Refik Turan
Refik Turan is a professor of history education. He is currently working at Aksaray University, Department of Turkish and Social Sciences Education, Department of Social Studies Education. His research interests focus on history education and textbooks, social studies education and textbooks, human rights education, educational policies and teacher training
less
Related Authors
Muhammed Salim Danış
Afyon Kocatepe University
Mustafa Dinç
Canakkale Onsekiz Mart University
Asli Gövercin
Gazi University
Bahattin Cizreli
Ankara Yildirim Beyazit University
Coşkun Polat
Ataturk University
Eyüp CÜCÜK
Istanbul University-Cerrahpaşa
Dr. Erdem Oklay
Eskisehir Osmangazi University, Turkey
Semiha Sahin
Dokuz Eylül University
InterestsView All (34)
Uploads
Papers by Refik Turan
1982 yılına kadar bu bakanlık, 1982 yılından sonra ise öğretmen yetiştirme misyonunu devralan Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan program, yönetmelik vb. yazılı materyallerden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda Türkiye’de Sosyal Bilgiler dersinin okutulmaya başlandığı andan itibaren Tarih, Coğrafya ve Yurttaşlık Bilgisi derslerinin bir
birleşimi olarak görüldüğü, bu bakış açısının bir yansıması olarak da bu dersi okutacak öğretmenleri yetiştirmek üzere ayrı programlar açılmasına gerek görülmediği anlaşılmaktadır. 1990’lı yılların başlarına kadar Tarih ve Coğrafya öğretmeni yetiştiren program mezunları bu dersi okutmuştur. Bu amaçla da her iki programda da Tarih ve Coğrafya ile ilgili derslere yer verilmiştir. Türkiye de Sosyal bilgiler öğretmeni yetiştirmek
üzere ilk lisans programı 1993 yılında açılmıştır. YÖK’ün 1997 yılında ilköğretim okullarında okutulan branş derslerini okutacak öğretmenleri yetiştirmek üzere ayrı lisans programlarının açılmasına karar vermesi üzerine 1998-1999 öğretim yılından itibaren program sayısı hızla
artmıştır. Sosyal bilgiler öğretmenliği lisans programları için YÖK tarafından hazırlanan ilk program 1998-1999 öğretim yılından itibaren uygulanmıştır. Öğretmen yetiştirme alanındaki çağdaş yaklaşımlara uygun olarak hazırlandığı değerlendirilen bu program 2006 ve 2018
yıllarında güncellenmiş, her güncellemede ilk programın niteliğinden biraz daha uzaklaşılmıştır. Günümüzde sosyal bilgiler öğretmenliği lisans programlarında öğretme yetiştirme alanındaki çağdaş gelişmeleri içeren, öğretmen adaylarının sahada ihtiyaç duyacakları öğretmenlik bilgi ve becerilerini odağa alan ve uygulamaya ağırlık veren yeni bir
programa acilen ihtiyaç duyulduğu değerlendirilmektedir.
Vakfı’nın Türk eğitim sistemini etkileme yolları, gerçekleştirdiği faaliyetler
ve Türk eğitim sistemine yönelik eleştiri ve çözüm önerilerini ortaya koymaktır. Araştırmada bir nitel araştırma veri toplama yöntemi olan doküman analizi yöntemi ile betimsel analiz tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırma Tarih Vakfı’nın 2002-2015 yılları arasında gerçekleştirdiği dört araştırma projesinden oluşan bir örneklem üzerinde gerçekleştirilmiş, söz konusu proje rapor ve çıktıları başta olmak üzere Vakıf tarafından basılı veya dijital ortamda yayınlanan dokümanlardan temel materyaller olarak yararlanılmıştır. Tarih Vakfı araştırma faaliyetleri başta olmak üzere yürüttüğü yoğun faaliyetlerle resmi karar mekanizmalarını genel olarak Türk eğitim sistemine çok dilli çok kültürlü bir nitelik kazandırma yönünde etkilemeye çalışmaktadır. Örnekleme dâhil olan araştırma projelerinin incelenmesinden Vakfın bu amaçlara yönelik olarak eğitim sisteminde dönüşümü amaçlayan çok geniş bir yelpazede önerilerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu önerilerin önemli bir kısmı özellikle 2012-2014 yılları arasında karşılık bulmuş; tamamen veya kısmen uygulamaya geçirilmiştir.
