycan'da çeşitli gazetelere yazdığı yazılarla Türklerin haklarını savunmuştur. 1909'da İstanbul'a yerleştikten sonra, maarif müfettişliği görevine getirilmiştir. Farklı birkaç dergi ve gazetede çalıştıktan sonra Tercüman-ı Hakikat gazetesinin başyazarı olmuştur. Türk Derneği ve Türk Ocağı'nın kurucuları arasında yer alan Ağaoğlu, 1914 yılında Afyonkarahisar'dan mebus seçilmiştir. Tercüman-ı Hakikat'in başyazarı olduğu sıralar, Şarki Anadolu Islahatı konusunda kaleme almış olduğu yazılarında, ıslahat mevzusunu, Balkan ıslahatı ile mukayese ettiği gibi, bunun gerekliliği üzerinde de durmuştur. Ayrıca büyük devletlerin ıslahata dair yaklaşım ve niyetlerini de tasvir etmeye çalışmıştır. Osmanlı Hükümetinin ıslahat konusundaki istek ve iradesine de değinen Ağaoğlu, içte ve dışta Ermenilerden beklenen ölçüde bir katkının gelmediğine de işaret etmiştir. İstanbul, in 1909, he was appointed as Minister of Education Inspectorate. He worked in several different newspapers, then he became the editorial writer of " Tercüman-ı Hakikat" newspaper. Ağaoğlu, who is among the founders of "Türk Derneği" (The Association of Turks) and "Türk Ocağı" (The Organization of Turks), was selected as deputy from Afyon. During the time he was the editorial writer of Tercüman-ı Hakikat, he emphasized the necessity of this and compared this notion with the reform of Balkans, in the articles about the reform of the Eastern Anatolia. Furthermore, he tried to define the attitudes and intentions of great powers (states) towards reforming. Referring to the eagerness and determination of Ottoman Goverment, he also pointed out that the expected contribution was not carried out by the Armenians, neither inside nor outside the country.
Uploads
Papers by Prof. Dr. Erdem Karaca
İlk olarak 1848'de yayın hayatına başlayan Neue Freie Presse (NFP), 1864 yılından itibaren Avusturya'nın önemli gazeteleri arasında kendisine yer bulmuştur. Gazetenin, politik olarak muhafazakâr, ekonomik olarak liberal bir çizgiyi benimsediği belirtilmiştir. Birinci Dünya Savaşı esnasındaki haberciliği, birçok gelişmeye ışık tutabilme özelliği göstermiştir. Araştırmada kaynak olarak yararlanılan gazetenin, Ocak 1914-Ekim 1918 yılları arasındaki nüshalarında Kıbrıs'la ilgili çıkan haberler ve yazılar dikkatlice taranmış, akademik çalışmaya dönüştürülecek hâle getirilmiştir. Yabancı basın vasıtasıyla, NFP üzerinden; genel olarak Kıbrıs tarihine, özel olarak da Kıbrıs Türk Tarihi'ne ışık tutulmaya çalışılmıştır. Giriş, 1. Hedefteki Ada: Kıbrıs, 2. Bir Gaspın Adı: Kıbrıs'ın İlhakı, 3. Uluslararası Hukuka Aykırılık: Bir Dizi İhlaller, 4. Tarafsız Devletlerin Durumu ve İngilizlerin Yunanistan Baskısı, 5. Savaş Biterken: Yenenler, Yenilenler ve Kıbrıs, 6. Sonuç ve Değerlendirme ana başlıklar olarak saptanmıştır. Kıbrıs'ın önemi, işgal, ilhak, aldatmaca, hukuksuzluk, rekabet, ticaret, dayatma, şantaj gibi mevzular ilgili başlıklar altında ele alınmıştır.
ABSTRACKT
First started to publication in 1848, Neue Freie Presse (NFP) has found place among the significant newspapers in Austria since 1864. It has been stated that the newspaper has adopted a conservative line politically and a liberal line economically. During the World War I, its journalism has shed light on many developments. In issues of the newspaper which were used as a reference for a research between the years of January 1914 – October 1918, news and articles about Cyprus has been searched carefully, they have been turned into a form ready for an academic research. Attempts have been made to shed light on the history of Cyprus and especially on Cyprus Turkish history over NFP via foreign press. Introduction, 1. Island on Target, 2. A Name of Robbery: Annexation of Cyprus, 3. Contrariety to International Law: A Series of Violation, 4. Situation of Neutral States and The British pressure on Greece, 5. When the War Ends: Winners, Losers and Cyprus, 6. Result and Evaluation has been determined as main topics. The importance of Cyprus has been discussed under the topics related to subjects such as occupation, annexation, deception, lawlessness, competition, trade, imposition and blackmailing.