Although a course called Usûl-i İfade ve Tâlim was included in the first regulation of the Darülmuallimin prepared in 1851, this course has only been taught since 1878. Although an official announcement for Darülmuallimin-i Sıbyan published in 1874-1875, a course called Usûl-i Tedris was seen among the school courses, it is understood that this course was not actually taught in those years. In the General Regulations of Education, a course called Usûl-i Tâlim was included in the primary branch of the Darülmuallimat, but this course was not taught in the ten years after the opening of the Darülmuallimat, but it was first taught in 1890-1891. After an unstable period, this course started to be taught permanently only from 1890-1891. In the General Regulation of Education, the teaching profession course was not included in the courses of Darulmuallimin-i Âliye, and in the new regulation published in 1891, Usûl-i Tedris courses were included in the curriculum of all branches of the Darülmuallîm. From this date to 1909, for eighteen years, only 1-2 hours per week in Darülmuallimin courses were allocated and practice was not included. Since 1909, both in Darülmuallimin-i Âliye and in the category of teaching profession knowledge, an increase has been achieved in terms of variety and weekly course hours, and application studies have also
started to be included.
1982 yılına kadar bu bakanlık, 1982 yılından sonra ise öğretmen yetiştirme misyonunu devralan Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan program, yönetmelik vb. yazılı materyallerden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda Türkiye’de Sosyal Bilgiler dersinin okutulmaya başlandığı andan itibaren Tarih, Coğrafya ve Yurttaşlık Bilgisi derslerinin bir
birleşimi olarak görüldüğü, bu bakış açısının bir yansıması olarak da bu dersi okutacak öğretmenleri yetiştirmek üzere ayrı programlar açılmasına gerek görülmediği anlaşılmaktadır. 1990’lı yılların başlarına kadar Tarih ve Coğrafya öğretmeni yetiştiren program mezunları bu dersi okutmuştur. Bu amaçla da her iki programda da Tarih ve Coğrafya ile ilgili derslere yer verilmiştir. Türkiye de Sosyal bilgiler öğretmeni yetiştirmek
üzere ilk lisans programı 1993 yılında açılmıştır. YÖK’ün 1997 yılında ilköğretim okullarında okutulan branş derslerini okutacak öğretmenleri yetiştirmek üzere ayrı lisans programlarının açılmasına karar vermesi üzerine 1998-1999 öğretim yılından itibaren program sayısı hızla
artmıştır. Sosyal bilgiler öğretmenliği lisans programları için YÖK tarafından hazırlanan ilk program 1998-1999 öğretim yılından itibaren uygulanmıştır. Öğretmen yetiştirme alanındaki çağdaş yaklaşımlara uygun olarak hazırlandığı değerlendirilen bu program 2006 ve 2018
yıllarında güncellenmiş, her güncellemede ilk programın niteliğinden biraz daha uzaklaşılmıştır. Günümüzde sosyal bilgiler öğretmenliği lisans programlarında öğretme yetiştirme alanındaki çağdaş gelişmeleri içeren, öğretmen adaylarının sahada ihtiyaç duyacakları öğretmenlik bilgi ve becerilerini odağa alan ve uygulamaya ağırlık veren yeni bir
programa acilen ihtiyaç duyulduğu değerlendirilmektedir.
Vakfı’nın Türk eğitim sistemini etkileme yolları, gerçekleştirdiği faaliyetler
ve Türk eğitim sistemine yönelik eleştiri ve çözüm önerilerini ortaya koymaktır. Araştırmada bir nitel araştırma veri toplama yöntemi olan doküman analizi yöntemi ile betimsel analiz tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırma Tarih Vakfı’nın 2002-2015 yılları arasında gerçekleştirdiği dört araştırma projesinden oluşan bir örneklem üzerinde gerçekleştirilmiş, söz konusu proje rapor ve çıktıları başta olmak üzere Vakıf tarafından basılı veya dijital ortamda yayınlanan dokümanlardan temel materyaller olarak yararlanılmıştır. Tarih Vakfı araştırma faaliyetleri başta olmak üzere yürüttüğü yoğun faaliyetlerle resmi karar mekanizmalarını genel olarak Türk eğitim sistemine çok dilli çok kültürlü bir nitelik kazandırma yönünde etkilemeye çalışmaktadır. Örnekleme dâhil olan araştırma projelerinin incelenmesinden Vakfın bu amaçlara yönelik olarak eğitim sisteminde dönüşümü amaçlayan çok geniş bir yelpazede önerilerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu önerilerin önemli bir kısmı özellikle 2012-2014 yılları arasında karşılık bulmuş; tamamen veya kısmen uygulamaya geçirilmiştir.
Although a course called Usûl-i İfade ve Tâlim was included in the first regulation of the Darülmuallimin prepared in 1851, this course has only been taught since 1878. Although an official announcement for Darülmuallimin-i Sıbyan published in 1874-1875, a course called Usûl-i Tedris was seen among the school courses, it is understood that this course was not actually taught in those years. In the General Regulations of Education, a course called Usûl-i Tâlim was included in the primary branch of the Darülmuallimat, but this course was not taught in the ten years after the opening of the Darülmuallimat, but it was first taught in 1890-1891. After an unstable period, this course started to be taught permanently only from 1890-1891. In the General Regulation of Education, the teaching profession course was not included in the courses of Darulmuallimin-i Âliye, and in the new regulation published in 1891, Usûl-i Tedris courses were included in the curriculum of all branches of the Darülmuallîm. From this date to 1909, for eighteen years, only 1-2 hours per week in Darülmuallimin courses were allocated and practice was not included. Since 1909, both in Darülmuallimin-i Âliye and in the category of teaching profession knowledge, an increase has been achieved in terms of variety and weekly course hours, and application studies have also
started to be included.
kelimesiyle yapılan arama sonucu 75 yüksek lisans tezi, 12 doktora tezi tespit edilmiş ve araştırma bu tezler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda Ziya Gökalp’i farklı yönleriyle incelemeyi amaçlayan yüksek lisans tezlerinin sayısında 2006-2011 yılları arasındaki
dönem ile 2017 yılı sonrasında; doktora tezlerinin sayısında ise 2019 yılından sonra bir artış olduğu anlaşılmıştır. Yüksek lisans tezleri 6’sı özel üniversite olmak üzere 40 farklı üniversite bünyesinde gerçekleştirilmiştir. Tüm üniversiteler içinde Ziya Gökalp’le ilgili en fazla tezin
tamamlandığı üniversite 7’şer tezle Gazi Üniversitesi ile Marmara Üniversitesidir. Doktora tezleri ise 2’si özel üniversitede olmak üzere 10 farklı üniversitede gerçekleştirilmiştir. En fazla doktora tezi 2’şer tezle Ankara Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesinde yapılmıştır. Yüksek
lisans tezleri ve doktora tezlerinin önemli bir bölümü Sosyal Bilimler Enstitüleri bünyesinde gerçekleştirilmiştir. 59 yüksek lisans tezi, 8 doktora tezi bu enstitülerde gerçekleştirilmiştir. Yüksek lisans tezleri en fazla Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim dalı bünyesinde; doktora tezleri ise en fazla Sosyoloji Anabilim Dalı bünyesinde gerçekleştirilmiştir. Yüksek lisans tezleri 14’er tezle eğitim-öğretim ve Türkçülük/milliyetçilik konularında yoğunlaşmaktadır. Doktora tezlerinin konularına göre dağılımına bakıldığında ise en fazla tezin (4 tez) modernleşme/Batılılaşma/ulus-devlet gibi konularla ilgili olduğu anlaşılmıştır.