.....................
The most strategic demand of the First World War was inarguably the oil. The places which the “Big Powers” mostly focused on for the supply of oil was East Europe, Black Sea, The Caspian Sea region. The operations which aimed to gain the dominancy over the region had continued after the war in 1919 as well as during the war times. The English who knew the strategic importance of the Caucasian Region, did not only control the oil regions in Baku but also caused major industrial losses in Soviet Russia. Apart from the Caucasian Region, the English also tried to gain the unilateral dominancy over the Black Sea, Sea of Azov and the Caspian Sea. The Soviet rulers who were trying to displace the Czarist Russia, also set eyes on the same region for it was vital for their future and to this respect fired the start of an extensive battle. On one hand, while the political, economical and military conflicts were going on, on the other hand, the ideological arguments had become the fundamental element of the expansionist policies. As the main sources of this study, Die Rote Fahne (Vienna), Pester Lloyd (Budhapest), Wiener Zeitung (Vienna) were thoroughly reviewed.
İlk olarak 1848'de yayın hayatına başlayan Neue Freie Presse (NFP), 1864 yılından itibaren Avusturya'nın önemli gazeteleri arasında kendisine yer bulmuştur. Gazetenin, politik olarak muhafazakâr, ekonomik olarak liberal bir çizgiyi benimsediği belirtilmiştir. Birinci Dünya Savaşı esnasındaki haberciliği, birçok gelişmeye ışık tutabilme özelliği göstermiştir. Araştırmada kaynak olarak yararlanılan gazetenin, Ocak 1914-Ekim 1918 yılları arasındaki nüshalarında Kıbrıs'la ilgili çıkan haberler ve yazılar dikkatlice taranmış, akademik çalışmaya dönüştürülecek hâle getirilmiştir. Yabancı basın vasıtasıyla, NFP üzerinden; genel olarak Kıbrıs tarihine, özel olarak da Kıbrıs Türk Tarihi'ne ışık tutulmaya çalışılmıştır. Giriş, 1. Hedefteki Ada: Kıbrıs, 2. Bir Gaspın Adı: Kıbrıs'ın İlhakı, 3. Uluslararası Hukuka Aykırılık: Bir Dizi İhlaller, 4. Tarafsız Devletlerin Durumu ve İngilizlerin Yunanistan Baskısı, 5. Savaş Biterken: Yenenler, Yenilenler ve Kıbrıs, 6. Sonuç ve Değerlendirme ana başlıklar olarak saptanmıştır. Kıbrıs'ın önemi, işgal, ilhak, aldatmaca, hukuksuzluk, rekabet, ticaret, dayatma, şantaj gibi mevzular ilgili başlıklar altında ele alınmıştır.
ABSTRACKT
First started to publication in 1848, Neue Freie Presse (NFP) has found place among the significant newspapers in Austria since 1864. It has been stated that the newspaper has adopted a conservative line politically and a liberal line economically. During the World War I, its journalism has shed light on many developments. In issues of the newspaper which were used as a reference for a research between the years of January 1914 – October 1918, news and articles about Cyprus has been searched carefully, they have been turned into a form ready for an academic research. Attempts have been made to shed light on the history of Cyprus and especially on Cyprus Turkish history over NFP via foreign press. Introduction, 1. Island on Target, 2. A Name of Robbery: Annexation of Cyprus, 3. Contrariety to International Law: A Series of Violation, 4. Situation of Neutral States and The British pressure on Greece, 5. When the War Ends: Winners, Losers and Cyprus, 6. Result and Evaluation has been determined as main topics. The importance of Cyprus has been discussed under the topics related to subjects such as occupation, annexation, deception, lawlessness, competition, trade, imposition and blackmailing.
.....................
The most strategic demand of the First World War was inarguably the oil. The places which the “Big Powers” mostly focused on for the supply of oil was East Europe, Black Sea, The Caspian Sea region. The operations which aimed to gain the dominancy over the region had continued after the war in 1919 as well as during the war times. The English who knew the strategic importance of the Caucasian Region, did not only control the oil regions in Baku but also caused major industrial losses in Soviet Russia. Apart from the Caucasian Region, the English also tried to gain the unilateral dominancy over the Black Sea, Sea of Azov and the Caspian Sea. The Soviet rulers who were trying to displace the Czarist Russia, also set eyes on the same region for it was vital for their future and to this respect fired the start of an extensive battle. On one hand, while the political, economical and military conflicts were going on, on the other hand, the ideological arguments had become the fundamental element of the expansionist policies. As the main sources of this study, Die Rote Fahne (Vienna), Pester Lloyd (Budhapest), Wiener Zeitung (Vienna) were thoroughly reviewed.