Kastamonu Eğitim Fakültesi bünyesinde açılmıştır. Bu araştırmanın amacı ilk sosyal bilgiler öğretmenliği lisans programının açıldığı 1993 yılından günümüze eğitim fakültelerinin sosyal bilgiler öğretmenliği lisans programlarının sayı ve kontenjanlarındaki sayısal değişimi ortaya
koymaktır. Araştırmada doküman incelemesi yönteminden yararlanılmıştır. Temel araştırma dokümanı olarak Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından her yıl yayınlanan öğrenci yerleştirme kılavuzları esas alınmıştır. Araştırma sonucunda 1993 yılında bir olan sosyal bilgiler öğretmenliği program sayısında asıl artışın 1998-1999 öğretim yılında
gerçekleşerek 28’e çıktığı; 2023 yılında ise program sayısının 64’e bu programlara YÖK tarafından verilen kontenjan toplamının ise 3342’ye çıktığı anlaşılmıştır. Ayrıca 1997 yılından itibaren sosyal bilgiler öğretmenliği ikinci öğretim programları da açılmaya başlanmıştır.
Sosyal bilgiler öğretmenliği ikinci öğretim programının ilk olarak 1997 yılında Konya Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi bünyesinde açıldığı, bu programlara son kez öğrenci alımının yapıldığı 2011 yılında program sayısının 38, bu programlara o yıl için verilen toplam öğrenci kontenjanının ise 2824 olduğu anlaşılmıştır.
ve akademik personel istihdamı bu amaca uygun olarak gerçekleştirilir. Fen edebiyat fakültelerin program ve personel yapısı ise lisans eğitiminde sadece temel alan bilgisi kazandırmaya yönelik olarak tasarlanmıştır. Bu programlardan mezun olanlar ancak ek olarak Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından belirlenen esaslara göre düzenlenen pedagojik formasyon sertifika programını başarıyla tamamlamadıktan sonra ilgili alanda öğretmen adayı olabilmektedirler. Bu araştırmanın amacı bu iki farklı kaynaktan yetişen ancak aynı branşı okutmak üzere atanan öğretmen adaylarının öğretmen adayı olabilmeleri için almak zorunda oldukları öğretmenlik meslek bilgisi derslerini karşılaştırmaktır. Araştırmada bir nitel araştırma yöntemi olan doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada temel araştırma materyalleri olarak örnek program olarak seçilen eğitim fakültesi tarih öğretmenliği lisans programında 2018 yılından itibaren uygulanan ders çizelgesi ile YÖK tarafından hazırlanan ve 2021 yılından itibaren tüm branşlar için ortak olarak uygulanan pedagojik formasyon programından yararlanılmıştır. Her iki program içeriğinde yer alan öğretmenlik meslek bilgisi dersleri boyutlarıyla incelenmiş ve bu dersler farklı boyutlarıyla karşılaştırılarak değerlendirilmiştir
koymayı amaçlayan bu araştırmada “doküman incelemesi” yöntemi kullanılmıştır.
Türkiye’de 2002 yılına kadar okutulan tarih ders kitaplarında doğrudan
Süryanilerle ilgili herhangi bir konuya yer verilmemiştir. Bu dönemde Türklerin
Anadolu’yu fethi sırasında Anadolu’nun içinde bulunduğu durumdan bahsedilirken
o sırada Anadolu’da yaşayan halklardan birisi olarak Süryanilerden bahsedilmiştir.
2000’li yılların başlarından itibaren Avrupa’da bulunan bazı Süryani sivil toplum
kuruluşlarının 1915 yılında Süryanilere soykırım yapıldığı şeklinde propagandalara
başlaması üzerine MEB Talim ve Terbiye Kurulu 2002 yılında Süryaniler ile ilgili
konuların öğretim programları ve ders kitaplarına alınmasına karar vermiştir. Bu
karar üzerine 2009 yılında yayınlanan 10. sınıf tarih ders kitaplarında “Osmanlı
Devleti’nde Süryanilerin Durumu” başlığı altında Süryaniler ile ilgili bilgilere yer
verilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı 2017 yılında öğretim programlarını değiştirmiş
ve bu çerçevede hazırlanan tarih dersi öğretim programları ve ders kitaplarında
Süryaniler ile ilgili bağımsız bir konuya yer verilmemiştir.
In 2017, the Ministry of National Education has revised the curricula of the courses taught in primary and secondary education. In this context, the curriculum of the primary school social studies course was re-prepared and implemented in the 5th grade in the 2017-2018 academic year, and it was foreseen to be applied in all other classes in the 2018-2019 academic year. However, in January 2018, a comprehensive update was made in the curriculum of the social studies course, about four months after the program was introduced. The physical format of the program, the headings and the text under the headings have been changed significantly. In the program, changes were made in three of the general objectives of the course, law literacy skills were added to the skills included in the program, while one of the issues to be considered in the implementation of the program was removed completely, while some of the expressions were changed. While four of the achievements of the course in the 2017 program were completely removed from the program, thirty gain statements were changed, four of the gain statements were changed, thirteen new explanatory statements were added, sixteen explanatory expressions were added, and sixteen explanatory expressions were changed and four explanatory statements were completely omitted from the program. After a short period of four months after the start of implementation, this comprehensive revision of the 2017 program reveals that this program was prepared without adequate data and without adequate preparation. It is understood that this update was inadequate to eliminate the existing shortcomings, especially in the course of 2017, due to over-standardization and simplification concerns.
Keywords: Social studies, Social studies curriculum, Social studies course, Social studies teacher,
Azerbaycan SSC’de okutulan tarih ders kitaplarında Azerbaycan halkının etnik kökeni belirli bir ırk yerine Azerbaycan’da tarihin en eski dönemlerinden itibaren yaşayan kabilelerle tarihsel süreç içerisinde bölgeye gelerek yerleşen kabilelerin karışıp kaynaşmasından oluşan Azerbaycan halkına dayandırılmaktadır. Azerbaycan’da yaşayan kabilelerin kendi kadim dillerinden birisi de zaman içerisinde Azerbaycan’ın ortak dili haline gelmiştir. Özellikle Selçuklular döneminde yoğunlaşan Türk dilli kabilelerin bölgeye göçlerinin etkisiyle Azerbaycan dili içerisinde Türk dilli unsurlar artmış, bunun sonucu olarak da Türk dilleri ailesine dâhil bir dil olan Azerbaycan dili oluşmuştur.
Azerbaycan’ın 18 Ekim 1991 tarihinde SSCB’den ayrılmasıyla Azerbaycan Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu dönemde okutulan tarih ders kitaplarında Azerbaycan halkının etnik kökenine genel yaklaşım Azerbaycan halkının etnik kökeninin tarihin en eski devirlerinden itibaren Azerbaycan’da yaşayan Azerbaycan Türklerine dayandığı yönündedir. Azerbaycan Türklerinin dili olan Azerbaycan Türk dili IX. yüzyıla gelindiğinde tüm Azerbaycan’da ortak iletişim vasıtası haline gelmiştir.
Türkiye’deki insan hakları ve demokrasi eğitimi alanındaki çabalara bir nebze de olsa katkı sunabilmek adına öğretmen ve öğretmen adayları için genel bir başvuru eseri olarak tasarlanan bu kitapta insan hakları ve demokrasiyle ilgili temel kavramsal bilgilerin yanısıra okul öncesinden ortaöğretime kadar uzanan geniş yelpazede insan hakları ve demokrasi eğitiminin durumu ve potansiyelleri ele alınmıştır. Kitapta ayrıca insan haklarıyla ilgili temel belgeler ve sözleşmelerin Türkçe tam metinlerine de ek halinde yer verilmiştir.
Sosyal Bilgiler Eğitimi ve Tarih
89
Sosyal Bilgiler dersinin önemli bir işlevi yeni kuşakların sosyalizasyonunu, başka bir ifadeyle toplumla uyum içerisinde gelişmelerini ve kapasitelerini artırmayı sağlamak olduğu için, yeni nesillerin çağdaş dünyanın gerektirdiği bilgi ve becerileri kazanırken üyesi olduğu ulusun tarihini, değerlerini ve geleceğe ilişkin ülkü ve idealleri bilmesi ve paylaşması da büyük önem taşımaktadır. Sosyal bilgiler dersi bu işlevini yerine getirirken tarihsel konu ve temalardan yararlanır. Bu nedenle sosyal bilgiler dersi içerisinde tarih disiplini önemli bir ağırlığa sahiptir. Tarih konuları üzerine yapılacak öğrenme‐öğretme etkinlikleri sayesinde öğrenciler ayrıca, hem kendi ülkelerinin hem de başka ülkelerin tarihlerini öğrenme imkânı bulur ve böylece vatandaşlık eğitiminin çok önemli bir hedefi olan kültürel mirasın yeni nesillere aktarılması da gerçekleşmiş olur (Öztürk, 2012: 21). Sosyal bilgiler dersinin önemli konu alanlarından birisini oluşturan tarihin doğası ve özellikleri ile sosyal bilgiler ile tarih disiplini arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçlayan bu bölüm üç alt bölüm halinde düzenlenmiştir. Bu alt bölümlerin ilkinde tarihin tanımı, konusu, tarihe yardımcı bilim dalları ve tarih yazıcılığı gibi tarih bilimine özgü konulara yer verilmiştir. Sosyal Bilgiler öğretmenliği bölümlerinde tarih metodolojisi veya tarihin doğasına ilişkin bir dersin olmadığı göz önünde tutularak bölüm öğrencilerine bir kaynak yaratmak düşüncesiyle bu bölüm özellikle bir miktar geniş tutulmuştur. İkinci alt bölüm tarih eğitimine ayrılmıştır. Son olarak Türkiye’de 2005‐2006 öğretim yılından beri uygulanagelen ilköğretim sosyal bilgiler öğretim programı içerisinde tarihin yeri ve önemi programın bileşenlerinden olan genel amaçlar, değerler, beceriler ve öğrenme alanları temelinde ortaya konularak değerlendirilmiştir.
kültürel ve sosyal yönlerden de büyük benzerlik göstermektedir.
Bölge , Selçuklu Sultanı Alparslan zamanında Türkler'in eline
geçmiş , daha sonrada çeşitli devletlerin yönetiminde kalmış , son
olarak Osmanlılar'dan iran'a , iran'dan da Rusların eline geçmiştir.
1917 Bolşevik ihtilaliyle Ruslar 1. Dünya Savaşı'ndan çekilince
bölgeyi Ermenilere bırakmışlar, Ermeniler'de bu bölgede yaşayan
Müslümanlara büyük baskı ve katliamlar uygulamışlardır.
Bölge Ermeni katliamlarından Türk ordusu sayesinde kurtulmuş ,
Doğu sınırımızı çizen Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşmalarıyla bu
bölge sınırımız çizilmiştir.
Sonuçta Nahçıvan Azerbaycan'a bağlı özerk bir Cumhuriyet
olarak kalırken Iğdır bölgesi uzunu bir aradan sonra Anavatanla
kucaklaşmanın mutluluğuna kavuşmuştur.
Bölgenin siyasi durumunu belirliyen bu antlaşmalar bölgede
dört devlet arasında bölünmüş aileleri de ortaya çıkarmıştır.